SREBRENİTSA´DAKİ SOYKIRIMDA KİMSESİZ KALDI
Avrupa´da, İkinci Dünya Savaşı´nın ardından yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen Srebrenitsa´daki soykırımın 20. yılında toprağa verilecek 136 kurbandan biri öldürüldüğünde henüz 17 yaşında olan Cemal Alyiç.
Bu yılki cenaze töreninde Potoçari Anıt Mezarlığı´na toprağa verilecek Cemal´in annesi Fatima Alyiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1995 yılında yaşanan soykırımın ardından "kimsesiz" kaldığını söyledi.
Bugün Bosna Hersek´in başkenti Saraybosna´da yaşayan Alyiç, oğullarından Sabahudin´in savaşta asker olduğunu ve 1992 yılında hayatını kaybettiğini, diğer iki oğlunun ise babalarıyla birlikte Srebrenitsa´nın Sırpların eline geçmesinin ardından orman yolundan Tuzla´ya hareket ettiklerini anlattı.
Sırp askerlerin Srebrenitsa´yı ele geçirmesinin ardından şehri terk eden diğer erkeklerle birlikte orman yoluna doğru giden iki oğlunu ve eşini evinin camından izlediğini aktaran Alyiç, "Onları bir daha göremedim. Kravitsa´da öldürüldüler. Bedenleri ise farklı toplu mezarlarda bulundu. Cemal de diğer oğlum Şeval da bekardı. Bana onları hatırlatacak torunum bile yok" ifadesini kullandı.
Alyiç, o günleri anlatacak hiçbir söz bulamadığını, 10,11 ve 12 Temmuz´da diğer kadın ve çocuklarla birlikte Potoçari´de kaldığını, 13 Temmuz´da ise kamyonlarla Boşnak askerlerin kontrolündeki Tuzla´ya götürüldüklerini aktardı.
İki oğlunun, eşi Sulyo ile birlikte halk arasında "Ölüm Yolu" olarak da bilinen orman yoldan Tuzla´ya gittiğini kaydeden Alyiç, "Herkes kaçıyordu. O günlerde Srebrenitsa´da olanları kelimelerle ifade etmek zor. Potoçari´deki sokaklar sanki insanlardan oluşan bir nehir gibiydi. Erkekler ailelerinden ayrılıyordu. Onlardan ayrılırken sadece Cemal´e sarılma imkanım oldu. Hiç kimse hiçbir şey konuşmuyordu" diye konuştu.
Başsız bedenlerini gördü
Srebrenitsa´da ayrıldığı iki oğlunu ve eşini Tuzla´da yeniden göreceğini umut eden Alyiç´in hayalli kısa süre içinde son buldu. Srebrenitsalı anne, kamyonla Tuzla´ya giderken oğlunun başsız bedenini gördüğünü söyledi.
"Yolda her şeyi gördüm" diyen Alyiç, şunları kaydetti:
"Oğullarımdan birinin başsız bedenini gördüm. Diğer oğlum ve eşim ise elleri enselerinde bir yere götürülüyordu. Tüm tanıdıklarımız yakalanmıştı. Başlarını kesmişlerdi. Oğlumu başsız gördüm. Onu üzerindeki giysiden tanıdım. Yanında başsız bir beden daha vardı. Kamyonun tentesini, biraz hava alabilmek için araladığımda gördüm her şeyi. Cemal´in başını babasının ve kardeşinin önünde kesmişlerdi. O an fenalaştım. Sonra hiçbir şey hatırlamıyorum. İnsanlar yol üzerinde başka Srebrenitsalıları da gördüklerini anlattı. Bizimkiler Kravitsa´daydı, yolun başında."
Alyiç, 11 Temmuz´da toprağa vereceği Cemal´in kimlik tespitinin 2008 yılında yapıldığını belirterek, "Sadece birkaç kemiği bulunmuştu. Kimlik tespit süreci benim için çok zordu. Sadece kol, bacak ve ayak kemikleri bulunmuştu. 7 yıl boyunca diğer kemiklerinin de bulunmasını bekledim ama hiçbir şey bulunmadı" dedi.
Diğer oğlu Şeval´in bedeninin Glogova´da, eşi Sulyo´nun ise Zeleno Yadro´da bulunduğunu anlatan Alyiç, Cemal´in kemiklerinin ise farklı toplu mezarlardan çıkarıldığını söyledi.
Alyiç, asker olan 1992 yılında öldürülen diğer oğlu Sabahudin´in bedenine hala ulaşamadıklarını kaydederek, 11 Temmuz´da Cemal´i babasının ve diğer kardeşi Şeval´in mezarının yanına defnedeceğini sözlerine ekledi.
Srebrenitsa Soykırımı´nın 20. yılında, 11 Temmuz´da düzenlenecek toplu cenaze ve anma töreninde kimlik tespiti tamamlanan 136 soykırım kurbanı Potoçari Anıt Mezarlığı´na defnedilecek. Cemal Alyiç´in yanı sıra öldürüldüklerinde reşit olmayan 17 kurban daha bu yıl toprağa verilecek.