25. 07. 2018 Perşembe
İZMİR ? Konak Mülteci Merkezi ?Suriyeli mülteciler neden hedefte?? paneli düzenledi. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de katıldığı toplantıda mültecilere yönelik saldırıların nedenleri ve çözüm önerileri tartışıldı.
Toplantıda mültecilere yapılan saldırıların temelinde devletin göç üzerine herhangi bir programının olmaması ve entegrasyon politikasının belirlenmemesi gibi sebeplerin olduğu belirtilirken mültecilere yönelik nefret söyleminin de ana akım basın tarafından beslendiği belirtildi.
Moderatörlüğünü Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi´nden KHK ile ihraç edilen Dr. Cavidan Soykan´ın gerçekleştirdiği toplantıya konuşmacı olarak Halkların Köprüsü Derneği Başkan Yardımcısı Yıldırım Şahin ve Mülteci-Der üyesi Nursen Arslan ve Konak Mülteci Merkezi adına Deysem Siti de katıldı.
?YAŞANAN OLAY SADECE İZMİR´E ÖZEL DEĞİL´
Çok yakın bir zamanda Suriyeli mültecilere yönelik gerçekleşen linç girişimi nedeniyle bu toplantıyı yapma gereği duyulduğunu söyleyen moderatör Soykan, yaşanan olayın sadece İzmir´e özel bir vaka olmadığını belirtti. Suriyeli mültecilere yönelik saldırıların genellikle ?Bizim kızımıza yan baktılar, çok gürültü yapıyorlar? gibi kişisel bir görüntü altında başlayıp daha sonra toplumsal bir lince dönüştüğünü ifade eden Soykan, konuşmasını şöyle sürdürdü; ?Son dönemlerde çok büyük saldırılarla karşılaşıyoruz. Ancak buna karşı devlet yöneticilerinin tutumu ise saldırgan grubu sakinleştirmeye çalışarak Suriyelileri o mahalleden uzaklaştırmak oluyor. Bornova´da yaşananlarda da aynısı oldu. Bunun sebeplerine baktığımızda devletin göç üzerine herhangi bir programının olmaması, entegrasyon politikasının belirlenmemesi ve geçici çözümlerle ?misafir´ denilerek durumun idare edilmeye çalışılması gibi eksiklikler görülmektedir. Bunun sonucunda özellikle yerellerde toplumsal gerginliğin arttığı anlarda benzer saldırıların Türkiyeliler tarafından yapıldığını görüyoruz´´
?HER GÖÇ MEŞRUDUR´
Konuşmacılardan ilk sözü alan Halkların Köprüsü Derneği Başkan Yardımcısı Yıldırım Şahin, ?göçün tarihine´ değindi. Şahin, ?İnsanlık tarihi göçle anılacak bir tarih. Göçün bu şekilde yasalarla sınırlandırılması çok yeni şeyler. Bu yüzden önce bunun olmadığı bir çözüm üzerinden hareket edilmesi gerekiyor. Tarihte imparatorluklarda onlarca etnik grup bir arada yaşarken ulus devletlerin inşası ile birlikte bir etnik temizlik ortaya çıkıyor ve o andan itibaren de insanlar yer değiştirmeye başlıyor. Yani ulus devletlerle birlikte ortaya çıkan sınırlar ve onların egemenlik alanları ile birlikte etnik temizlik dediğimiz şey ortaya çıktı. Göç dediğimiz olay da bundan sonra başladı? ifadelerini kullandı.
!Hiçbir insan isteyerek yerini yurdunu terk etmez. İnsanlar ister savaş nedeniyle, ister ekonomik nedenlerle olsun bir nedenle kendi vatandaşı olduğu ülkeden çıkıp başka bir yere gitmek zorunda kalıyorlar. Bu nedenle de her göç meşrudur. Bu yüzden göçün yapıldığı ülkelerin halklarının da onları misafirperverlikle karşılaması gerekir. Çünkü aynı şeyi bir gün kendisinin yaşamayacağının bir garantisi yok´´, sözleriyle devam eden Şahin, göç kavramının sosyolojik bağlarından koparılmaması gerektiğinin altını çizdi.
BASINDA YER ALAN HABERLER AYRIMCILIĞI VE KİNİ BESLİYOR
Basında yer alan haberlerin dili ile ayrımcılığı ve kini beslediğini söyleyen Nursen Arslan, basına yansıyan haberlerin reddetme, zarar verme, yok sayma, yalnızlaştırma, damgalama gibi hedefleri olduğunu belirtti. Suriyelilerin oy kullanmasının kaygı yarattığını ve bu bağlamda sosyal yapıyı bozdukları gibi söylemlerin sosyal medyaya da yansıdığını söyleyen Arslan, toplumda kendisine yer edinmeye başlayan mültecilerin fuhuşun yaygınlaşmasına neden oldukları, ikinci eş olmak istedikleri; kızlarının erkekler nedeniyle sokağa çıkarılamadığı gibi söylemleri örnek gösterdi. Aslan sözlerini şöyle sürdürdü; ?Özellikle göçmen erkekler sınır ötesinde ?Bizim askerlerimiz sizin için savaşırken siz burada yatıyorsunuz, bizim vergilerimizle hayatınızı devam ettiriyorsunuz´ gibi söylemlerle karşılaşıyorlar. Ekonomik söylemler de var. Geldiler kiralar yükseldi, bizim yerimize çalışıyorlar, vergiler yükseldi gibi söylemlerle ülkedeki ekonomik düzensizliğin kaynağı olarak gösterildiler. Özellikle göçmen erkekler sınır ötesinde ?Bizim askerlerimiz sizin için savaşırken siz burada yatıyorsunuz, bizim vergilerimizle hayatınızı devam ettiriyorsunuz´ gibi söylemlerle karşılaşıyorlar. Ekonomik söylemler de var. Geldiler kiralar yükseldi, bizim yerimize çalışıyorlar, vergiler yükseldi gibi söylemlerle ülkedeki ekonomik düzensizliğin kaynağı olarak gösterildiler?
Kaynak: gazeteduvar.com