SEÇİM yasakları nedeniyle anket sonuçları yayınlanamıyor, tahminler yapılamıyor ama anket yapılmadığını sanmayın.
Önemli bir araştırma kuruluşu bayramın ilk günü anket çalışmasını tamamladı. Prestijli bir başka kuruluş ise hafta içinde anket çalışmasını tamamlayacak. Kamuoyuna açıklayamayacakları anket çalışmasını neden yaptırdıklarını sorduğumda, ?Noterden tasdik ettireceğiz? dediler. Uluslararası finans kuruluşları 24 Haziran sonrasını görmek için anket yaptırıyorlar. Ayrıca sadece saygınlıkları için milyarlar harcayıp anket yaptıran kamuoyu araştırma kuruluşları var. Seçim yasakları nedeniyle anket sonuçları yayınlayamayacağız ama değerlendirme yapmamıza engel değil.
16 Nisan referandum gecesi, CNN Türk ekranlarında, ?Türkiye´de yeni bir denge oluştu. Yüzde 51´e 49 dengesi demek mümkün. Erdoğan´ı destekleyenler ve Erdoğan´a karşı çıkanlar da denilebilir. Artık yüzde 70 sağ, yüzde 30 sol dengesi kalmadı? demiştim. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili sonuçlar bu oranlara yaklaştı. Hatta biraz fazla yaklaştı. Bıçaksırtı bir durum oluştu diyebiliriz. Seçimlerin başında Meclis´te nasıl bir dengenin oluşacağı merak ediliyordu. Son düzlüğe girerken Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda sonuçlanıp sonuçlanmayacağı önemli hale geldi. Seçimlerde iki parti alacakları oyların ötesinde belirleyici konuma yükseldi.
1- Milletvekili dağılımı için HDP´nin barajı aşıp aşmayacağı.
2- Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP´den Erdoğan´a ne kadar oy gideceği.
Dengeler birbirine çok yaklaşınca küçük partiler anahtar konumunu üstlendiler.
HDP´NİN DEMOKRASİ SİCİLİ
Seçimler yaklaştıkça kararsızların oranı azalıyor, tercihler netleşiyor. Metropoll Araştırma Şirketi sahibi Özer Sencar, oy kaymalarının muhalefet partileri arasında gerçekleştiğini belirterek, ?Hayalci olmaya gerek yok? diye uyardı. Sencar, ?Asıl büyük oy havuzu olan AK Parti kitlesinden ne muhalefet partileri ne de muhalefet adayları dikkate değer miktarda oy çekemiyor? dedi. Muhalefet bloku arasındaki oy kaymasında Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce, milletvekili seçiminde HDP´ye yönelik ilgiden söz etmek mümkün. Demokrasi için HDP´yi tercih söylemi ön plana çıkıyor. PKK-HDP çizgisinin, hâkim olduğu bölgelerde demokrasinin d´sine müsaade etmediği biliniyor. Son olarak Suruç´ta seçimlere kan bulaştı. Bu PKK-HDP çizgisinin ilk vukuatı değil. Daha önce Van´da AK Parti Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Ahi, evi basılıp çocuklarının çığlıkları arasında çıkarıldığı kapısının önünde infaz edildi. AK Parti Hakkâri milletvekili adayı Ahmet Budak katledildi, AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar´ın kardeşi Ramazan Dindar Cizre´de vurularak öldürüldü. Bu listeyi uzatmak mümkün. Bölgede AK Parti değil, CHP olsaydı da PKK´nın tutumu aynı olurdu. Demokrasi için HDP´ye oy verenlerin bunun hangi demokratik siyasete sığdığını sorgulamaları gerekirdi. Ancak Erdoğan düşmanlığı nedeniyle PKK´nın katliamlarına dahi gözlerini kapatacak konuma düştüler.
MUHAFAZAKÂR TABANDA SORGULAMA BAŞLADI
Bloklar arasında oy geçişlerinden söz ediliyor. Ama bu hangi oranda gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan´ın alacağı oyu bir ölçüde MHP seçmeni belirleyecek deniliyor. Çünkü AK Parti seçmeninin partisiyle ilgili çekinceleri olsa da Erdoğan´la bir sorunu yoktur.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde dengelerin kılpayı oluşması muhafazakâr seçmende Erdoğan´la ilgili sorgulamayı beraberinde getirdi. Erdoğan´ın başta Kudüs olmak üzere İslam dünyası konusunda verdiği mücadele, içeride başörtüsü yasağını kaldırıp okullarda Peygamberimizin hayatı ve Kuran-ı Kerim´in ders olarak okutulması, askeri vesayetin geriletilip 15 Temmuz´da darbeye karşı verdiği cesaretli mücadelesi yeniden hatırlatılıyor. ?Bir ikazda bulunalım derken kantarın topunu kaçırmayalım. Özal´ı ikaz edelim derken, statükocular kazandı. Ülke 90´lı yılların cehennemine girdi. 28 Şubat´lar geldi. AK Parti´yi ikaz edelim derken, ülke kaosa sürüklenebilir? şeklindeki değerlendirmeler artmaya başladı. Son haftaya girilirken, ?İkinci bir Erdoğan yok? sözü muhafazakâr kesimde bir parolaya dönüştü.