Şu anda asgari ücret...
Kaç para asgari ücret? 910 bin lira net.
Bu kardeşinizin her zaman bir hesabı var.
Şu anda bir bardak çay Bursa’da kaç para? Bin lira.
Simit kaç para? Bin 500 lira. Ne yaptı? 2 bin 500 lira.
3 tane çocuğunuz, hatun 4, siz 5... Bakın çay ve simidin dışında bir şey yemeyeceksiniz. Sadece çay ve simit. Bir hesap yapıyorum size: 5X2500 ne yapar? 12 bin 500 lira. 1 öğünde. Günde 3 öğün, ne yapar? 37 bin 500 lira. 40 bin lira diyelim. Ay 30 gün, ne yapar? 1 milyon 200 bin Türk lirası. Asgari ücret 910 bin lira net. Bu zalim yönetim, bu aziz Millete bir bardak çayla, bir simidi bile layık görmüyor.”
***
Yukarıdaki çay-simit hesabı 1994 yerel seçimler hazırlığında Bursa’da şu an Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasıydı.
Aradan yıllar geçti.
Artık simit hesabı (paradan sıfır atılmış şekli ile) 1-1.5 lira arasında yapılmıyor. Şimdi simit hesabı 300-500 milyon dolar olarak yapılıyor.
Zora giren Simit Saray’ı bir kamu bankası olan Ziraat Bankası aracılığı ile düze çıkartılmaya çalışılıyor.
***
İşin kilit iki bilgisini dün belirttiğim gibi Meliha Okur ve Serpil Yılmaz açıklıyor:
1-”Simit Sarayı’nın ortakları Londra’ya yerleşeli yıllar oldu.” M.Okur.
2- “Londra’daki şubelerin gayrimenkulü kime aitmiş; bir anlatan çıkar elbet!” S. Yılmaz.
Sahi, Simit Sarayı’nın kiracı olduğu Londra’daki mağazaların mülkiyeti kime ait? Bir anlatan çıkar mı?
Londra ile bu kadar ilişkili bu yapı neden bir kamu bankası aracılığı ile kurtarılmak istenir? Bu işlemin en üst iradesi nereye kadar uzanır?
KARA PARA KONUSU
Dün Financial Times haberi dikkatinizi çekti mi?
Haberde diyor ki, “Uluslararası bir denetleme örgütü Türkiye’nin para aklamayı önlemek ve terörist organizasyonların finanse edilmesini engellemek konusunda yetersiz kaldığı uyarısında bulundu. Eğer Ankara bu konuda düzeltmelere gitmezse, Türkiye’nin uluslararası gri listeye ekleneceğini ifade etti.” - T24
Son günlerde yaşanan gelişmeleri birlikte değerlendirdiğimizde aklımıza oldukça fazla soru gelmiyor değil. Mesela Sn Berat Albayrak’ın “10 milyar dolar geldi” diye bahsettiği para hala devlet hesaplarında görülmüyor.
Ya da Simit Sarayı neden bu aşamada kurtarılma listesine giriyor?
Ya da Blomberg haberi...
BDDK talimatı ile 11 özel bankanın üst düzey yöneticisi görevden nasıl alınabilir? Bu bankalar özel değil mi? BDDK ne gerekçe ile böyle bir tasarrufta bulunabiliyor? (Gerçi BDDK yaptığı açıklamada olayı yalanladı ama bankacılar arasında bilinen gerçekler elbette değişmiyor)
Bir grup iktisatçı arkadaş arasında kamu bankacılığını tartışıyorduk. Kamu bankacılığı ne büyüklükte olabilir? İşte bu sorunun cevabı bugün hükmünü ciddi biçimde yitiriyor. Çünkü, özel bankalar bile artık kamu bankası gibi çalıştırılmak isteniyor.
Geçen 2 hafta yazılarımda bu suni piyasaya dikkat çektim. 09 Aralık tarihli “Yalancı bahar!” başlıklı yazımda detayları verdim.
Bu yalancı bahara inanarak yeni riskler oluşturmak yeni bir krize giden yolun sonunu daha karanlık kılabilir.
***
Döne döne geldiğimiz yer “kamulaştırma” oldu.
Tam kamusal mal olan yolları, köprüleri özel sektöre yaptırıyoruz.
Ama devlete simitçilik yaptırmayı uygun görüyoruz.
Tekrar etmek istiyorum: 90’lı yıllarda kamu bankalarının siyaset eliyle kullanılması Ülkemize çok pahalıya mal olmuştu. En azından hiç mi ders almayız diye konuyu bitirelim.