Fotoğraf: Reuters (arşiv)
Sudan’da geçiş hükümetinin, din ile devlet işlerini birbirinden ayırmayı kabul etmesiyle birlikte, ülkede laik sisteme geçiş yapıldı.
Sudan Başbakanı Abdalla Hamdok ve Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) örgütü lideri Abdel-Aziz al-Hilu, perşembe günü Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da ilkeyi benimseyen bir bildirgeye imza attı.
Belgede "Sudan'ın tüm vatandaşlarının haklarının güvence altına alındığı demokratik bir ülke haline gelmesi için anayasa, halkın kendi kaderini tayin hakkına saygı göstermesi gereken 'din ve devletin ayrılığı' ilkesine dayanmalıdır" ifadelerine yer verildi.
Anlaşma, hükümetin, devrik lider Ömer el Beşir yönetiminde başlayan iç savaşa son vermek için isyancı güçlerle bir barış anlaşması başlatmasından kısa bir süre sonra geldi.
Ülkenin sınır eyaletlerinde Sudanlı askerlerle savaşan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey'deki iki fraksiyondan daha büyük olanı, seküler bir sistem sağlamayan herhangi bir anlaşmayı imzalamayı reddetmişti.
Sudan'da geçici hükümetin yasa değişiklikleri protesto edildi
Sudan’da geçici hükümetin çıkardığı yeni yasalara tepki amacıyla başkent Hartum’da gösteri düzenlendi.
İslami grupların çağrısıyla cuma namazı sonrası başkent Hartum’un farklı noktalarında toplanan gruplar, "Allah’ın kanunları değiştirilemez", “Laik yönetim istemiyoruz. Alkol ve ahlaksızlığa hayır” ve “Kur’an anayasamızdır” şeklinde slogan attı.
Özellikle dini konulardaki yasa değişikliklerine tepki gösteren Sudanlılar, 7 haftadır cuma günleri reform karşıtı gösteriler düzenliyor.
Sudan’da İslami yönetim
İslami yönetime devrik lider Ömer el Beşir döneminde geçilmişti. Ülkesini 1989'dan beri yöneten 76 yaşındaki Ömer el Beşir, haftalar süren kitlesel halk hareketlerinin ardından 2019 yılında askeri bir darbe ile görevden uzaklaştırılmış, ardından da cezaevine konulmuştu.
Ülkesinde yolsuzluktan suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına çarptırılan devrik liderin daha sonra Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) teslim edileceği açıklanmıştı.
Sudan, Beşir'in 1989'da iktidarı ele geçirmesinden kısa bir süre sonra başlayan ve ülkeyi "İslam dünyasının öncüsü" yapmaya çalışan katı bir İslam hukuku yorumunu uygulayan bir sistemi benimsemişti. Uluslararası yaptırımların da hedefi olan ülkeyi Amerika Birleşik Devletleri 1993'te terörü destekleyen bir ülke olarak kabul etmiş ve 2017'ye kadar yaptırımlar uygulamıştı.
Independent Türkçe, AA, Euronews