Kudüs, mahşer yeridir. Ne edebiyat bu, ne mübalağa. Karıştırın kitapları, görürsünüz.
Mahşer, ?haşır neşir´ olunan yer ise, burası dinlerin mahşer yeri.
İbrahim, İshak, Yakup, Yusuf, Davut, Süleyman... Peygamberlerimiz... Hepsine selam olsun. Kiminin kabri, kiminin makamı orada.
Yol bulursanız, el-Halil´e gidin. İbrahim Aleyhisselam´ın ve zevcesi Sare anamızın kabri el-Halil Camii´nde.
Biz, İbrahim Milleti´ndeniz.
İbrahim Peygamber´den bir nişane görünce heyecanlanırız.
Hatırlar mısınız?
25 Şubat 1994. Bir sabah namazı, bir İsrailli yerleşimci el-Halil Camii´ni basıp namaz kılmakta olan Müslümanları taramıştı. 29 Müslüman şehit oldu.
O günlerde, batı medyasında, yabancı ajanslarda katliama ait resimler aradığımı hatırlıyorum.
Yoktu katliama dair resim. Dünya medyası görülmesini istemiyordu çünkü.
Sadece, cenazelerini taşıyan Filistinliler´in resimleri vardı.
Newsweek´teki bir resim altı yazısındaki ?öfkeli Filistinli´ ibaresini hiç unutmam.
Kimse katil değil.
Biz öfkeliyiz!
El-Halil Camii´nin yarıdan fazlasının, katliamdan bir süre sonra Müslümanlardan alındığını biliyor musunuz?
Kudüs´ten bahsederken Süleyman Aleyhisselam´ı unutamayız. Burası, aynı zamanda Süleyman´ın şehridir.
Ve İsa Aleyhisselam´ın uruç ettiği yer.
Hz. İsa´nın yükselişi de bir Miraç mıdır?
Veya gelecekteki Miraç´ın habercisi midir?
Herkes istediği gibi düşünsün.
Hristiyanlara göre İsa Aleyhisselam´ın çarmıha gerildiği yer.
İşte, şurada. Elinizle dokunabilirsiniz.
Ve elbette, kutlu peygamberler zincirin son halkası.
Efendimiz.
İkinci bir Medine-i Münevvere´dir Kudüs.
Bizim ilk kıblemiz, ilk göz ağrımızdır.
Bu şehirde, Peygamberimiz´in şefkatini görebilirsiniz.
Hz. Ömer´in adaletiyle yansıdı bu şehre merhamet.
Sulh yoluyla fethedildi.
Ve şehir halkına merhamet edildi.
Merhamet´in izlerini, Osmanlı´nın şehirdeki hatıralarında da bulabilirsiniz.
Sonra merhamet göç etti bu şehirden.
Zulmet çöktü.
Gelin, görün o zulmeti de...
Adil ve onurlu bir barış için, Kudüs´ün bir ?selam´ şehri olması için dua edin.
***
Başka türlü de mahşer yeridir Kudüs.
Bakın, Kudüs´e bitişik bir vadi var.
Eskiden, putperestler insan kurban edermiş o vadide putlara.
Sonra şehrin çöplüğü olmuş.
Vadinin eski adı Ge-Hinnom.
Ge: Vadi, Hinnom: Gözyaşı.
Cehennem kelimesinin buradan geldiği söylenir. Olabilir.
Ben tersine de ihtimal veriyorum. Vadinin adı Ge-Hinnom´dan gelmiş olabilir. Orası kötülük yeri çünkü.
İddialı değilim. Ama oradaki kötülüğe bakarak, kötü bir yerin adını vadiye yakıştırmış olabilir insanlar.
Veya, Kudüs´teki bir vadinin adı, kötü bir vadinin adı, Arapça´ya ve İbranice´ye yerleşip Cehennem´in ismi olmuş.
Meseleyi ulema çözsün. Biz daha fazla karışmayalım.
Vadinin bir yakası mezarlık. Dirilecekler, sırattan geçecekler. Geçemeyenler aşağıya, Cehennem Vadisi´ne düşecek.
O devirlerde, kafası paganlığa çok yakın olan insanlar bu küçük vadiyi mahşer yerinin bir ?simülasyon´u olarak düşünmüş olabilirler.
Milyon dolarlar verip buralardan mezar yeri satın alıyor, Hristiyanlar ve Yahudiler.
Dünyada böyle bir şehir yoktur. Olamaz.
Kudüs´ün tarihi zenginliği, bilhassa dinler tarihi açısından dünyadaki hiçbir şehirle mukayese edilemez.
O halde, aklımızı başımıza alıp, bir ilmi öğrenir gibi Kudüs´ü öğrenmemiz lazım.
Öğrenmek için, gideceksiniz.
Gitmeden önce biraz ders çalışmak iyidir.
Daha Hz. Ömer´den ve Selahaddin´den bahsetmedik.
Bahsederiz inşallah.