Şimdi sıra 6284’te

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından STK’lardan yeni bir çağrı geldi

Şimdi sıra 6284’te

Milli Gazete yazarı Abdussamet Karataş'ın "konuya air" haberi...

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi büyük bir tahribatı ortadan kaldırmak adına memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendirilirken, aile değerlerimize yapılan saldırıların yasal dayanağı olan 6284 numaralı kanunun da acilen kaldırılması gerektiği belirtiliyor.

İstanbul Sözleşmesi, uzun yıllardır ısrarla sürdürülen kamuoyu baskısı üzerine geçtiğimiz Cumartesi günü Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile feshedildi. Yürürlükte kaldığı 10 yıl boyunca toplumda devasa yaralar açan, binlerce aileyi yıkan İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi toplumun geniş kesimleri tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı. Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Ebru Asiltürk, Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, Dünya Çocuk Hakları Derneği Güneydoğu Anadolu Bölgesi Başkanı Dr. Uğur Balin ve Araştırmacı-Yazar Sema Maraşlı, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının etkilerini Millî Gazete’ye değerlendirdiler.

“MİLLÎ GAZETE’NİN GÖSTERDİĞİ HASSASİYET ÇOK ÖNEMLİ”

Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Ebru Asiltürk, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılabilmesi için ortaya konulan mücadeleyi işaret ederek, “Millî Gazete’nin İstanbul Sözleşmesi’ne karşı gösterdiği hassasiyet bu konuda çok önemlidir. İstanbul Sözleşmesi’nin ortaya attığı kavramlar nedeniyle büyük bir tahribat ortaya çıkmıştır. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle sözleşmenin yol açtığı tahribatın önüne geçilmiştir. Ancak kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi için devlet ve milletçe el ele mücadele edilmelidir. Kadına yönelik şiddetin ve istismarın önlenmesi için biz de bütün gücümüzle gayret gösteriyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmiş olması bizim bu mücadeleden vazgeçeceğimiz anlamına gelmez” ifadelerini kullandı.

“OLUMSUZLUKLARINI HER FIRSATTA DİLE GETİRDİK”

İstanbul Sözleşmesi’nin yol açtığı olumsuzlukları belirten Ebru Asiltürk, “Şiddet olaylarının arttığı ve yaşanan her hadisesinde hepimizin yüreğinin parçalandığı bir dönemde istisnasız her parti İstanbul Sözleşmesi’nin yanında yer alırken Saadet Partisi tüm eleştirilere rağmen bu konuda farklı bir tavır sergilemiştir. Türkiye’nin bir an önce İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini istememizin sebebi, sözleşmenin altında yatan tehlikeleri görüyor oluşumuzdu. Hakikati ifade etmek için taşıdığımız büyük sorumluluk nedeniyle İstanbul Sözleşmesi’nin olumsuzluklarını her fırsatta dile getirdik. Çünkü Millî Görüş bu milletin inancıdır, tarihidir ruh köküdür. Saadet Partisi olarak siyaseti insanlığa en büyük hizmet olarak görürüz ve yaparız” şeklinde konuştu.

“TAHRİBATLARIN ÖNLENMESİ İÇİN TAKİPTE OLACAĞIZ”

Ebru Asiltürk, “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmekle iş bitmiş değil. Sözleşme yürürlüğe girdiği tarihten itibaren tüm devlet mekanizmalarına ödevler yüklemişti. Askeriyeden Diyanet İşleri Başkanlığı’na, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na kadar insanımıza temas eden ve toplumsal-zihinsel dönüşümün yaşandığı bütün kurumlar İstanbul Sözleşmesi nedeniyle mevzuatlar yönetmelikler değişmişti. Şimdi biz bu değişimlerin oluşturduğu tahribatların önlenmesi için takipte olacağız. Bu da kıymetlidir. Bundan sonraki gayretimiz de bu konun takibatına yönelik olacaktır” diye konuştu.

“MİLLî GAZETE HEPİMİZE YOL GÖSTEREN BİR MEKTEP OLDU”

Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik ise “İnsanlığa karşı savaş açan bu skandal sözleşmeye karşı, hepimizin okulu olan Millî Gazete, topluma yol gösteren bir mektep oldu. Ahlaksızlığı ve cinsiyetsizliği dayatan bir projeye hep birlikte dur dedik. Tabi İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyoruz demekle çekilmiş olmuyoruz. Burada esas olan yaptırım gücü olan 6284 numaralı kanunu kaldırmaktır. Kadınları çocukları aileleri mağdur eden 6284’ün iptali gerekir. Biz Müslümanlar olarak şiddetin her türlüsüne karşıyız. İsteriz de toplumda sadece kadınlarımıza değil, hayvanlara bitkilere dahi şiddet olmasın. Bizim karşı durduğumuz husus şudur ki şiddet dee cinsiyetleştirme de ayrı bir şiddettir” diye konuştu.

“6284 SAYILI KANUN KALDIRILMAZSA ANLAMI KALMAZ”

Araştırmacı Yazar Sema Maraşlı ise, “İstanbul Sözleşmesi’nin uygulama kanunu 6284 sayılı kanun kaldırılmadığı sürece İstanbul Sözleşmesi görünüşte olmasa da gerçekte uygulamada olacak. Sözleşmenin iptali sonrası 6284’de kaldırılacak mı diye bekledik fakat bu konuda gelen açıklamalar 6284’ün uygulamaya devam edeceği hatta daha da ağırlaştırılacağı yönünde oldu. Bu durumda İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması siyasi bir oyun gibi duruyor. Eğer samimi iseler 6284 uygulama kanunu da birlikte kaldırmaları gerekirdi” açıklamalarında bulundu.

 “KADINI KORUMADI ŞİDDETİ DAHA DA ARTIRDI”

İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini Babalar ve Çocuklar Derneği (BABADER) ve Dünya Çocuk Hakları Derneği adına gazetemize değerlendiren Dr. Uğur Balin de, “İstanbul Sözleşmesi’nin kadını korumadığını bilime inanan herkes kabul etmek zorundadır. Zira mezkur sözleşme tavizsiz bir şekilde uygulandığı 2011’den beri kadın cinayetleri istikrarlı bir şekilde artmış ve kısa bir sürede sözleşmenin etkisi ile beş katına çıkmıştır. Bunun nedenini yine bize sözleşme cevap veriyor. Mezkur sözleşmede kadına karşı şiddet ifadesinden daha çok Toplumsal cinsiyet ifadesi en az 23 yerde geçiyor. Haliyle sözleşmenin ailenin korunmasını içermediğini, daha çok LGBTİ hakları ve cinsiyetçi paradigmalar üzerinden kurgulandığı aşikardır. Millî Gazete de toplumu bilinçlendirme adına önemli yayınlar yaptı. Aynı fikir birliği içinde toplum adına faydalı işlerimizi sürdürebilmemizi diliyorum” diye konuştu.