Sağlıklı düşünmenin devrede olmadığı, duygusallığın köpürdüğü, baskın olduğu bir zaman sürecindeyiz. Savaş psikolojisinin ötesinde bir durum. İnsanı ürküten. Korkunç duyguların baskınlığında.
Savaşların da bir ahlâkı ve mantığı var.
Biliriz ki Müslümanların birbiriyle savaşı haram. Biliyoruz ki birbiriyle savaşan Müslümanlar ateştedir. Her iki hâlde de. Bu dünyada da öteki dünyada da. Kutsallık topraklarda ve sınırlarda değil. Değerli olan insandır, insanın varlığıdır ve insanın korunması kazanılmasıdır.
Bu bir cihat savaşı ve mücadelesi değil. Bu, ulusal, laik, seküler, liberal ve faizci devletin Misak-ı Milli sınırlarının savaşı. Bu bir medeniyet savaşı değil kavimler savaşı. Laik seküler cumhuriyetin ırkî refleksli bir savaşı.
Kürtler de emperyalizm güdümlü ve dayanaklı bir savaş içinde. Kürt Müslümanları sekülerleştirme, Türk tipi ırkî bir ayrışmaya götürme savaşı. Müslümanların birbirinden koparma, ayırma ve parçalama savaşı. Her hâlde de bu savaş ve çatışmanın ayrılıkları derinleştirdiği, Müslüman kardeşleri birbirine düşman ettiği, düşmanlığı ve uçurumları derinleştirdiği bir süreçteyiz.
Emperyallere ses çıkaramayanlar ancak kuklalara güç yetirebilirler. Onlar da emperyallerin izin verdiği kadarıyla adım atabilirler. Bu höykürmeleri çokça gördük ve yaşadık. Sonuç yeni yıkımlar getirdi.
Bu savaşlar geçmişte olduğu gibi bugün de bitmeyecek. On yıllardır hep aynı nakarat ile yüz yüzeyiz. Zaman zaman bu gerilimlerin ateş düşer, zaman zaman yükselir. Bu, bir oyun gibi sürüp gider. Sonuçlar değişmez.
Suriye halkı toptan yok edilemeyeceğine göre bir süreliğine bastırılır, dağıtılır. Kürtler toptan yok edilemeyeceğine göre onlar da bu topraklarda yaşamaya devam eder. Süryani´si, Ezidi´si, Arap´ı, Acem´i, Türk´ü bu topraklarda yaşamaya devam ederler. Ancak şu nefretin tohumları ekildi mi bir daha kolay kolay giderilemez.
Kötülük ne nefret tohumları izi kolay kolay giderilemez.
Dünya mülkü insanlığın ortak malı.
Müslümanların yaşadığı coğrafyada hak ve adalet ile olan bir yaşama tek arzu, buralar onların da ortak mülkü. Kimsenin kimseye hak üstünlüğü yok. Kimse kimseden daha çok vatansever değil.
İnsanlığa hakkı ve adaleti eşit dağıtacak gönül ehli insanlar arayışındayız.
Müslümanlar giderek ırkî bir tapınmaya sürükleniyor. Irkların nesneleri putları. Kanları put, renkleri put, boy ve posları put.
Ulusalcılık, ırk, misak-i milli sınırlı topraklar, onları betimleyen nesneler put. Din, uygarlık, ümmet ruhunu hak getire. Müslümanlığın kimi hal ve durumları sadece renk ve çeşitlilik.
İslâm cihat ruhu laik sekülarizme alet, Kemalizm´in ve ulusalcılığın kutsanmasına alet. Gerisi boş.
Milli Gazete