Sivil toplumda akçeli işler

Milli Gazete yazarı Bekir Gündoğmuş, akçeli işlere karışan muhafazakar STK'lar ile İBB'den kendisine, bürokratları aracılığıyla para aktarılan ÇYDD'yi, bu şekilde nemalandığı için haklı olarak eleştiriyor.

Sivil toplumda akçeli işler

Geçen hafta, “Solun tarikatları var mıdır” sorumuzla birlikte işlediğimiz konu sizlerden bayağı yoğun ilgi gördü. Öncelikle ilginiz için teşekkür ediyorum.

Güncel bir konu olmasının bu ilgide payı elbette çok… Ancak sebebi her ne olursa olsun yazarın okuyucu tarafından takip edildiğinin hissettirilmesi, yazar ile okuyucu arasında kurulan bağ zihinsel gelişim ve fikir birliği açısından önemli.

Birçoğunuzun tahmin ettiği gibi, aslında soruyu biraz kışkırtıcı şekilde, “Solun tarikatları nelerdir, solcu tarikatlar var mı” diye sormamızın sebebi, konuya yönelik yaklaşım yanlışlığını göstermek içindi.

AK Parti iktidarı döneminde cemaat ve tarikatlar ile siyasetin arasının görece yoğunlaşmış olması, tarikat ve cemaatleri hedef tahtasına oturttu.

Dini hassasiyeti olmayanları bir kenara koyun, hasbelkader dini duyarlılığı olanlar bile bu koroya katılır oldu.

Ne var ki, konuya yanlış yerden yaklaşıldığını düşünüyoruz.

Eğer sorun, iktidarların kitlesel desteğe sahip gruplarla akçeli işlere yönelmesi ise, bu yalnızca tarikatları kapsayan bir sorun değil ki. Türkiye’de hemşeri derneklerinden vakıflara, derneklere kadar tüm sivil oluşumların iktidar ile bu tür ilişkileri mevcut ne yazık ki.

Bunu normal gördüğümüzden söylemiyoruz elbette.

Ama bunu sanki ilk kez yaşanan bir olaymış gibi aktarmak, İslami duyarlılığı olan ailelerin çocuklarında dahi tarikat ve cemaatlere karşı olumsuz tutumlara yönelmeye neden oldu.

Hâlbuki bu genel bir ahlak problemidir.

Örneğin Türkiye’de tarikat ve cemaatlerin bu kadar yıpratıldığı ve hedef tahtasına konduğu bir ortamda, yerel ve merkezi yönetimlerden yoğun ilgi gören Lions ve Rotary Kulüpleri ya da Mason Locaları’nı nasıl görmemiz gerekiyor.

Ekrem İmamoğlu’nun kazanması ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde başlayan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) güzellemelerini nasıl göreceğiz peki?

İmamoğlu’nun atadığı bürokratlardan bazıları hak ettiği maaşını almayıp ÇYDD’ye bağışladığını açıklıyor.

Şimdi bunun “açıktan TÜGVA’ya para yatıran AK Parti yandaşlığından” ne gibi bir farkı var örneğin?

Bağış vermek istiyorsan gidersin istediğin yere verirsin, ama bunu neden basın aracılığıyla kamuoyuna açıklarsın ki?

Elbette cevap basit. Mümkünse tüm CHP’liler ve İBB ile iş yapmak isteyenler önce bir ÇYDD’yi görsünler diye.

Şimdi bu yorumumuza kızacak belki ÇYDD yetkilileri. “Bizim böyle bir amacımız yok bunu nasıl söylersiniz” diyecekler.

Peki, ama sizin zihniyet yakınlığı hissettiğiniz yerel iktidarla akçeli işlere girmenizin yolu açılmış olmadı mı bu sayede? Bu söylediğimiz cümleler akıllara gelmeyecek mi acaba?

Aslında sizin açıkça çıkıp, “…Biz İBB bürokratlarına teşekkür ediyoruz ama bu bağışı almayı ahlaki bulmuyoruz” demeniz gerekmez mi?

Onun için diyoruz ki, iktidarla girilen akçeli işler nedeniyle tarikat ve cemaatleri eleştirirken dozajı iyi ayarlamak gerekir.

Zira nefis terbiyesine yoğunlaşan ve bünyesinden Erbakan’lar çıkaran bu kurumlar bize lazım. Aslolan sadece yanlışı düzeltmek.

Bunu yaparken asırlık kurumları fütursuzca yok etme planlarına alet olmamak gerekir.

Toplumları ayakta tutan başat faktörlerden birisi de kurumsallıklarıdır. Bin yıllık kurumsallığı 30 yıllık verilerle iğdiş etmek önemli faturalara neden olabilir.

Konu yalnızca dini değil siyasi bir meseledir bu yüzden.