Pandeminin kontrol altına alındığının açıklanması ve Kovid tablosundaki olumlu verilerle birlikte normale dönüş için formüller konuşulmaya başlandı. Ancak bilim insanları ‘kademeli geçiş’in tartışıldığı günlerde uyarılarını artırdı. Ramazan Bayramı’ndaki riske dikkat çeken Bilim Kurulu’ndan “Virüs atak yaparsa işin içinden çıkamayız” açıklaması geldi. “Salgın düşüşte ama rehavet yaşanmasın” diyen Prof. Dr. Erelel ise “Son hasta taburcu olana kadar aynı hijyen tedbirlerini almak zorundayız” ifadelerini kullandı.
AVM'LERİN AÇILMASI YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer, AVM’lerin 11 Mayıs ve 1 Haziran’da açılabileceğinin duyuyrulmasnın ardından uyarıda bulundu. Başer “Singapur, Çin, Güney Kore gibi ülkelerden, kapalı ve klimalı ortamlarda hastalığın yayılımının arttığına dair yayınlar sürekli gelirken, AVM’lerin bu kadar hızlı ve ısrarla açılmak istenmesi yangına körükle gitmektir” dedi. Başer, paylaşımında salgını kontrol eden Singapur’da aylar sonra işçiler arasında görülen yeni vakalar ve Çin’in Guangzhou şehrinde klimalı bir restoranda hastalığın patlak vermesi ile ilgili bir makaleyi aktardı. Emerging Infectious Diseases Journal’deki araştırmada enfekte olan kişinin normalde 3 kişiye virüs bulaştırma potansiyeli varken, klimalı ortamlarda bu 6 kat artıyor. Restoran, AVM gibi noktalarda bu 19 kişiye kadar çıkabiliyor.
VİRÜS ATAK YAPARSA İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAYIZ
Koronavirüsü atlatan Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal “Bayramda bir normalleşme olması arzusunda değilim. 1 haftadır vaka sayılarında bir azalma, iyileşen vaka sayılarımızda da bir artış var. Uygulanan sıkı kontrol yöntemleri sayesinde bu başarıya ulaştık. Normalleşme fazına geçebilmek için biraz daha zamanımız var” dedi. Hürriyete konuşan Ünal “Manzara bayramı tedbirlerle geçireceğimiz yönünde. Çok farklı ve özel günlerden geçiyoruz. İnsan sağlığı her şeyin üzerinde. Vaka sayımızın artmaması için Türkiye’den 28 Mayıs’a kadar sabır diliyorum. O kadar emek çektik, o kadar uğraştık, bir miktar daha gayret lütfen. Zira tam da bu düşme döneminde işin ucu döner virüs yeni bir atak daha yaparsa durum içinden çıkılamaz bir hale gelebilir. Gayretlere devam” ifadelerini kullandı.
YENİ YAŞAM TARZIMIZ: SOSYAL MESAFE
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Canan Ağalar da normalleşmenin salgından önceki yaşantıya dönüleceği anlamına gelmediğini hatırlattı: “Bazı işyerleri açılacak, bir nebze canlanma yaşanacak, ama hepsi bu. Normalleşeceğiz demek eski yaşantımıza geri döneceğiz demek değil. Hijyene, maske takmaya devam edeceğiz. Aşı bulunana kadar sosyal mesafe kurallarını bir yaşam tarzına dönüştürmek zorunda olduğumuzu idrak etmemiz lazım. Bayram konusunda çok endişeliyim. Büyükleri evlerinde ziyaret etmek, el öpmek, sarılmak, tokalaşmak, bayram sofrası etrafında buluşmak demek onlara virüs taşımak da demek. Böyle bir vicdani sorumluluğun altına kimsenin girmeyeceğini umuyorum.” ifadelerini kullandı.
36 BİN 'HAYALET TAŞIYICI' İÇİN TEST
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, Türkiye’de yaklaşık 36 bin hayalet taşıyıcı olabileceğini söyledi. Kara, hiç semptom göstermeden hastalığı geçiren bu taşıyıcıların tespiti için yeni testlerin yapılacağını açıkladı. Hürriyet’e konuşan Kara, şunları söyledi: “Dünyadan gelen veriler, ülkelerdeki vaka sayılarının yüzde 30’u kadar semptomu olmayan, yani ‘hayalet taşıyıcı’ olduğunu gösteriyor. Türkiye’de 122 bin vaka varsa, saptayamadığımız 36 bin kişi semptom göstermeden hastalığı taşıyor ya da hastalığı geçirmiş olabilir. Testlerle 10 kişiden 9’unu yakalamak mümkün hale geldi. Nüfusun tamamına yapamasak da belli örneklemlerle bu kişileri tespit etmeye çalışıyoruz. Toplu çalışılan iş yerlerine de artık test uygulanacak.
BAYRAMDA EL ÖPERSEK VAY HALİMİZE
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk ise Ramazan Bayramı’nda sokağa çıkmanın yasak olup olmayacağı yönünde henüz bir tartışma olmadığını söyledi: “İster 9, ister 4 gün yasak olsun ya da yasak uygulanmasın fark etmez. Devletimiz ne karar almış olursa olsun, kafamızda ‘Oh salgın bitti, artık serbestiz. Koşa koşa büyüklerimize gider, el öperiz’ gibi bir düşünce varsa vay halimize. Çünkü bunu yaparak büyüklerinize sadece zarar vermiş olursunuz. Tercihiniz evde oturmak olmalı. 65 yaş üzerini bugüne kadar özenle koruduk, hastalanmadılar. Bir sonraki bayramları, bir önceki bayramlar gibi yapabilmek için, bu bayram fedakârlık yapmak zorundayız.”
SALGIN DÜŞÜŞTE AMA REHAVET OLMASIN
İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erelel, hasta sayılarında yüzde 20-30’luk bir düşüş olduğunu belirtti. “Bu düşüş pandeminin bittiğinin göstergesi değil, hastalar hala gelmekte ve yatışları yapılmakta” diyen Erelel, sürecin azalarak devam ettiğini dile getirdi: “Pandemi bitmiş değil. İniş kolunun çok hızlı bir şekilde aşağı gelmesi bizim, vatandaşların almış olduğu önlemlerin başarısıdır. Bu noktada rehavete kapılmamak gerekiyor. Toplumsal hijyen ne kadar kontrol altında tutulursa hayat o kadar erken normale döner. En son sağlık çalışanlarının hayatı normale dönecek. Çünkü biz son hasta da hastaneden taburcu olana kadar aynı hijyen tedbirlerini almak zorundayız. Kendimizi, ailemizi ve etrafımızı korumak zorundayız.”
'PANDEMİ BİTİYOR' DEMEK ÇOK TEHLİKELİ
Samsun Tabip Odası Başkanı Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Murat Erkan, salgının kontrol altına alındığına ilişkin açıklamaların tehlikeli olduğunu söyledi. Koronavirüsle kıyasasıya mücadele edildiği süreçte yetkililer tarafından yapılan “Salgını kontrol altına aldık, bitiyor” tarzındaki söylemlerin çok tehlikeli olduğunu kaydeden Erkan, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada “Kurallar koyuluyor güzel. Ancak ‘salgını kontrol altına aldık, sönüyor’ tarzındaki açıklamalar çok tehlikelidir. Vatandaşlarımız bu tür söylemler üzerine rahat davranabiliyor. Bu bir salgındır. Tüm dünyada nasıl mücadele ediliyorsa, o şekilde mücadele edilmeli. Samsun’da mesela koronavirüsü vatandaşların dikkate almadıklarını görüyorum. Samsun Valisi, radikal kararlar almalı. Kendisine çağrı yapıyorum” ifadelerini kullandı.