Dijital teknolojiler yasadışı finansal akışlar için yeni yollar açıyor.
Organize suç grupları, kara para aklamak ve kârlarını azami seviyeye çıkarmak için bu teknolojileri kullanıyor.
Dünya çapında 2019 yılında uyuşturucu kullanan insan sayısı 275 milyona ulaşmış. Bu rakam 2010 yılına göre yüzde 22’lik bir artış anlamına geliyor. Veriler BM’nin 2021 raporunda yer alıyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün geçen ay verdiği bilgilere göre; Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaş ortalaması 21.2. Yani dünya ile paralel.
2021 Birleşmiş Milletler Dünya Uyuşturucu Raporu verilerine göre; 2019 yılında ülkemizde ele geçirilen kokain miktarı 1 ton 634 kilogram. Bu rakamla Türkiye, dünya genelinde 28’inci sırada. Aynı yılın eroin yakalamalarında ise 20 ton 165 kilogram ile dünya birincisiyiz.
**
Üsküdar Fethi Paşa Korusu’na sahil tarafından girerken yol kenarında kaldırımda biri erkek ikisi kız 3 genç oturuyordu. Tahminen 16-17 yaşlarındaydılar. Kılık kıyafetlerinden lise öğrencisi olduğu anlaşılıyordu.
Erkeğin parmaklarının arasında bir şey fark ettim, dikkatle baktım. Sigara kağıdının içine ot mu tütün mü bilmiyorum koymuş, sarmakla meşguldü.
Adımlarımı yavaş atarak izlemeye başladım. Genç, sigarayı çok ustaca sardı, yanındaki kıza verdi. Kız oldukça ince sarılmış sigarayı ağzına götürüp dumanı içine çekerken sanki 40 yıldır içiyormuş gibi rahattı hali.
Genç, cebinden tütün tabakasını çıkarıp bir tane daha sarmaya başladığında onların yanından geçmiştim artık ama kafam sanki o sarmayı ben içmişim gibi dumanlanmıştı.
**
Ertesi gün tevafuk işte Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Eyüp Sultan Müftülüğü Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörü ve Balgat’ta Hz Kaab Camii’nin İmam ve Hatibi Emin Kır Hoca aradı.
Sokaklarda her türlü istismara açık olan uyuşturucu bağımlısı genç kızlara yardım edememenin verdiği çaresizlikten ne yapacağını şaşırmış ve telefona sarılmış; “Acilen çözülmesi gereken bir sorun var Yaşar abi.” dedi.
“Anlat” dedim.
Konuşmasına devam etti; “Uyuşturucu bağımlılığından kurtardığımız bir genç vardı. Bizim caminin bahçesindeki misafirhanede kalıyor. Onun kız kardeşi de bağımlıymış. O da kurtulmak istiyormuş. Geçenlerde camiye sığındı. Biz de onu aldık Bakırköy’deki AMATEM’e götürdük, yer yok dediler. Erenköy’e götürdük orada da yer bulamadık.
2-3 akşam camide misafir ettik daha sonra Erenköy’de başhekim Sema Hanım yardımcı oldu, Allah razı olsun. Oraya yatırdık. Tedavisi bitti ama onu sokaklara bırakmadık. Yatabileceği devlet kurumuna yerleştirdik.
Sokakta kalan uyuşturucu bağımlısı 22 yaşındaki kızcağız kurtarın beni diyor, bağımlı kızlarını kurtarmak için uğraşan anneler, numaramı bir şekilde bulmuşlar ve telefonda yalvarıyorlar; ‘Amca, abi ne olur kızımı kurtarın uyuşturucudan. Tedavi olmak istiyor ama yatıracak bir tedavi merkezi yok’. Annelerin bu çığlığını duyuyoruz ama kurtaramıyoruz ve kendimizi kahrediyoruz. Çünkü uyuşturucu tedavi merkezlerinde kadın bağımlılara yetecek kadar kalacak yer yok.”
**
Erkekler uyuşturucu elde etmek için hırsızlıktan başlayarak birçok suç işliyorlar ama kızların çoğu bedenlerini satıyor.
Meselenin ne kadar acil olduğu ortada.
Bu bir çığlık.
Bu gençlerin sorunlarını kendilerine dert edinenlerin çığlığı.
İstanbul’da uyuşturucu bağımlılarını tedavi eden iki tane resmi merkez var; Bakırköy ve Erenköy. (Özel hastaneler var ama çok pahalı)
Bu iki merkezde de acil çözülmesi gereken şöyle bir sıkıntı var.
Her iki merkezde de kadınlara ayrılan yer çok az.
Oysa özellikle sokaklarda yaşayan veya aile içinde gizlice uyuşturucu bağımlısı olan ve tedavi olmak isteyen ciddi sayıda genç kız var.
**
Bunu söyleyen sadece Emin Kır değil. Uyuşturucu bağımlılığı konusunda elini taşın altına koyan İstanbul’da eczacı bir hanım ve gönüllülerden oluşan ekibi de aynı şeyleri söylüyor. (Telefon ve isimleri bende).
“Kimse benim kızım içmez demesin, biz uyuşturucu bağımlısı hafız kızlar, avukatlık yapan genç erkek ve kadınlar gördük” diyorlar.
Hepsi de uyuşturucu bağımlılarını iyileştirecek rehabilitasyon merkezlerinin artırılmasını, kızların tedavisi ve barınması için acilen villa tarzı, ya da müstakil özel evler gibi daha insani bir ortam oluşturulmasını istiyorlar.
Bu mücadelenin sadece Emniyet’e bırakılmamasını, öğretmenleriyle, ailelerle, medyasıyla, işadamlarıyla topyekün yapılmasını istiyorlar.
Herkes elinden geleni yapmaya çabalarsa, dünyayı tehdit eden bu sorunu hafif atlatabiliriz, birlikte çabalamazsak altında kalırız.
