Tarih: 22.10.2019 11:38

SIKIŞAN ROJAVA DENKLEMİ VE SONRASI

Facebook Twitter Linked-in

Savaşın aptallık kaldırmadığı kesindir. Gevezelik, hayatın olağan akışı içinde tolere edilebilir, bir başka ayyaşlık türüdür. Futbol maçıyla savaş arasındaki en büyük fark, maç sonrası herkesin evine sağ salim dönebilmesidir. Her savaşın en büyük zaferi, günün sonunda, beden bütünlüğü içinde, hayatta kalmaktır. Ölüm oyununda kendinden radikal biçimde vazgeçen, diğer bir ifade ile kendini kurban eden taraflar, keskin bir kararlılıkla hayatta kalma gayretini hiç unutmazlar.

Her savaşın mutlak bir barışı, eninde sonun da mutlak surette gerçekleşir. Hayatın şiddetle tehdit ettiği anlar ya da süreçler olan savaş, kimi zaman güç, zor ve sıkıntılı durumlar yaratabilir. Bu zor, sıkıntılı ve güç zamanlar, haksız ve akılsız olduğumuz anlamına gelmez; basitçe karşı tarafın askeri olarak bizden daha donanımlı ve hazırlıklı olduğu anlamına gelir.

ABD’nin arabuluculuğuyla sağlanan 120 saatlik ateşkes süreci, kısa bir mola gibi gözükse de çok ciddiye alınması gereken, altın değerinde bir fırsattır. ABD ile kesintiye uğrayan ilişkileri yeniden onarmak ne pahasına olursa olsun yapılması lazım gelen en önemli iştir. Ateşkesi sağlayan güç, resmen, fiilen ve teorik olarak, silahları tümden susturma potansiyeline sahip olan güç demektir. Bu bakımdan Rusya, İran, Türkiye ve Suriye rejimine verilmesi muhtemel tüm tavizlerin, yeni bir müzakere ve işbirliği paketi olarak, ABD’ye teklif edilmesinden daha doğru ve daha akıllı bir davranış olamaz.

ABD ile iş ve ilişkilerin neden bu kadar çıkmaza sürüklendiği ayrı ve üstünde, ayrıca durulması gereken ciddi bir husustur. Geçmişi beş ve daha fazla yıla dayanan bir ilişki neden sağlam ve ilkeli bir işbirliğine dönüştürülmedi? Suriye’ye yerleşmiş, mesai ve para harcayan bir ABD neden elde tutulamadı, ABD’nin savrulmasına neden seyirci kalındı ya da hangi uğursuz politika ve kararsızlıklar buna sebep oldu? Şimdilik bu soruların yanıtlarıyla zaman kaybetmek gerekmiyor çünkü iş işten tümüyle geçmiş değil. ABD’yi yeniden kazanmak mümkün ve var olan mevcut enerji ve yetenek, ABD’yi yeniden kazanmaya odaklanmalıdır. Başka yolu yok. Başka çıkış yok.

Çünkü ABD olmaksızın, Rojava’da bir statü, Kürtler için hayaldir.

Rusya böyle bir şeyi vaadetmiyor, o ilk günden beri Esad rejimine angaje ve birinci önceliği, Esad’ın iktidarını yeniden inşa etmektir. Esad’ın müstakbel iktidarı hem Kürt meselesinde kördür hem de Kürtlere statü meselesine kapalıdır. Dolayısıyla Rusya, anayasal düzeyde kısmi iyileştirmeler yapma potansiyeline sahip olsa bile, ortaya çıkacak siyasi durum, bugün Türkiye’nin Kürtlere tanıdığı hakların boyutlarını aşamaz. Rusya, çok yönlü ilişkiler kurulacak bir güçtür. Hepsi bu. Ne eksik ne de fazla.

Aynı şeyleri İran içinde söylemek yanlış olmaz. Kendi Kürt meselesini statü ve temsil düzeyinde çözmemiş, diğer bir ifadeyle meseleyi kendisi için bu seviyede ele almamış bir gücün, Rojava’da daha ileri adımlar atması ya da talep etmesini beklemek, eşyanın doğasına aykırıdır. İran, İran’dır ve İran için önemli olan tek şey bölgesel hegemonyasıdır.

Türkiye savaşın bir tarafı gibi davranmasına rağmen, aslında bu savaşta, en başından beri kaybedeceği en kesin olan taraftır. Savaşın sonunda elinde hiçbir somut kazanımı olmayan taraf, aslında savaşın doğası gereği her türlü temas ve tavize açık olan taraf durumundadır.

ABD’nin ateşkes sağlamış olması ve DSG güçlerinin Esad rejimiyle kısmı mutabakatı, bu savaşın artık sürdürülemez olduğunu gösterir. Böylesi bir siyasi konjonktür de savaşı sürdürmek ya da savaşı alevlendirmek, büyük bir maliyeti göze almak demektir. Türkiye’nin bu maliyeti göze alabileceğini düşünmüyorum. Putin ve Erdoğan görüşmesinde de çıkacak sonucun ateşkesin bir süre daha sürdürülmesi olacağı kuvvetle muhtemeldir.

Bütün kazanımları yitirmektense ya da kazanımların akıbetini belirsiz bir maceraya teslim etmektense, ABD ve Türkiye nezdinde sürdürülecek ciddi bir müzakere maratonunun daha sonuç alıcı ve daha akılcı olduğunu düşünüyorum.

Gevezelik ve aptallık bir statüyü garanti etmez.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —