İktidar basınının, ekonomide kötü giden her şeyden iktidarı esirgemenin bir yolunu bulma gayretini izlemek zevkli bir uğraş…
İşsizlik mesela… Onlara göre işsizlik diye bir sorun yok, ‘iş beğenmeme’ diye bir sorun var ve çalışanların bu kibiri işsizlik algısına yol açıyor.
Bu alanda Yeni Şafak ve Türkiye gazetelerinde çıkan bazı haberleri yansıtmıştık Serbestiyet’te… Bunlardan ikisini hatırlayalım:
“8 bin TL maaşla işçi yok / İş beğenmeme problemi üretimi frenlemeye başladı… Anadolu’da birçok işletme, işçi açığını kapatmak için maaşı yükseltti… Maaş 8 bin lira ancak çalışmak isteyen yok…” (Türkiye gazetesi, 21 Kasım 2021).
“İş dünyasını sitem ettiren tablo: İşsizlik var ancak eleman aradığımızda kimse başvurmuyor…” (Yeni Şafak, 11 Ağustos 2021).
İşsizlik böyle…
Türk lirasının dolar karşısında değer kaybetmesi meselesine gelince… Bu konuda Yeni Şafak (21 Kasım) yine hayli yaratıcı bir manşetle öne çıkmıştı: “Erdoğan döneminde dolar 19 yılda 6,5 kat, önceki 20 yılda 11.882 kat arttı…”
Doların spekülatif artışıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef alındığına işaret edilen manşet haberde, “Erdoğan iktidara geldiği Kasım 2002’de 1 dolar tam olarak 1 milyon 687 bin 268 Türk lirasına karşılık geliyordu. Koalisyonlar döneminde zayıf düşen TL, AK Parti’nin iktidarıyla kendine geldi” deniliyordu.
Yeni Şafak’ın bugünkü (14 Aralık) sayısında da bir “kur manipülasyonu” haberi vardı. Gazete bu defa dolardaki dünkü (13 Aralık) oynaklığı, muhalefetin son günlerde içine düştüğü zorlukları gözleri kura çevirerek gizlemeye çalışan dış güçlerle açıkladı:
“Döviz manipülasyonu ile muhalefete destek / Dün döviz kurlarında yaşanan sert hareketliliğin zamanlaması dikkat çekti. Muhalefette üst üste yaşanan skandallarla oluşan gündemi değiştirmek amacıyla finansal tetikçilerin devreye girdiği belirtiliyor. İBB’in ‘terör iltisaklı personel’ skandalı ve HDP kongresinde terör propagandası yapılması muhalefeti zor duruma düşürünce ‘zaman ayarlı’ kur manipülasyonu düzenlendi.”
Fakat Yeni Şafak’çılar yeni maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye çok kızmış olmalılar. Çünkü Nebati dün, yani onlar bu ‘haber’i hazırlarken Merkez Bankası’nın piyasaya müdahalesinin yeni ekonomik modele uygun olduğunu izah etmek için aynen şöyle dedi:
“Çünkü dışarıdan herhangi bir saldırı yok. Çok net olarak söylüyorum. İçeride birkaç manipülatif, spekülatif işlemler var. Merkez Bankası da onların bu hamlelerine karşı hamle yapıyor.”
Gıda fiyatları artışını izah için bayrağı Yeni Akit aldı
İktidar basını işsizlik, kur gibi meselelerde işte böyle ‘çözüm’ler geliştirmişti ama son iki ayda en yakıcı sorun olarak öne çıkan gıda fiyatlarındaki artış meselesinde, bugüne kadar büyük şirketleri suçlamak dışında kimsenin aklına bir şey gelmemişti. Bugünkü (14 Aralık) manşetiyle Yeni Akit gazetesi bu görevi üstlenmiş görünüyor. Gazete çok ilginç bir tezle burada sorumlunun iktidar değil ‘gıda teröristleri’ olduğunu öne sürüyor. Çünkü onlar, son üç yıl içinde gıda maddelerine gelen zamları ‘köpürttükleri’ halde, aynı dönemde gerçekleşen fiyat indirimlerini ‘gizlemişlerdir…’
Akit’in tam olarak ne demek istediği anlaşılamıyor. Ben burada kelime kelime aktarıyorum, belki siz anlayabilirsiniz:
Manşet:
“Gıda teröristleri işte böyle çalışıyor…”
Spotlar:
“Kur operasyonlarını ve seçim yaygaralarını fırsat bilerek AK Parti ile orta ve alt gelirli seçmenini birbirine düşürmeyi amaçlayan gıda teröristlerinin, muhalefet ve fondaş medya ile işbirliği yaparak yıl içindeki suni zamları köpürtüp, fiyatların normale dönmesini ise gizlediği ortaya çıktı.”
“2018-2021 yılları arasında özellikle yağ, peynir, zeytin, süt, yumurta, domates, patates, soğan, yoğurt gibi gıda ürünlerinde 63 defaya varan artışlar yapan fiyat spekülatörlerinin piyasada ‘zam furyası’ algısı oluşturup, fiyatlardaki düşüşleri ise görmezden geldiği belirlendi.”
Gazete, çeşitli ürünler üzerinden tezini somutlaştırıyor da… Biz, mesela peynir üzerinden gidelim… Şöyle deniyor:
“Peynirde 800 gramlık ‘Pınar Kahvaltı Keyfi’ markalı üründe 2018-2021 arasında marketlerde tam 19 zam 14 indirim yapıldı. Bütün oynaklığa rağmen 2019’da yılbaşı fiyatına oranla yılsonunda %2 artışla 26.5’den 26.95’ye çıkan peynir, 2020’de yine enflasyonun altında %9 arttı. 2021’de fiyat oynaklığı sürdürülen peynire totalde %26 zam konularak 39.95’e yükseltildi.”
Görüyorsunuz, ‘gıda teröristleri’ şayet son üç yılda dürüst davransaydı ve “fiyatların normale dönüşünü” gizlemeyip yayımlasaydı neden bugünkü feci durumun ortaya çıkmayacağı anlaşılmıyor.
Belki “kavranamayanın inandırıcılığı” diye bir şey vardır, gazete ona yaslanıyordur…
İnsanın aklına başka bir şey gelmiyor.
“Sıkıntı yok, varsa da sorumlusu iktidar değil” haberciliğini izlemeye devam edeceğiz.
Kaynak serbestiyet.com