20 Mart günü Lahey´de faaliyet gösteren Yugoslavya savaş suçlarını yargılayan temyiz mahkemesinin açıkladığı karar hem Balkanlar´da hem de dünya kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor. Kararın açıklanmasından önce, Yeni Zelanda´da Cuma namazı esnasında meydana gelen faşist Sırp çetnik izleri taşıyan korkunç saldırı, Bosna kasabı Karadziç´e verilen ömür boyu hapis kararını daha fazla tartışılır hale getirdi. 1996 yılından beri, özel olarak Eski Yugoslavya´da insanlığa karşı işlenen suçları yargılamak amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulmuş olan mahkeme, açıkladığı bu karar ile bir dönemi kapatmış oldu.
Karar sürpriz olmadı
2016 yılında, Karadziç için 40 yıl olarak açıklanan cezanın, 20 Mart´ta ömür boyu hapse çevrilmesi sürpriz olmadı. 1992 de bağımsızlığını kazanan Bosna-Hersek´te, devlet içinde devlet gibi hareket eden ve Sırbistan´la alenen birleşme amaçlı ayrılıkçı politikalar izleyen Sırp yönetiminin, kurucu kadrosunun tamamı mahkum olmuş oldu. Srebrenica gibi Bosna´nın birçok yerinde ve diasporada, soykırım kurbanlarının yakınları tarafından sevinçle karşılanan bu karar, dünya kamuoyunun genelinde de memnuniyetle karşılandı.
Irkçı yönetim anlayışı Balkanlar´da çatışmaları fitilliyor
Boşnakların gerek savaş boyunca, gerek sonrasında, başta komşuları Sırp ve Hırvatlara ve farklı kimliklere gösterdiği insani tavırların, komşu Hırvatistan ve Sırbistan´da görülmediğine vurgu yapmak istiyorum. Sadece kimlikleri yüzünden esir kamplarında çile çeken ve öldürülen Boşnak sayısı yüzbinler buluyordu. Boşnaklar bu sebepten çok kayıp verdiler, ancak çoğulcu yaşam tarzını ve haklı davalarını ve meşru savunma hakkı gibi bir moral üstünlüğünü korumayı hep başardılar. Balkanlarda yaşanan savaş ve çatışmaların en önemli sebebi çoğulcu yaşam tarzını içine sindiremeyen ırkçı ulus devlet iddiasındaki rejimlerdir.
Yazının devmını okumak için...
Kaynak: dunyabülten.net