Milyonlarca takipçisi olan bu topluluklar arasında yer alan Anadolu Halk ve Barış Platformu (AHBAP) ile Güzel Kalpler Topluluğu, coğrafya ayırmaksızın ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşuyor. Gönüllüler ayrıca sağlık, beslenme ve şiddet problemleri yaşayan hayvanlara da yardım ederek, duyarlılığın artmasına vesile oluyor.
Şarkıcı Haluk Levent´in kurucusu olduğu AHBAP´ın Genel Başkan Yardımcısı Emrah Aydoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilk olarak sosyal medyada bazı yardım çalışmalarına destek vermeye başladıklarını söyledi.
Daha sonra Twitter´da yaptıkları konuşmalarda "Hadi bir parti kuralım" şeklinde bir fikir ortaya atıldığını belirten Aydoğdu, "Aynı gün ´Artık yardımlaşma ve birlikte destek olma partisi kuruyoruz´ denildi. O oluşum, daha sonra bir parti değil de dernek ya da platforma çevrildi. Yani AHBAP sosyal medyada bir şaka sonucu başladı. Çok ilgi görünce ´Zaten yardımlaşıyoruz ama bu yardımları kolay kolay teyit edemiyoruz.´ denildi. Türkiye´nin her yerinde insanların katılımıyla hem bunu teyit etme mekanizması daha kolay olacaktı hem de gençlerin enerjisinin artırılması, hayatlarına anlam katılması, yardımlaşmayı seven insanların birlikte güzel, sanatsal ve bilimsel projeler üretebilmesi, beraber çalışma ortamı sunulabilmesi, projeler üretip, ülkenin eğitimine ve doğasına katkı sunabilecek işler çıkartılmasında bir potansiyel görüldüğü için buna göre plan yapmaya başladık." diye konuştu.
Aydoğdu, 16 bin kişinin bu platforma katılmak için başvuru formunu doldurduğunu, bu kişilerin 6 biniyle iletişim halinde olduklarını, 54 ilde çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
"Uluslararası denetim firması tarafından denetleniyoruz"
AHBAP´ta her gün özel olayların yaşandığına dikkati çeken Aydoğdu, şöyle devam etti:
"Örneğin, Van´ın bir köyünde ´Engelli bir çocuğumuzun okulun ilk günü el arabasıyla okula götürüldüğüne" yönelik haberler vardı. O haberin bize ulaşmasından sonra bizim AHBAP Van´a ´Konuyla ilgilenir misiniz, gidip bakabilir misiniz?" dememizin ardından, onların oraya gitmesi ve bizim o çocuğumuz için akülü sandalye sponsoru bulmamız ve yola çıkarmamız arasında yalnızca 1,5 saat vardı. Biz bu kısa sürede çocuğun akülü sandalyesini aldık ve yola çıkardık. İhtiyaç sahiplerine gerektiğinde hemen ulaşabiliyoruz. Tamamen şeffaf olma niyetiyle yola çıktık. Şu anda çok abartılı sayıda bir bağışçımız yok ama insanlardan, böyle 50 lira, 100 lira ya da daha az meblağlarda, harçlıklarından ayıranlardan ´Helal olsun size, sizi çok seviyoruz´ diye gelen bazı yardımlar oluyor. Bu söylenmez ama şeffaflık için belirtmekte fayda var. Hesaplarımızdan bugüne kadar herhangi bir para almadık. Bankadan direkt ihtiyaç sahibine yollanıyor. Akülü sandalye alınıyorsa onu faturalandırıyoruz. İhtiyaç sahiplerinin raporlarını dosyalıyoruz. Bir de uluslararası denetim firması tarafından denetleniyoruz. Yani, devletin denetimi dışında da bir denetim istedik. Bunu elimiz rahat olsun diye yaptık. Kendi masraflarımız için bağışlara asla dokunmuyoruz. Bağışları ihtiyaç sahipleri için harcıyoruz."
Aydoğdu, Bodrum´da üyelere yönelik yaptıkları yaz kampı masrafları için Haluk Levent´in ceketini sosyal medya üzerinden sattığını, bazı sponsorluklarla da para harcamadan çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
İnsanların gönderdiği bağışları, hastaların tedavisi ya da engellilerin ihtiyaçları için kullandıklarını dile getiren Aydoğdu, "AHBAP adını suistimal etmek isteyenler ve para toplama girişiminde bulunanlar oldu ama üyelerimiz çok uyanık. Sosyal medyada dinamik bir şekilde hemen bunu tespit edebiliyorlar. ´Burada bir sorun var´ dedikleri an biz devreye giriyoruz." dedi.
Aydoğdu, AA´nın haberleştirdiği, Mars toprağından oksijen üretme projesiyle NASA´nın yarışmasında dereceye giren Serhat-Onur Yüksel kardeşlerin İngiltere´de dil eğitimine gönderilmesini de bağışlar yerine sponsorlarla sağladıklarını söyledi.
Sponsor bulma güçlerinin çok yüksek hale geldiğini, sosyal medyada bulunan resmi şehir hesaplarını takip edenlerle Haluk Levent´in takipçilerinin kendilerine çok yardımcı olduğunu vurgulayan Aydoğdu, "Orada eğer kendileri istiyorsa sponsorları çok güzel taltif ediyoruz. Bu bir örnektir. İnsanlar istiyorlarsa yardım etsinler, biz de onları taltif edelim. Yardım alanların yüzlerini kapatıyoruz ama toplumumuzun yardımlaşmanın güzelliğini ve enerjisini görmesi açısında paylaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Aydoğdu, yardıma teşvik için sosyal medyayı kullandıklarını, aralarında her türlü görüşten vatandaşların olduğunu kaydetti.
"Tüm canlılara destek oluyoruz"
Sadece insanlara değil tüm canlılara yardım ettiklerine dikkati çeken Aydoğdu, Milas´ta elektrik çarpmasından dolayı bayılan kediyi AHBAP üyelerinin tedavisi için kısa süre içinde veterinere götürdüğünü söyledi.
Aydoğdu, Mersin´de ayağında tümör olduğu için acı çeken, terk edilmiş bir eşeğin fotoğrafının kendilerine yollandığını, bunun üzerine harekete geçen gönüllülerin dört gün bu eşeği aradığını anlatarak, "Sonunda bir yamacın altında ölümü beklerken o eşek bulundu. Dağlık alana araçlar getirtip, eşeği sponsorlar yardımıyla veterinerde tedavi ettirdiler. Sonra tedavisinin ardından eşek çiftliğine yerleştirdiler. Arkadaşlar arada gidip durumunu takip ediyorlar. Yani biz sadece insanlara değil, bütün canlılara yardım ediyoruz. Dışarıda yaşayan hayvanları ´sokak ahbabı´ ilan ettik." şeklinde konuştu.
"Vanlı Amca" asgari ücretli bir işçi
Sosyal medyada yardımseverlerle ihtiyaç sahiplerini buluşturmasıyla bilinen, gerçek ismini açıklamak istemeyen "Vanlı Amca" ise asgari ücretli bir işçi olduğunu söyledi.
Yağmurlu bir günde yanında annesi bulunan küçük bir kızın Cumhuriyet Caddesi´nde ağladığını gördüğünü, yanlarına gittiğinde anneden duydukları nedeniyle bu yola çıktığını belirten Vanlı Amca, şunları anlattı:
"Yolda bir çocuk ağlarken yanındaki abla onu susturmak için dövmeye başladı. Yanlarına giderek, dertlerini öğrenmeye çalışırken, annesi başta söylemek istemedi. Sonra ısrar edince ´Postaneye çocuk parasını almaya geldim ama yatmamış. Çocuk da dükkanda tatlı gördü. Yalnız bunu alacak param yok´ dedi. Bu hanımın yanında yol parası dahi yoktu. Cebimdeki 7 liranın 5 lirasını tatlı alması için ablaya uzattım ama benden almak istemedi. Sonra çocuğa da uzattım. O da çekindi. Çocuğa o ablamız ´Al artık, o Vanlı Amca´ deyince kabul etti. Parayı aldıktan sonra onları takip ettim. ´Allah´ım bir tatlıyı alamayacak kişi acaba evinde ne yiyor, ne içiyor?´ diye düşündüm. Harabe bir evde oturduklarını gördüm. Bu benim içimde hep bir dert oldu. Sabaha kadar uyuyamadım. Evdeyken Twitter hesabı açtım. Binlerce yoksulun sesi olmayı amaçladım. Vanlı Amca ismi buradan çıktı."
Vanlı Amca, başından geçenleri hesaba yazdığında insanlardan olumlu tepkiler aldığını, Haluk Levent´in bu aileye ulaşmak istediğini kendisine ilettiğini aktardı. Aileye ulaşan yardımlarla evlerinin çatısını yaptırdıklarını, içerisine eşya koyduklarını dile getiren Vanlı Amca, şimdiye kadar yardımlarla 9 ev yaptırdıklarını söyledi.
14 bin çocuğu giydirdi
Vanlı Amca, kampanyalar sonucu 14 bin çocuğun giydirildiğini, Van´da bir hayır çarşısı açıldığını, 113 engelliye akülü sandalye dağıtıldığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Ben sadece paylaşım yapıyorum. Ben iyilik yapacak kişiyle ihtiyaç sahibinin arasında köprüyüm. Gidip durumunu tespit ettiklerimle ilgili hesabımdan paylaşım yaparım. Sonra takipçilerimden ihtiyaç sahibinin iletişim bilgilerini ve adresini isteyen olursa veririm. O kişiler de gidip durumunu kendi görebilir. Ben sadece vesile oluyorum. Örneğin, bugün Hollanda´dan bir hanım takipçim ´Dün paylaştığınız çocuğun protezini ben yapacağım´ dedi. Sağ olsunlar, Sezen Aksu ve Yıldız Tilbe gibi sanatçılarımız beni takip ediyor. Onlar da yardımcı oluyor."
"Eleştirildiğim yıllarda ´İyi ki pes etmemişim´ diyorum"
Güzel Kalpler Topluluğu kurucusu Mehmet Berk Ergin de yaklaşık 11 yıl önce sanal alemdeki çeşitli platformlarda sosyal sorumluluk işlerine başladığını, o dönemde insanların bu duruma pek alışkın olmadığını belirtti.
Bazı insanların "Burası sosyal sohbet yeri, sosyal sorumluluk için neden uğraşıyorsun, işin yok mu?" diyerek kendisini eleştirdiğini ifade eden Ergin, "Zamanla sosyal sorumluluk yayılmaya başladı ve hakikaten ne denli önemli olduğu ortaya çıktı." dedi.
Ergin, Ağrı´da kaybolduktan sonra cesedi bulunan, kendisinin bir arkadaşının yakını olan Leyla Aydemir ile ilgili kayıp ilanını sosyal medyada hemen duyurmalarının ardından vatandaşların kayıp konularında da hassaslaşmaya başladığını belirtti.
Bu konuda toplumsal seferberlik başlatıldığını vurgulayan Ergin, sosyal yardımlaşmada şeffaflığın ve doğruluğun çok önemli olduğunu kaydetti. Ergin, özellikle yardım isteyenlerin maddi durumunun teyit edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Bu konuda yetkililerle düzenli olarak irtibat halindeyim. Aynı şekilde illerimizdeki resmi kurumlarımızla da düzenli temaslarım oluyor. Biz, bu konularda birbirlerimize destek olmaktayız. Eleştirildiğim yıllarda ´İyi ki pes etmemişim´ diyorum. Artık, beni eleştirenler bile yaptıklarıma olumlu yaklaşıyor." değerlendirmesini yaptı.
Sosyal sorumluluk konularının şahsi itibar veya emeller için kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Ergin, "Bu zamana kadar tekerlekli sandalye, organ nakli, protez, kan bağışı, biyonik kulak, ayrıca ihtiyaç sahiplerine erzak, bayramlık, öğrencilere burs, köylere çeşme, okullara kütüphane ve diğer konularda on binlerce kardeşimize ulaştık. Beraber yaptığımız çalışmalar için bütün dostlarıma minnettarım." ifadelerini kullandı.
Yoğun bakımda kalmasının ardından vefat eden "Erzurumlu Sümeyra"yla ilgili anısını asla unutamadığını kaydeden Ergin, şunları kaydetti:
"Onu hatırladığımda gözyaşlarımı tutamıyorum. Bana durumunu bildirdiklerinde yoğun bakımdaydı. Sanat dünyasından bazı üst düzey isimlere ulaşmama rağmen kendileri bana yardımcı olmadı. Üzülerek, konuyu Twitter hesabımdan duyurdum. Öyle bir yayılmıştı ki sosyal medya, siyaset, medya, sağlık camialarında büyük ses getirdi. Ailenin tabiriyle Türkiye onları aramıştı. Genellikle ünlü isimlerde görülen doktorların yaptığı basın toplantısı, Sümeyra´nın durumunda da yaşandı."