Sormak ve söylemek

Gazeteci yazar Ahmet Varol, yazar Hamza Er'in Çıra Yayınları tarafından yayınlanan "Sordular Söyledim" ve "Sordum Söylediler" adlı eseri üzerinden bir değerlendirmede bulunmuş...

Sormak ve söylemek

Hamza Er kardeşimiz, ümmetin dertlerini kendine dert edinen, sesinin duyulması ve davalarının gündeme getirilmesi için çalışan, bu doğrultuda birçok sosyal ve medyatik faaliyetler gerçekleştirmiş gayretli biri. Mavi Marmara yolcularındandı. Bu doğrultuda Mavi Marmara mağdurlarının haklarının savunulması ve saldırgan işgalcilere karşı hak mücadelesi verilmesi çalışmalarına da katkıları oldu. 

Şimdiye kadar İslam coğrafyasının yeniden dirilişi ve kendi kimliğine kavuşması için verilen mücadele çerçevesinde muhtelif faaliyetlerde bulundu. Konferanslar verdi. Yazılar yazdı. Muhtelif yayın organları için röportajlar yaptı ve kendisiyle de ilgilendiği, bilgi sahibi olduğu bazı konular hakkında röportajlar yapıldı. 

Kendisinin İslam coğrafyasının bazı ileri gelenleriyle yaptığı röportajları “Sordum Söylediler” adıyla bir kitapta toplamış. Kendisiyle yapılan röportajları da “Sordular Söyledim” adıyla kitaplaştırmış. Kitapların her ikisi de Çıra Yayınları tarafından neşredilerek okuyucuların ilgisine sunulmuş. 

Birinci kitapta Filistin’de, özellikle Gazze’de ve Kudüs’te, Mısır’da, Irak’ta, Lübnan’da, Tunus’ta, Patani’de, Keşmir’de, Doğu Türkistan’da yaşayan Müslümanların davalarına öncülük eden tanınmış şahsiyetlerle yapılan röportajların yanı sıra, İslam dünyasının genelinin sorunlarıyla ve Türkiye’de özellikle aile hukukuyla ilgili yaşanan tartışmalar etrafında yetkin şahsiyetlerin ve ilim adamlarının görüşleri alınmış. Konular haber niteliğindeki gündelik olayların konuşulması ve değerlendirilmesi tarzında değil. Kalıcı ve zihinlerimizde her zaman canlı tutulması gereken önemli bilgileri içeriyor. Kendileriyle görüşmeler yapılan kişiler hepsi de ele alınan konular hakkında bilgilerine başvurulabilecek lider şahsiyetler veya ilim ve fikir önderleri. Hepsinin hayatları, ele aldıkları davalar ve konular hakkında tecrübelerle geçmiş, sorulan meseleleri bütün detaylarıyla incelemiş, takip etmiş ve bilmeden değil bilerek konuşan kişiler. Ele aldıkları konular da ümmetin dertleriyle ve davalarıyla ilgilenen, onların meselelerini kendileri için de mesele kabul eden, Müslümanların acılarına ortak olan herkesin bilmesi gereken konular. Dolayısıyla okuyucularımızın ilgi ve gündemlerinin dışında olmadığına inandığımız konular. 

“Sordular Söyledim” isimli ikinci kitabında ise kardeşimiz, okuyucularla bazı konularda kendi bilgi, tecrübe, gözlem ve birikimlerini paylaşmış. Bunlar tabii daha önce değişik vesilelerle kendisine sorulmuş sorulara verilmiş cevaplar niteliğinde. Ancak hepsi kalıcı nitelikte ve okunmasında büyük faydalar olduğunu düşündüğümüz içeriklere sahip. 

Kendisiyle yapılan röportajlarda en başta bilgi sahibi olmak için okumanın, okumaya kapalı olmamanın önemine vurgu yapıyor. Bilindiği üzere Resûlullah’a (s.a.s.) gelen vahiy de “Oku” emriyle başladı. Çünkü bilgi sahibi olmamız, nerede yanlış nerede doğru yaptığımıza hükmetmeye yarayacak birikim elde etmemiz için okumaya ihtiyacımız var. Ancak elbette okurken de seçici olmak, yazdığının hakkını verenlerin, yazdığı konuda ehil olanların bilgilerine başvurmayı öncelemek gerekir. 

Kitapta bu doğrultuda gençlerin aradığı samimiyet ve tutarlılık üzerinde duruluyor. Kelime-i tevhidin anlam ve önemine dikkat çekilerek bunun sadece bir sözden ibaret olmadığı, bir eylem ve aynı zamanda bir hicret olduğu dile getiriliyor.

Başta kavmiyetçilik olmak üzere tevhid bilincine zararlı birtakım hastalıklara ve olumsuz akımlara temas ediliyor. 

Kitabın bir bölümü tamamen Filistin davasına, Filistin davası için verilen mücadeleye, mültecilik olayına ve Mavi Marmara hadisesine tahsis edilmiş. Bu bölüm başlı başına bir kitap niteliği taşıyabiyelecek özel bir anlam, önem ve içerik taşıyor diyebiliriz. 

Emperyalizmin İslam’a savaşını yönlendirmek için ortaya çıkardığı “İslamofobi” olayının arka planı üzerinde de durularak bunun bir çağdaş haçlı savaşı olduğuna dikkat çekiliyor. 

Kardeşimizi bu iki önemli eserinden dolayı kutluyor, Yüce Allah’ın kendisini yeni hayırlı çalışmalara muvaffak kılmasını diliyoruz.