Suriye´nin İran´a Maliyeti
Suriye´de Mart 2011´de barışçıl halk gösterileri ile başlayan süreç kısa sürede iç savaşa dönüştü. İran, gösterilerin bastırılmaya başlanmasından günümüze dek Beşar Esad´a desteğine devam etti. Avrupa Birliği, Haziran 2011´de Suriye´de isyancıları bastırmak üzere Esad rejimine destek vermek gerekçesiyle Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi ve Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani´yi yaptırım uygulanan kişiler listesine koydu.[1] Suriye´deki varlığını ?askeri müsteşarlık? olarak açıklayan İran, 7 yıllık süreçte Esad rejiminin mali anlamda en büyük destekçilerinden biri oldu. Peki Şam´daki müttefiki için 7 yıllık desteğin Tahran´a maliyeti nedir? [2] Yıllık bütçesi, özellikle askeri harcamaları şeffaf olmayan İran´ın Suriye´deki mali yardımlarının miktarını tam olarak tespit etmek kolay olmayacaktır. Açıklanacak rakama İran´daki yoksul kesimin tepki verme ihtimali de bu yardımların gizli tutulmasına sebep olabilir.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura´nın sözcüsü Jessy Chahıne, yaptığı açıklamada İran´ın Suriye´deki masraflarının yıllık ortalama 6 milyar dolar olduğunu belirtmiştir. Bu miktar, İran´ın yıllık bütçesinin nakdi yardımlar oranın yarısına denk gelmektedir. Suriye´ye altı yıl aynı miktarda harcama yapıldığı farzedilirse, bu 36 milyar dolar yapacaktır ve İran´ın yıllık savunma bütçesinin 3 katına tekabül etmektedir. [3]
Bu konuda diğer bir iddia, Tufts Üniversitesi Doğu Akdeniz Çalışmaları müdürü Nadim Shehadi´ye aittir. Shehadi, Esad rejiminin çoğu doğal kaynağını kaybettiği 2014 ve 2015 yıllarında İran´dan 15 milyar dolar yardım aldığını iddia etmiştir.[4] İsrail Savunma Bakanlığı´nın açıklamasına göre,İran´ın Suriye´de savaştırdığı gruplardan Hizbullah´a yıllık 800 milyon dolar yardımı bulunmaktadır.[5]
İran´ın farklı ülkelerden Şii savaşçıları eğitip Suriye´deki savaşta mobilize ettiği bilinmektedir. New York Times´in haberine göre, Suriye´de sayıları 10 bini bulan Afgan Fatimiyyun Tugayı savaşçıları aylık 800 dolar maaş almaktadırlar.[6] Bu hesapla, sadece İran destekli Afgan savaşçılarının aylık maaş hacmi 8 milyon dolar yapmaktadır.Suriye´de savaşan İran destekli farklı milletlerden birçok grubun varlığı da düşünüldüğünde, sadece savaşçı maaşları büyük bir bütçenin sarfedildiğini göstermektedir.
Savaş yılları itibariyle Tahran ve Şam arasındaki ticarette İran, ithalatın iki katı değerinde ihracat yapmıştır. İthal edilen ürünler zeytinyağı ürünleri ve baharatlar iken, Suriye´nin İran´dan ithal ettiği ürünler şunlardır; tıp malzemeleri, endüstriyel ürünler, demir-çelik mamulleri ve inşaat malzemeleri. Ayrıca İran Dış İşleri Bakanı Cevat Zarif, 2017´de yaptığı açıklamada, Esad rejimine 2 milyar 800 milyon dolar tutarında tıbbi ürün ve gıda malzemelerinden oluşan insani yardım yapıldığını belirtmiştir.[7]
Kutsal yapıların imarına ödenek
Irak´taki savaş sonucu tahrip edilen kutsal mekanları imar etmek için kurulan ?Kutsal türbeleri imar müessesesi?, İran devletince finanse edilmediğini, İran´daki özel şirketler ve halkın desteği ile faaliyet yürüttüğünü açıklamıştır. Fakat İran´daki bazı muhalif çevreler bu kuruluşun devletin imkanlarından istifade ettiğini iddia etmektedir.
Bu kuruluş, İran´ın Suriye´deki müdahalesine sebep olarak gösterdiği Şam güneyindeki Seyyide Zeynep türbesini onarmış ve türbeyi ziyarete gelenler için misafirhaneler inşa etmiştir. Ayrıca İran´ın Meşhed şehri belediyesi, bu türbe çevresindeki bahçe düzenlemelerini yapmıştır. [8]
Suriye borcunu nasıl ödeyecek?
Suriye´nin İran´a ne kadar borçlu olduğuna dair şeffaf bir veri olmasa da borcun varlığı bir sır değil. Suriye politikasının yerinde ve stratejik bir karar olduğunu savunan İranlı yetkililer,ilerleyen yıllarda bu siyasetin ticari-ekonomik getirisinin olacağı kanaatindeler. Hedeflenen getirilerden birinin, savaş öncesi Türkiye, Rusye, Çin ve AB ürünlerinin hakim olduğu Suriye pazarında artık İran mallarının revaçta olacağı ihtimalidir. Buna karşın İran Ticaret Odası Başkanı ? Suriye pazarında İran mallarına sınırlamalar mevcut, pazarda Türk kaçak mallarının etkisi daha büyük. Suriyeliler de Türk mallarına meyilli? açıklamasında bulunmuştur.[9] İran Ticaret Odası Başkanı, Şam´da ziyaret ettiği Suriye Ticaret Bakanı´ndan iki ülke arasında serbest ticaret anlaşması talep etmiştir. [10]
Borçların geri ödenmesi hususunda, İran Devrim Rehberi Ali Hamaney´in askeri işler danışmanı Yahya Rahim Safevi 18 Şubat 2018´de ?Suriye borçlarını petrol, gaz ve fosfat madeni karşılığında ödeyebilir? ifadesini kullanmıştır.[11] Safevi´nin 2016´da yaptığı açıklamaya baktığımızda, İran´ın borçlarını tahsil etme telaşını daha net anlayabiliriz ?Rus ve Amerikalı yetkililer arasında görüşmeler mevcut, bu iki küresel kudretin mutabakatı halinde İran´ın Suriye´deki payı zâyi olabilir?.[12]
Suriye´nin yeniden imarı
Devam eden savaşın bitme ihtimaline karşın, Suriye´nin yeniden imarı konusu gündeme gelmektedir. BM´nin yaptığı açıklamaya göre, Suriye´nin yeniden imarı için 300 milyar dolara ihtiyaç duyulmaktadır. Suriye´deki rejimin mevcut bütçesinin buna imkan vermediği, yabancı sermayenin bir zaruret olduğu bilinmektedir. Körfez ülkeleri ve Batılı ülkelerin Esad yönetimi ile olumsuz münasebetleri imar konusunda yardıma meyillerinin olmayacağı ihtimalini akla getirmektedir. Esad´in yegane dostları İran ve Rusya´nın yeniden imarı destekleyen açıklamaları ve içinde bulundukları ekonomik durum bir tezat oluşturmaktadır. Çinli yatırımcıların Suriye´nin yeniden inşasında rol almak için harekete geçtiği de iddia edilmektedir.
Şam´ı ziyaret eden İran Meclisi heyetini kabul eden Suriye Başbakanı İmad Hamis, ülkesinin yeniden inşa aşamasında İran şirketlerine öncelik verileceğini ifade etmiştir.[13]İran Cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi yapan Beşar Esad, ülkesinin yeniden imarı için İran´ın iştirâkını talep etmiştir.[14] Kahire´de ikamet eden Suriyeli eski vekil Beşir elBasem ?İran´ın projesi ?faydalı Suriye´ inşa etmektir, gerçekten faydalı. Fakat Suriye için değil İran´ın kendisi için faydalı? açıklamasında bulunmuştur.[15]
Ayrıca İran´daki zengin ve muhafazakar kesimin Suriye´de yatırım yapıp konut alımı için teşvik edildiği iddia edilmektedir.[16] Bu iddiaya göre, başta Şam ve Humus olmak üzere Suriye´nin büyük şehirlerindeki ticari merkezleri ve değerli ikamet yerlerinin alımı için seferber olan emlak şirketleri kurulmuştur. Şam´da Seyyide Zeynep Türbesi ve İran elçiliğinin bulunduğu bölgelere demografik yapının mezhebi olarak değişimini sağlayacak şekilde İranlıların yerleştirildiği, Şam´ın kadim pazar alanında kasıtlı yangın çıkarıldığı, yangında dükkanları zarar gören Suriyelilerin mülklerini bu emlak şirketine sattığı ifadeleri bu iddiaların devamıdır.[17]
İran´ın Suriye´deki harcamaları zaman zaman İran iç siyasetinde tepki görmektedir. Sosyo-ekonomik protestolarda İran´ın kendi halkını ihmal ettiği, ülke servetini başta Suriye olmak üzere Arap ülkelerinde harcadığı dile getirilmektedir. Gerek 12 Kasım 2017´de İran´ın Kirmanşah kentinde meydana gelen deprem sonrası barınma problemi yaşayan depremzedeler, gerekse ülkenin muhtelif yerlerinde ekonomik sebeplerle hükümeti eleştiren göstericiler ?Suriye´yi bırakın, derdimize çare bulun? sloganları ile dış politikaya tepki göstermişlerdir. [18]
Sonuç yerine
Bazen ülkeleri aşan, kıtaların kaderini tayin edip tarihin seyrini değitirecek bir olguya dönüşebilen savaş, bir tarafın felaketine sebep olduğu gibi diğer taraf için hazinelere açılan bir kapı olabilir. İngiltere ve Fransa arasında gerçekleşen Yedi yıl savaşları, ekonomik, sosyal, siyasi etkileri itibariyle bu değişime iyi bir örnektir. Fransa, savaş sonucunda çoğu sömürgesini İngiltere´ye kaybetmiştir. İngiltere savaşın galibi olmasına rağmen, verdiği ekonomik kaybı telafi etmek için Amerika´daki kolonilere yeni vergiler koymuş, koloniler bu vergileri kabul etmeyip bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. Savaş esnasında hazineleri boşalan Fransa kralı halka ağır vergiler yüklemiş, vergi vermeyi reddeden halk yeni bir meclis oluşturmuştur. Kral kurulan bu meclisi dağıtmak isteyince halk ayaklanıp siyasi mahkumların tutulduğu Bastil hapishanesini basmış ve bu olay Fransız ihtilalinin başlangıcı sayılmıştır. Özetle savaşlar, etkisini yaşandığı zaman ve coğrafya ile sınırlı bırakmaz, kelebek etkisi gibi farklı iklim ve devirlere tesir edebilir. Taraflardan birine perişanlığı, kıtlık ve teslimiyeti miras bıraktığı gibi, diğer taraf için devam ettikçe zenginliğe vesile olan bir sektördür. Kesintisiz bir şekilde Suriye´ye mali,siyasi ve askeri destek veren İran´ın, bu desteğin neticesinde Doğu Akdeniz´e ulaşıp Şam´da asıl nüfuz edici aktör mü olacağı yoksa bu harcamaların faturası olarak Tahran´ı başka krizlerin mi beklediği merak konusudur.