Değişim rüzgârı eserken, kimi duvar örer, kimi yel değirmeni inşa eder.
İhtiyar bir Çinli böyle demiş. Diğer ihtiyar Çinliler ona hak vermiş. Olmuş, Çin atasözü.
Rüzgâr yalnızca Çinliler için esmez. Dünyadaki herkesi etkiler. Bizim için de geçerli o tespit. Ve değişim süreklidir.
Rüzgârdan etkilenmemek niyetiyle insanın gözünü kapatması da yetmez, arkasını dönmesi de.
Zarar görmemek için duvar örenler bir yanda…
Esen rüzgârdan faydalanmaya çalışan öbür yanda.
*
Soruyorlar şimdi: “Sisi ile nasıl görüşürsünüz?”
Cevap: “Yüz yüze... Önce bürokrat ve bakan seviyesinde görüşmeler yapılır, sonra liderler arasında.”
“Hayır, onu demedim. Nasıl konuşursunuz?”
“Ben kendi dilimde konuşurum, o kendi dilinde konuşur; tercümanlar çevirir.”
Şaka mı yaptık?
Sayılmaz. Durum bu.
Bir de buğday tabii. Bulguru iyidir durum buğdayının. Nefis olur. Yeter ki yağdan kısma.
*
Görüşmeler, aşık oynamak için yapılmıyor.
Ülke menfaati öyle gerektirdiğinden.
Herkesin dilinde “Ülkeler arasında ebedî düşmanlık olmaz” sözü var şu günlerde.
Ezelî ve ebedî düşmanlık varsa da yok gibi davranıyor cümle âlem.
Göstermemeye çalışıyor, üstünü örtüyor.
*
“İyi ama Sisi… Hani şöyleydi, böyleydi?”
Şöyle ya da böyle oluşu veya şöyle böyle oluşu görüşmeye mâni değil.
Mursi ile görüşelim diye diretecek hâlimiz yok.
Merhuma rahmet dileriz ancak.
Deniz yetki alanları, doğalgaz, petrol gibi konular var gündemde.
Dünya enerji kaynakları peşinde koşarken, ne koşması savaşa tutuşurken, iş birliği mecburiyeti ortadayken küslük mü olur?
Ülke menfaati dedik.
Boru değil.
Gerekince boru hattı hakkında da konuşulur ama o daha sonraki mesele.
Doğalgaz ve petrolün nakli gündeme gelince.
Ardından Esat, Esad, Eset yahut Esed fark etmez, onunla da görüşüleceği şimdiden belli.
*
Eleştirenleri eleştirenler bütünüyle haklı.
Bir vakitler niye görüşmüyorsunuz diyenler, şimdi niye görüşüyorsunuz diye afra tafra yapıyorlar.
Sisi misi ne ki?
Almanya ile görüşülüyor, Fransa ve İngiltere ile görüşülüyor…
Bizim kıymetli muhalefetimiz hiç sesini çıkarmıyor.
Hepsini geçelim, ABD ile görüşülüyor.
O görüşmelere kimsenin itirazı yok.
Diğer ikisi, onların yanında masum sayılır.
*
Her zaman, her şeye karşı çıkmayı ilke edinenlerle muhatap olmak sıkıntılı ama elden ne gelir?
Hep aynı şeyi yapıp, farklı sonuç bekleyenler için de ihtiyar Çinliler bir söz söylemişler ve o da tarihe geçmiş.
Mesela elindeki kalemi bir metre mesafeden bırakıyor o arkadaşlar, kalem her seferinde yere düşüyor.
Fakat denemeye devam ediyor ve yere düşmesini değil, yukarı çıkmasını bekliyorlar.
Aynı davranarak farklı sonuç beklemeyi akılla bağdaştıramıyor o meşhur söz.
Bizimkiler niye seçim kazanamıyor, niye iktidara gelemiyoruz diye düşünürken, bir zahmet o ihtiyarların sözlerine baksınlar.