Tarih: 25.03.2023 11:53

Sinemamızın eksiği senaryo mu?

Facebook Twitter Linked-in

Türk sineması ya da genel olarak sinema hakkında konuşulduğunda eksik kalmayan başlıklardan biri senaryodur. Yani genel olarak sektördeki herkesle beraber izleyicide de “İyi senaryo yok” kabulü söz konusu. Buna doğru ya da yanlış demek yekten mümkün değil. Ancak kesin olan bir şey varsa, senaryo derken kastedilen şeyin sadece senaryo olmadığını düşünmemiz gerektiğidir. Zira senaryo, sadece filmin hikayesinin anlatıldığı aşama değil, filmin yönteminin de temelinin atıldığı rehber metindir.

Senaryo, kullanım kılavuzudur. Teknik bir metindir. Elbette hikaye etmek, karakter olgunlaştırmak, evren tasarlamaktır da senaryo.

Fekat bu evreni görünür kılan yöntemdir. Ve sanırım eksikliği hissedilen şey de bu. Kastedilen şeyin gerçekten ‘iyi hikaye’ olduğunu var sayalım. O halde çok iyi film olacağına inanılan hikayeler, romanlar neden beklenen sonuca ulaşamaz? Ya da kağıt üzerinde çok iyi duran bir hikaye neden beyaz perdeye çıktığında bekleneni veremez? Bir filmin senaryosunun iyi olup olmadığına kağıt çıktılarından değil perdede izlediğmiz şeyden karar verdiğimize göre, senaryo derken söylenmek istenen şeyin esasında yöntem olduğunu tespit etmek gerekir.

Sinemada yöntem; yönetmenin, elindeki senaryoyu hayata geçireceği film dilini belirlemesidir. Bunu yaparken de ‘nasıl’ sorusuna cevap verir sürekli. Senaryonun nasıl yazıldığından, sinematografinin nasıl tasarlandığına kadar çeşitli başlıklarda verilen cevaplar filmsel evreni oluşturur. Bu da filmin tasarımının sonucudur.

Evet, filmin fikir aşamasından başlayan tasarım post prodüksiyonda (kurgu, renk, ses, vs düzenlemeleri) tamamlanır. Hikaye, anlam ve duygu dünyasının çerçevesini çizer. Senaryo, evreni tarif eder, yönlendirir. Yönetmen ise nihayetinde kağıt üzerinde duran şeyi görsel hale getirmek için kendi cevaplarını verir. Böylece film ortaya çıkar. Oyunculuk da kostüm de müzik de evrenin parçasıdır. Tıpkı senaryo gibi... Ve olmamışlığın sebebi yöntemdeki eksik veya fazlalıklardır. Sinemamızda neyin eksik ya da fazla olduğunu yeniden düşünmek gerek. Tam da bu çerçeveden... Teşhis doğru konulmazsa tedavi ortaya çıkamaz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —