Araştırmacı Ömer Burak Tek, mülteci karşıtlığına sosyo-ekonomik koşulların etkisini araştırdı. Buna göre Türkiye’de son 15 yılda işsizlik oranının yüzde 10 ile yüzde 14 arası bir bantta seyrettiği ve eşik noktalarının genel itibariyle iç veya dış faktörlerden kaynaklı ekonomik krizler sebebiyle oluştuğu görülüyor.
BM mülteci örgütüne göre Türkiye, uluslararası koruma ihtiyacı içinde olan 3,7 milyon Suriyeli ve 320 bine yakın diğer uyruklardan 4 milyon kişiye ev sahipliği yapıyor. (1)
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin yüzde 98,6’sı 81 ilde ev sahibi toplumla bir arada yaşarken, yüzde 1,4’ü ise Göç İdaresi Başkanlığı yönetimindeki yedi geçici barınma merkezinde kalıyor. (2)
Bu bağlamda Türkiye’de bu sayılar ön plana çıkarılarak, mültecilerin sosyo-ekonomik hayatı olumsuz etkilediğine ilişkin mülteci karşıtı güçlü bir argüman bulunuyor.
Peki gerçekten böyle mi? Bunu görmek için Türkiye’ye kitlesel olarak mültecilerin gelmeye başladığı 2012 yılı baz alınarak işsizlik oranına, istihdam oranına, en çok göç alan illerle en az göç alan illerdeki kişi başına düşen GSYİH’ye ve illerdeki sosyo-ekonomik statüyü gösteren veriler incelenebilir.
Aşağıda yer alan grafikte yıllar itibariyle Türkiye’deki mülteci sayısı ile işsizlik oranı birlikte gösteriliyor. Bu iki veri birlikte değerlendirildiğinde ikisi arasında doğrudan bir ilişki olmadığı görülüyor. Türkiye’de son 15 yılda işsizlik oranının yüzde 10 ile yüzde 14 arası bir bantta seyrettiği ve eşik noktalarının genel itibariyle iç veya dış faktörlerden kaynaklı ekonomik krizler sebebiyle oluştuğu görülüyor.
Kaynak: Göç İdaresi Başkanlığı ve TÜİK verilerinden oluşturulmuştur.
İstihdam oranında ise Türkiye’de 2018 ve 2020 yıllarında çarpıcı düşüklükler görülüyor. Bu duruma 2018 yılında yaşanan döviz krizi ve 2020 yılında yaşanan pandemi sebebiyet vermiş gibi görünüyor çünkü Türkiye ekonomisine benzer kırılganlığa sahip ülkelerde de bu yıllarda istihdam oranı benzer bir seyir izliyor.
Kaynak: Göç İdaresi Başkanlığı ve TÜİK verilerinden oluşturulmuştur.
Aşağıda tabloda ise nüfusuna göre en fazla ve en az kayıtlı Suriyeli nüfus barındıran iller gösteriliyor. Mültecilerin en yoğun olduğu il %73 ile Kilis olurken onu %26 ile Hatay ve %22 ile Gaziantep takip ediyor. Mülteci yoğunluğunun en az olduğu iller ise %0.04 ile Artvin ve Iğdır olarak karşımıza çıkıyor.
İl Adı | Kayıtlı Suriyeli Nüfusu İle İl Nüfusunun Karşılaştırmalı Yüzdesi Yüksek Olan İller | İl Adı | Kayıtlı Suriyeli Nüfusu İle İl Nüfusunun Karşılaştırmalı Yüzdesi Düşük Olan İller |
Kilis | %73,28 | Artvin | %0.04 |
Hatay | %25,95 | Iğdır | %0.04 |
Gaziantep | %21,66 | Bayburt | %0.06 |
Şanlıurfa | %20,00 | Erzincan | %0.07 |
Mersin | %12,73 | Kars | %0.07 |
Mardin | %11,60 | Giresun | %0.08 |
Adana | %11.32 | Ardahan | %0.13 |
Kahramanmaraş | %8.20 | Erzurum | %0.15 |
Kaynak: İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı
Mülteci yoğunluğunun en fazla ve en az olduğu illerdeki kişi başına düşen GSYİH verilerine bakıldığında benzer bir seyir izlediği görülüyor.
Her iki kategoride de yer alan illerin kişi başı gelirlerinde 2013 yılına kadar artış gözlenirken 2013 yılından itibaren bir azalma görülüyor. Bunun temel nedeninin 2009 küresel kriziyle başlayan bol para dönemimin sonuna gelinmiş olması ve bu durumun Türkiye ekonomisindeki etkisi olduğu söylenebilir.
Kaynak: Göç İdaresi Başkanlığı ve TÜİK verilerinden yazar tarafından oluşturulmuştur.
Kayıtlı Suriyeli nüfusun il nüfusuna göre en yüksek olan bölge Gaziantep-Kilis Bölgesine bakıldığında hem işsizlik oranında hem de tarım dışı işsizlik oranında Türkiye ekonomisine benzer bir eğilim sergilediği, mültecilerin gelmesi ile bu göstergelerde bir artış yaşanmadığı veya genel eğilimin aksine bir bozulmaya neden olmadığı görülüyor.
Kayıtlı Suriyeli Nüfusun İl Nüfusuna En yüksek olan Bölge Gaziantep-Kilis Bölgesi
TÜİK verilerinden yazar tarafından oluşturulmuştur.
Buna ek olarak, bölgesel gelişme politikalarının izleme ve değerlendirmesinin önemli araçlarından bir tanesi olan Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması (SEGE) Araştırmaları ilçe, il ve bölgelerin gelişmişlik düzeylerini ve eğilimlerini tespit etme ve mukayese imkânı tanımaktadır. Bu açıdan SEGE araştırmaları illerin hem sosyal hem de ekonomik performanslarına ilişkin bizlere önemli ipuçları vermektedir.
"Yukarıda yer alan makro göstergelere birlikte değerlendirildiğinde mültecilerin Türkiye ekonomisinde istihdam ve işsizlik verilerinin bozulmasına yol açmadığı görülüyor."
Mültecilerin yoğun olduğu illerin SEGE sıralamasına baktığımızda nüfusa göre en çok mülteci barındıran Kilis ili 2011 SEGE sıralamasında 63’ü sıradayken 2017 SEGE sıralamasında 62. sıraya yükselmiştir.
Benzer şekilde nüfusa göre mültecinin yoğun olduğu bir diğer il olan Gaziantep’e baktığımızda her iki SEGE sıralamasında da 30. Sırada bulunmaktadır. Hatay ili bu yıllar arasında 46. sıradan 39. sıraya yükselirken, Şanlıurfa her iki SEGE çalışmasında da 73. sırada yer almıştır. Bu veriler mültecilerin yoğun olduğu illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından geriye gitmediği ve mültecilerin bu illerin sosyo-ekonomik yapısını bozmadığını göstermektedir.
Yukarıda yer alan makro göstergelere birlikte değerlendirildiğinde mültecilerin Türkiye ekonomisinde istihdam ve işsizlik verilerinin bozulmasına yol açmadığı, mültecilerin yoğun olduğu il ve bölgelerin sosyo-ekonomik göstergelerde diğer il ve bölgelere göre geri kalmadığı görülüyor.
—
Kaynak: Farklı Bakış