Güneydoğu Anadolu Bölgesi´nde, GAP Eylem Planı kapsamında sulanabilen arazilerin artmasıyla Türkiye pamuk üretiminin yüzde 45´i, mercimeğin yüzde 36´sı, buğdayın yüzde 10´u, arpanın yüzde 11´i ve mısırın yüzde 10´unun üretildiği Şanlıurfa, ekilebilen tarım alanı bakımından da Konya ve Ankara´dan sonra üçüncü sırada yer alıyor.
Kentte sonbahar aylarında erken başlayan ve aralıksız etkili olan yağış nedeniyle, pamuğun yaklaşık yüzde 40´ı, mısırın ise yüzde 80´inin hasadı yapılamadı.
Söz konusu yağışlar, pamuk ve mısır üreticisini üzerken, buğday, arpa ve mercimeğini toprakla buluşturan üreticileri ise sevindirdi.
Yağışlar, sayesinde buğday, arpa ve mercimeğin önceki yıllara göre daha iyi gelişmesini sağladı.
Şanlıurfa Ziraat Odası Başkanı Ahmet Eyyüpoğlu, AA muhabirine, yağışların başlamasıyla birlikte kuru tarım yapılan alanlarda hububat ekiminin gerçekleştiğini söyledi.
Sonbahar aylarındaki yağışın, hububat üreticisini mutlu ettiğini belirten Eyyüpoğlu, "Son iki ayda devam eden yağışlar gerçekten çok faydalı oldu. Bilindiği gibi geçtiğimiz yıl, yağışların az olması nedeniyle hububatta istenilen rekolteyi elde edememiştik. Allah´ın izniyle bu yıl güzel ürün almayı umut ediyoruz." dedi.
Eyyüpoğlu, yağışın bazı üreticileri sevindirirken bazılarını da üzdüğünü kaydetti.
Özellikle sulu tarımın yapıldığı alanlarda pamuk ve mısırın yağışlardan olumsuz etkilendiğini vurgulayan Eyyüpoğlu, şöyle devam etti:
"Bu yıl erken gelen ve aralıksız düşen yağış nedeniyle Şanlıurfa´da pamuk ve mısır üreticilerini zor durumda bıraktı. Yağış nedeniyle biçerdöverler tarlaya giremedi ve hasat yapamadı. Şu an itibarıyla pamuğun yüzde 40´ının pamuğun ise yüzde 80´inin tarlada kaldığını tahmin ediyoruz. Yağışın bu şekilde devam etmesi halinde pamuk ve mısır üretimi büyük düşüş yaşayacak. Bu nedenle çiftçilerimiz de büyük zarara uğrayacak. Her yıl çiftçilerimizin dört gözle beklediği yağışların erken ve çok düşmesi bizi hem sevindirdi maalesef hem de üzdü."
Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen de son yıllarda küresel iklim şartlarının değişimi nedeniyle, dengesiz bir yağış rejiminin ortaya çıktığını ifade etti.
Şanlıurfa´da geçen yıl ekim ve aralık ayları arasında metrekareye toplam 40 kilogram yağış düştüğünü belirten Öztürkmen, şunları kaydetti:
"Bu yıl aynı dönemde yağış miktarı yaklaşık 6 kat artarak metrekareye 240 kilogramı geçti. Bu nedenle ilimizde pamuk ve mısır tarımı yapan çiftçilerimizin uzun yıllar deneyim ve ekipmanlarının olmasına rağmen, hasatlarını yetiştirememişlerdir. Yağmur, tarlada hasadı bekleyen pamuğun kalitesinin düşmesine, ıslanan pamuğa bulaşan tozlar pamuğun renginin bozulmasına neden olmaktadır. Mısırda ise hasada yakın danede azalan nem oranı artmakta, danede küflenmelere neden olmaktadır. Yağış fazlalığının şüphesiz ki olumsuzlukları yanında olumlu etkileri de vardır. Yağışlarla birlikte azalan su rezervimiz artmış, gerek kuru ve gerek sulu tarım arazilerinde taban suyunda artış sağlanmıştır. Yağışlarla beraber hububat ekimi yapılmış tarım arazilerinde ürünün gelişmesi oldukça iyi düzeyde olmuştur."
Çiftçi Mehmet Demir de yağmurun kendilerini hem sevindirdiğini hem üzdüğünü söyledi.
Demir, arazilerinde mısır ve hububat ekimi yaptığını anlatarak, "Yağmur nedeniyle mısır sürekli ıslak kaldı ve hasat edilecek nem oranına ulaşamayınca hasadı yapamadık. Ancak diğer taraftan yağmur buğday ve arpaya çok iyi geldi. Bu yıl gerçekten yağmurun çok yağması bizi bir yandan üzdü bir yandan ise sevindirdi." şeklinde konuştu.
Üretici Halil Alkan ise kentte 2 aydan bu yana yağmurun neredeyse aralıksız yağdığını bu nedenle de mısır hasadını yapamadıklarını belirtti.
Yağış nedeniyle büyük kayıp yaşadıklarını dile getiren Alkan, "Mısır maalesef artık hasat edilecek durumda değil. Hatta çoğu çimlenmiş durumda. Mısırımızı hasat etsek bile birçok yer satın almayacak. Ben 150 dönüm ekmiştim ama bazı arkadaşlarımız 400-500 dönüm ekti. Çoğunun ödeme zamanı geldi ama maalesef hasat yapılmadığı için zor durumdalar." değerlendirmesinde bulundu.