Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Silahların bırakılması Türklerin de kazancı

Oral Çalışlar, yazdı;

Silahların bırakılması Türklerin de kazancı

Öcalan; “PKK’yı fesh edelim”, “Silahı bırakalım” çağrısını, Bahçeli’nin çıkışına olumlu bir karşılık olarak yapmıştı. Bahçeli, bu çağrıyı orada bırakmadı, geçmişten farklı olarak meselenin demokratik zemin üzerinde yürümesi için yeni bir tutum benimsedi. Yeni şeyler söyledi. AK Parti, daha temkinli bir görünüm veriyordu. Muhalefetten gelebilecek olası eleştirileri göğüsledi.

“Hiçbir karşılık olmadan silahı bırakın” diyerek üstten bir tavır takınmayı daha uygun gördü. Sürece yeni bir isim de bulundu: “Terörsüz Türkiye”. İlk başta “fazla ciddiye alınmayan” barış çağrısı, gerçekleşebilir bir projeye dönüşmeye başladı. PKK’nın beklenen kararları alacağı, çok kısa süre içinde hedefe varılacağı beklentileri, öne çıktı. Olmadı. “O kadar da hızlı değil” diyen temkinlilerin dediği oldu.

Bugün yarın derken; DEM Parti yetkilileri, dün bir açıklama yaptı ve “frene basıldığı” havası yarattılar. Edindiğim bilgiler ışığında konuşacak olursam, süreç konusunda bir yavaşlama olmasına rağmen, asıl hedefte ve yönelimde değişim yok. Hatta hedefin yüzde 60 oranda gerçekleştiğini bile söyleyebiliriz. Beklenen ilk adım PKK’nın silahları bırakması. Bu adımdan sonra Kürt meselesi, sivil siyasetin konusu olabilecek.

Tamamen Meclis’te ve siyasetin içinde çözüm aranan bir konuya dönüşebilecek. İlk etabın yarısından fazlasını geçtik. Şiddet aradan çıktı. Şimdi ikinci adımın sıkıntıları yaşanıyor. İkinci adım, demokrasinin geliştirilmesi, kişi hak ve özgürlüklerinin garanti altına alınması. Burada da devlet, gereken adımları atacak. Devlete düşen görev, toplumu çağdaş uygarlık seviyesine ulaştıracak çabayı göstermesidir.

Bu gelişmelerin demokratikleşme meselesinin tam merkezinde olduğu konusunda tereddüt eden çevreler de var. Mesele yalnızca Kürtlerin devletle meselesi değil. Kürt sorunu, Türklerin de sorunu. Çözümü halinde tüm toplum kazançlı çıkar. Başından itibaren en zor koşullarda bile gülen gözleriyle sevgili Sırrı Süreyya Önder hep umut verdi. Kürt sorununu yalnızca terör sorunu olarak görmenin faturası ağır oldu. 50 yıla varan bir dönemde felaketler yaşadık. Şimdi barış çabasının başarıya ulaşmasının ülkemize neler kazandırabileceğini göreceğiz. Kürt meselesinin çözümü yolunda atılan her adım demokratikleşmenin önünü açar. Kürtlerin talebi eşitlik, adalet ve özgürlük. Zaten herkesin talebi bu değil mi?



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER