Somali´nin bir önceki Cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Ahmet, Türkiye ile Somali halkların arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla bir dizi görüşmeler gerçekleştirmek için İstanbul´a gelmişlerdi.
Somali denilince, birçoğumuzun zihninde açlık sefalet ve iç çatışmalar canlanır. Bu yaratılmış bir algı mıydı, yoksa var olan bir olgu muydu?
Türkiye´nin son yıllarda Somali ve diğer Afrika ülkelerine yardım elini uzatması, Batılıları neden endişelendiriyor?
Bu ve bunun gibi sorular hep zihnimi kurcalayan sorulardı. Somali´nin eski Cumhurbaşkanın İstanbul´da olduğunu öğrenince, bu sorulara cevap bulmak ümidiyle kendisiyle röportaj yapmak istediğimi bildirdim.
Bu röportajı yapma imkânını bana sağlayan kıymetli ağabeyim Nadir Beyhan´a, nezaket gösterip bu talebimi geri çevirmeyen Sayın eski Cumhurbaşkanına teşekkür ediyorum. Bu kısa girizgâhtan sonra sizi röportajla baş başa bırakıyorum.
- Hoş bulduk. Sesimi kardeş Türkiye halkına ulaştıracağınız için ben teşekkür ederim.
- Öncelikle Türk hükümetine ve halkına misafirperverliklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum.
Somali bir Doğu Afrika ülkesidir. Kuzeybatısında Cibuti, güneybatısında Kenya, Kuzeyinde Aden Körfezi ve Yemen, Doğusunda Hint Okyanusu olan Somalinin, batısında da Etiyopya vardır.
Tarım ve hayvancılık, uranyum, doğalgaz, demir, bakır, gibi zengin kaynakları vardır. Somali petrol açısından da zengin bir ülkedir, ancak bu kaynaklarımızı işletemediğimiz için henüz ülke ekonomisine bir katkısı olamamıştır.
İngiltere ve İtalyanlara karşı verdiğimiz bağımsızlık savaşını 1960 yılında kazandık.
12,5 milyon nüfusa sahip olan Somali, iç savaş ve terör örgütleriyle boğuşuyor. Nüfusun yüzde yüzü Müslümandır.
Somali´nin stratejik konumu ve sahip olduğu doğal kaynaklar nedeniyle emperyalist ülkelerin ilgisini çekmiş ve Somali´ye hep sahip olmak istemişlerdir.
- Genel olarak Afrika kıtası ve özel olarak Somali çok zengin doğal kaynaklara sahip. Ancak iç ve dış sebepler kaynaklarımızın kullanımını zorlaştırıyor.
İç sebepleri özetlemek gerekirse; El-Şebap ve El-Kaide terör örgütleri, yaptıkları terör eylemleriyle istikrar ve güven ortamını zedeliyorlar. Hal böyle olunca yatırımcı Somali´ye gelmiyor.
- Vardı ama biz o problemleri çözdük. Şimdi temel problem El-Kaide, El-Şebap terör örgütlerinin yaptığı saldırılar var. Somali devleti hukuk içinde bunlarla mücadelesini veriyor.
Canımızı yakan bir başka sebep ise; rüşvettir. Rüşvet öyle lanetli bir hastalık ki, nasıl ki, bir bedenin içinde kanserli bir hücre tüm organları çürütüyorsa, rüşvette bir toplumun iktisadi yapısını, adalet duygusunu, güven ilişkisini ve en önemlisi ahlaki değerlerini bozuyor.
Bir diğer sebep ise, nitelikli, yetişmiş insanımız yok. Elinde kalem ve kitap olması gereken gençlerimizin elinde silahlar var. Ülkenin kalkınmasına kafa yorması gereken gençlerimiz, birbirini yok etmeğe kafa yoruyorlar. Böylece hem maddi kaynaklarımız hem de insan kaynaklarımız heba oluyor.
Dış etkenlere gelince; şunu iyi biliyoruz ki, emperyalistler hiçbir zaman Somali´nin kendi potansiyeline erişmesini istemezler. Bizi bizden daha iyi bildikleri için, aramızda ki ayrılıkları derinleştirerek kalıcı düşmanlıklara çeviriyorlar. Ama açıkça şunun altını çizmek istiyorum ki, emperyalistlere bu fırsatları biz veriyoruz.
- Haritadan Somali´nin coğrafyasına bakarsanız, Somali´nin hem Afrika kıtası için hem İslam dünyası için ne kadar stratejik bir konuma sahip olduğunu net görürsünüz. Kendi kaynaklarını kullanabilen, gelişen bir Somali, İslam coğrafyasına çok büyük değerler katar. Bu emperyalistlerin asla istemeyeceği bir şeydir.
- Güvenliği sağlamaya çalışırken aynı zamanda insanımızı eğitmek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Ülkemizde birlik ve beraberliğimizi sağlamak için gayret sarf ediyoruz.
Diğer taraftan insanımıza kendine güvenmeyi yeniden sağlamamız lazım. Kendine güvenini kaybetmiş toplumların kazanacakları hiçbir şey yoktur. Bütün bunları adım adım ve eş zamanlı yapıyoruz.
- Elbette inanıyorum. Aslında, doğru yalandan daha güçlüdür, temiz pis olandan daha çekicidir, barış savaştan teskin edicidir, bilgi cehaletten daha üstündür, adalet zulümden daha güzeldir. Sadece toplumun bunları görmesi gerekiyor ve toplum bunları gördükçe değişmeye başlayacaktır.
- Somali´nin geleceğini iyi görüyorum. Çünkü zengin kaynaklarımız ve bunları işletecek dinamik genç bir nüfusumuz vardır. Bu sadece Somali için değil tüm İslam dünyası için böyledir. En mükemmel ahlaki ilkeleri barındıran Kuran gibi bir kitabımız var. Her ne kadar bugün bundan uzaklaşmış olsakta yarın onu yeniden keşfetme ihtimalimiz vardır.
- Somali´nin, Etiyopya ve Kenya ile sınır problemleri vardır ama iyi ilişkilere sahibiz. Sahip olduğumuz problemler müzakere yoluyla çözebileceğimiz sorunlardır.
- Sudan ile iki devlet ama tek bir millet gibiyiz. Özellikle Somali´nin eğitiminde Sudan´ın çok ciddi katkıları oluyor.
- Evet, O gün ihtiyatlı yaklaştığım Arap baharı bugün felaket ve acıdan başka Müslümanlara hiçbir şey kazandırmadığı çok net bir şekilde ortada. Çünkü kaostan huzur çıkmaz. Ümit ederim ki Müslümanlar buradan büyük dersler çıkartırlar.
- Somali´nin kalkınması için çalışmamı istemiyorlardı.
- Ülkelerin ismini zikretmek istemiyorum. Ama kimler olabileceğini sizler tahmin edebilirsiniz. Tabi kendileri direk gelmezler içimizde ki taşeronları kullanırlar.
- Öyle anlaşılıyor ki dersinize iyi çalışmışsınız. (gülümseyerek) Evet o demecimi hatırlıyorum. Çünkü zor bir dönemden geçiyorduk. Tüm dünyanın sırtını bize döndüğü bir zamanda Sayın Erdoğan´ın ülkemizi ziyaret etmesi, bize büyük bir moral vermiştir. Ayrıca burada detaylarına giremeyeceğim ama her iki toplumun yararına olacak birçok antlaşma yapılmıştır. Somali´nin yeniden yapılanmasında Türkiye´nin büyük rolü oluyor. İnanın stratejik olarak bu Türkiye´nin de yararınadır. O günden beri her iki devlet arasında ilişkiler gelişiyor. Daha da geliştirmemiz lazım. Biz, bir bütünün parçaları gibiyiz.
- Somali her şeyden önce Türkiye´nin birlik ve beraberlik içinde olmasını bekliyor. Türkiye ne kadar birlik ve beraberlik içinde olursa, o kadar güçlü olacaktır, Türkiye ne kadar güçlü olursa, Somali kendini o kadar güvende hissedecektir. 15 Temmuz darbe girişimi olduğunda tüm Somali halkı sabaha kadar Türk kardeşleri için secde ederek dua ettiler.
Somali´nin yeniden yapılanmasında Türkiye´nin daha çok rol almasını bekliyoruz. Somali Türkiye´nin tecrübelerinden daha fazla istifade etmek istiyor. Çok ciddi doğal kaynaklarımız vardır. Türk kardeşlerimizden gelip yatırım yapmalarını istiyoruz. Başkaları gelmeden sizin gelmenizi istiyoruz. Bu kaynaklar ümmetin kaynaklarındır.
- Gülen, Türk hükümetiyle ilişkileri iyi iken okul açmışlardı. Sonra tabi bu okulların hepsini kapattık. Türk kardeşlerimize hainlik yapanın Somali´de barınması mümkün olamazdı.
- Diğer ülkeler adına benim bir yorum yapmam doğru olmaz. Her ülke kendi güvenliği için en iyi tedbirleri alıyordur muhakkak.
- Türk hükümetine ve milletine Somali´ye yaptıkları ve yapacakları katkılardan dolayı milletim adına şükranlarımı bildiriyorum.
Türk kardeşlerimin şunu bilmelerini istiyorum; Erdoğan, Türkiye´nin cumhurbaşkanıdır ama her müminin günlünde büyük bir yeri vardır. Erdoğan bu ümmetin kurtuluşu için çırpındığının en büyük şahidi Somali´dir. Altını çizerek bilmenizi istiyorum ki, Erdoğan ümmetin birliği ve selameti için çırpındıkça, düşmanları da o oranda çıldırıyor.
Erdoğan´a sahip çıkmak, vicdana sahip çıkmaktır, adalete sahip çıkmaktır, insanlık onuruna sahip çıkmaktır, insani değerlere sahip çıkmaktır. Siz Erdoğan´a ne kadar güçlü destek verirseniz, onun sesi bu ümmet için o kadar gür çıkacaktır. Erdoğan´a vereceğiniz destek, ümmete vereceğiniz destektir.
Türkiye halkı 15 Temmuzda asil bir mücadele verdi. O zaman tüm dünya şunu gördük ki, Erdoğan Türkiye halkına, Türkiye halkı Erdoğan´a yakışıyor.
Siz kendi içinizde farklı partilere sahip olsanız da, biz sizi Türkiye olarak görüyoruz ve sizi Türkiye olarak seviyoruz.
- Ben de sesimi Türk kardeşlerime ulaştıracağınız için size teşekkür ediyorum.