Sakarya´nın Kaynarca ilçesindeki ormanlık alanda Suriyeli hamile kadın Emani Al-Rahmun ile 10 aylık bebeğinin öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında, 2 tutuklu sanığın üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 30 yıl 6 aydan 50´şer yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı.
Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) adına açıklama yapan Hukuk Komisyonu Başkanı Esra Hatipoğlu, vahşi cinayete kurban giden Emani ve evlatlarıyla ilgili görülen davanın ikinci duruşmasını takip etmek için Sakarya´da olduklarını söyledi.
Sanıkların ilk duruşmada verdikleri ifadeler karşısında dehşete düştüklerini belirten Hatipoğlu, "Bir kadın ve evladını evlerinde uyurken kaçıran ´Hamile olduğunu biliyorduk ama kaç aylık olduğunu bilmiyorduk.´ diyebilen sanıkların insanlıktan nasiplerini almadıklarını ve bu canilerin en ağır cezayı almasının ancak bir nebze olsun vicdanları rahatlatacağını ifade etmek istiyoruz." diye konuştu.
Hatipoğlu, Türkiye´ye sığınan Suriyeli bir ailenin başına gelen ve herkesi dehşete düşüren bu olayın acısını hala yüreklerde hissedildiğini kaydetti.
Suriyeli kadın ve çocuklarının, zalim bir rejimin vahşetinden kaçtığını, Türkiye´ye sığınarak emanet olduklarını dile getiren Hatipoğlu, şöyle devam etti:
"Ancak ne yazık ki insanlık dışı bir vahşete kurban gittiler. Bu yük hepimizin omuzlarındadır ve Emani´nin eşi ve ailesine destek olmak, onları bu haklı mücadelelerinde yalnız bırakmamak bir insanlık görevidir. Bu nedenle KADEM olarak, başta Emani ve evlatları olmak üzere, kadın ve çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü şiddetin karşısında olduğumuzu, şiddetin bir insan hakları ihlali olduğunu, hiçbir insanın bir başkasının canına kastetmeye hakkı olmadığını ve sanıkların en ağır cezayı almaları için davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz."
"Göçmen kadınların da yanındayız"
İstanbul Kadın Meclisleri adına konuşan Sultan Gürbey de davayı takip etmek için burada olduklarını söyledi.
Kadına yönelik şiddet ile çocuklara cinsel istismara ilişkin istatistiki verilen paylaşan Gürbey, "Şiddetin niteliği de değişiyor, vahşileşiyor. Emani cinayeti, ne yazık ki bu vahşiliğin en somut örneğidir." dedi.
Gürbey, bu cinayetin iç savaştan kaçıp Türkiye´de yaşamaya çalışan sığınmacı kadınların neler yaşadığını bir kez daha gündeme getirdiğini dile getirerek, "Kadınlar savaş ortamlarında, şiddet ortamlarında en ağır bedeli ödeyenler oluyor. Ülkesindeki şiddetten kaçan kadınların sığındıkları ülkelerde de cinsel şiddete maruz kalmaları, öldürülmeleri kabul edilemez. Zaten var olan kadın düşmanlığı yabancı düşmanlığıyla birleşerek göçmen kadınların hayatlarını daha da zorlaştırıyor. Sessiz kalmıyoruz. Göçmen kadınların da yanındayız.
Bir daha Emani´lerin ölmemesi, kadınların ve çocukların cinsel şiddete maruz kalmaması, öldürülmemesi için yapılması gereken, iyi hal indirimlerinin uygulanmaması, faillere caydırıcı cezalar verilmesi, 6284 sayılı yasanın ve İstanbul Sözleşmesi´nin etkin şekilde uygulanmasıdır. Emani ve öldürülen tüm kadınlar için adalet istiyoruz. Tüm kadınlar için adaleti sağlayana kadar mücadeleye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Öte yandan polis ekiplerinin adliye binası çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Süreç
Sakarya´nın Kaynarca ilçesinde yaşayan Suriyeli uyruklu Halid Al-Rahmun, 6 Temmuz 2017´de iş yerinden geldikten sonra evinde olmayan hamile eşi Emani ile 10 aylık erkek bebeği Halaf Al-Rahmun´u tüm aramalarına rağmen bulamamış ve ihbarı üzerine jandarma ile polis ekiplerince çalışma başlatılmıştı. Aramalar sonucu kadın ve bebeğinin cesetleri, Birlik Mahallesi´ndeki ormanlık alanda bulunmuştu. Olayla ilgili gözaltına alınan Birol Karacal ile Celal Bay, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı´nca hazırlanan ve Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 12 sayfalık iddianamede, Birol Karacal ve Celal Bay sanık olarak yer alıyor.
İddianamede sanıklar hakkında "tasarlayarak canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme", "gebe olduğu bilinen kadını öldürme", "çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi öldürme", "nitelikli cinsel saldırı", "cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etme" ile "nitelikli yağma" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 30 yıl 6 aydan 50´şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.