Önceki ?2018 ile ilgili bir tekmil ve 2019 çalışmalarımız? başlıklı iki yazımızda, geçmiş bir yılın tekmili ve bu yılın planlamasını yapmakta olduğumuzdan söz ediyordum?
Dün, sözünü ettiğim başkanlar kurulumuz, 2018-2019 genel değerlendirme ve planlama toplantısını yaptı, gerekli kararlar alındı; Allah bereketli kılar inşallah...
2019 müspet ve menfi yönleri ile çok hareketli geçecek, bunu da her iki boyutu ile müzakere ettik... Mart ayında önemli bir seçim var, dönüm noktası olacak gibi sonuçlanması muhtemel bir seçim; farklı bir vesileyle bu konu da gündemimizdeydi? Son iki yazımda sözünü ettiğim tarım dâhil birçok sektör krize girmiş durumda, hatta bir çalışma arkadaşımız krizden de daha ağır günlerin ve dönemlerin geleceği konusunda uyarılarını yaptı?
Yani yeni yılda Cumhuriyet tarihimizin en ağır krizini yaşamamız söz konusu. Son yıllarda ve son aylarda yaşanan gelişmeler ve onların sonuçları bunu apaçık habercisi. Yaşanan kriz, genel olarak faizli dünya düzenine entegre ?zalim dünya düzeni? krizi.
İsminizde ?adalet´ ve ?kalkınma´ kelimeleri olması, bunları gerçekleştirecek mekanizmalar ve onların ?sistemi/düzeni? olmayınca, yıllardır yaşanarak görüldüğü üzere, sonuç vermiyor. Gömleksiz, ceketsiz, paltosuz yani özellikle Adil Düzen ve Adil Ekonomik Düzen olmaksızın bu kış günlerinde buraya kadar! Sadece son 100 günde olanlara bakalım:
1) TL, faiz yolu ile %100 değer kaybetti. Piyasa faizi %10?lardan %20?lere çıktı. Ticari krediler de %15?lerden %45?e çıktı.
2) TL, döviz karşısında değer kaybetti. Dolar kuru 3,60?dan, 7,20?ye çıkıp yıl sonunda 5,40?a geriledi. TL değer kaybı %45?e ulaştı.
3) TL?nin satın alma gücü düştü. Resmî rakamlara göre enflasyon tüketicide %8?lerden %24?e ve üretici enflasyonu ise %45?lere ulaştı. Bize göre gerçek enflasyon %100´ün üzerinde.
4) Türkiye bir zamanlar birçok sektörde kendi kendine yeten dünyadaki birkaç ülkeden biriyken, özellikle tarımda bile dışa bağımlı hale gelmiş durumda?
Bu genel değerlendirmeden sonra, bu haftaki tefsir çalışmalarımız dışında, ayrıca üzerinde durduğumuz tarım ile ilgili iki başlıklı çalışmamızdan aktaracaklarımıza geçelim?
Konu yani çalışma başlıklarımızı tekrar hatırlayalım: 1) İLERİ TARIM İŞLETMELERİ, 2) TARIMDA İLERİLİK NASIL SAĞLANACAK?
Batı dünyası tarım sorununu çözememiştir demiş ve dört madde yazmıştık.
İşte?
Sözünü ettiğimiz o dört maddede özet olarak anlatılanlar ve benzeri sebeplerden dolayıdır ki ileri tarıma geçilememektedir.
Batı faizci kapitalist işçilik sisteminde büyük tarım çiftlikleri oluşturulmuş, bol ürün elde etme yolları aranmış, genetik yapıları bozulmuştur.
Şimdilerde doğal yapıları tamamen bozulan ve derinlemesine incelendiğinde artık ?besin´ değil de maalesef ancak ?zehir´ diyebileceğimiz şeyler yenilmektedir.
Böylece tarımda ilerilik şöyle dursun büyük bir kirlilik ve bozulma oluşmaktadır. O kadar ki, böyle giderse sadece insanlar değil diğer canlılar bile yaşayamaz hale geleceklerdir.
İşte?
Akevler Adil Düzen Çalışanları bunun için çareler ve çözümler aramış, halen de aramaktadır. Tarım semtlerinde 100 lojmanlı işyeri apartmanlarını keşfetmiştir.
Tarım aile ortaklıkları ile küçük işletmeler şeklinde işletilir.
Orada yaşayanlar apartmanlarında tarım ve/veya yan sanayi işleri yaparlar.
Böylece ileri tarım işletmeleri de doğmuş, gelişmiş, uygulanmış ve çözüm olmuş olur.
Her tarım yani taşra bölgesindeki ?tarım semti?, şehirdeki bir ?sanayi semti? ile kardeş yapılır, böylece doğal ürünlerden tüm insanlar eşit şekilde yararlanırlar.
Bu haftaki diğer ana çalışmamızda ne diyorduk?
TARIMDA İLERİLİK NASIL SAĞLANACAK?
Yetkililer, ilgililer ve tüm ilgilenenler bu çalışmamızı incelemeli ve gereğini yapmalı.