15.08. 2018 Çarşamba
Evet, sanırım genlerden de geçiyor, edebiyatı çok seviyorum, lisede edebiyat bölu?mu?nu? okudum. Ortaokulda da kompozisyon ve şiir yazma yarışmalarında birinciliği kimseye kaptırmazdım. Babam gibi gazel tarzı eski şiirleri çok severim. Babam ?Yunus´un nefesi, Mevlâna´nın sesi yankılanmıyorsa içimizde, Karacaoğlan´la bir tel bağlanmamışsa, kiminledir rabıtamız? Ya da Fuzuli´yi, Şeyh Galib´i tanımayan hangi aşkı, gu?zelliği tanımış olabilir? Ve de çağdaş şairlerimizi okumamışsak o eski şiir nehirlerimizin biteviye akmakta olduğu yepyeni yatağı görmu?yoruz demektir.? diye yazmıştı. Bizleri şiir şölenlerine götu?ru?rdu?, edebiyat ve şiir bizim için bir yaşam biçimi haline gelmişti.
Mehmet Akif İnan edebiyata nasıl yönelmiş? Edebi yönu?nu? konuşmak isteriz?
Babam, lise hatta ortaokul çağlarında edebiyata ilgili ve çok okuyan bir öğrenciymiş. Dedem ve babaannem de çok ku?ltu?rlu?, evde su?rekli okuyan kişilerdi. Babam lisede öğrenciyken Urfa´da dergi çıkarıyor ve Urfalı şairler konulu bir konferans veriyor; o esnada da dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanıyordu. Okul dışında sanata bağlı kişilerle yaptıkları buluşmalarda Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç ile tanışıyor. Babam, Ankara´da Tu?rk Ocağı´nda çalışırken orada da toplantılar yapıyordu. Necip Fazıl Kısaku?rek ile de çoğu zaman evimizde buluşurlardı. Benim hepsiyle ayrı ayrı anılarım vardır.
Babam, arkadaşları ile Diriliş dergisini çıkarıyor, daha sonrada Edebiyat dergisini çıkarıyorlar. Necip Fazıl ile Bu?yu?k Doğu dergisini daha sonraları da yıllarca Mavera´yı çıkardılar. Üstad Necip Fazıl Kısaku?rek´in sağ kolu gibiydi, onun ekolu?nde yetişti. Bana gençliğinde en az on saat kitap okuduğunu söylerdi. Şiirlerinde vermek istediği mesajları çok önemserdi. Bu yu?zden az ve öz yazar, sözcu?kleri özenli kullanırdı.
Mehmet Akif İnan, Nuri Pakdil ile beraber Edebiyat dergisini çıkıyor, derginin yayın su?recini dinlemek isteriz, nasıl kuruldu?
Babam, yazar şair Şeref Turhan´ın kitapçı du?kkânında, Nuri Pakdil ile tanışıyor. O sıralarda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Faku?ltesi´nde Tu?rk Dili Edebiyatı okuyordu. 1963 yılında aynı zamanda Tu?rk ocağında çalışırken bir su?re Nuri Pakdil ile aynı daireyi paylaşıyorlar. Önce Diriliş dergisini çıkarıyorlar ama bir su?re sonra Sezai Karakoç bu dergiyi kapattırıyor. Derginin adını babam bulmuştur. Hatta yazdığı notlardan okuduğuma göre 1969 Aralık ayında, aylık olarak yayına başlayan Edebiyat dergisi onlar için bir dönu?m noktası olmuştur.
Nuri Pakdil, babamın yazı dilinde daha yeni Tu?rkçe kelimeler kullanmasını konusunda etkili oluyor. Babam bir ara eğitimini beğenmediği için faku?lteye devam etmiyor. Pakdil, tekrar devam etmesi için onu ikna etmiştir. Gelecek nesillere bıraktıkları bu miraslar neticesinde değerleri şimdilerde daha çok anlaşılıyor.
Mehmet Akif İnan´ın ilgilendiği bir sanat dalı veya bir hobisi var mıydı?
Mehmet Akif İnan, edebiyat öğretmenliğinin ve yazarlığının yanı sıra eğitim bir sendikasını kurarak genel başkanlığını yu?ru?ttu?. Hatta milletvekilliği teklifini geri çevirdi ve siyaset yerine sivil toplum kuruluşları içerinde yer almayı tercih etti. Babam, Tu?rk musikisine ve Urfa halk mu?ziğine hayrandı. Denizi, bahçeyi, hayvan beslemeyi çok severdi. Oturduğu evin bahçesinde eker biçer, toprakla haşır-neşir olurdu. Ayrıca yaz kış saksıda çiçek/bitki yetiştirirdi. Urfa´da amcamın bağında vakit geçirmeyi, aile ve akrabalarla göru?şmeyi ve misafiri çok severdi. Gençlik yıllarında Urfa da gu?reş yapmıştır. Hayatı boyunca kendi öz ku?ltu?ru?mu?ze sahip çıkmanın mu?cadelesini verdi.
Mehmet Akif İnan´ın bir okuma listesi var mıydı? Ne tu?r kitaplar okurdu?
Odasının dört duvarı kitaplıkla çevriliydi, her tu?r kitap vardı. Çoğu kişiye okuma alışkanlığı kazandırmak için kitaplarından verirdi, kendi yazmış olduğu kitapları da hediye ederdi. Mevlana´nın Mesnevi´si, hayranı olduğu Şeyh Galip ve Fuzuli´nin şiirleri, Necip Fazıl Kısaku?rek eserleri, klasikler, roman, hikâye, yerli ve yabancı şiirler dâhil her şeyi okurdu. Gençlik yıllarında gu?nde en az on saat okuduğunu söylemişti. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim ve Kısaku?rek´in şiirlerini ezbere bilirdi.
Babanızla bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz? Size en çok neyi öğu?tlerdi?
Babamla geçen zamanlarımın hepsi çok gu?zeldi. O çok yoğundu ve ben ku?çu?k yaşta evlenip Urfa´ya yerleştiğim için çok sık göru?şemezdik. Ancak her gu?n beni arardı, bayramlarda yanımıza gelirdi. Bizi tatile götu?ru?r, on beş gu?n bizimle vakit geçirirdi ve hepimiz çok mutlu olurduk. Torunlarına kitap hediye eder, onlara arada nasihat ederdi. Babam bana, olumlu du?şu?nmeyi, sıla-ı rahimi, hoşgöru? ve saygıyı ve insanın sevilip sayılmasının kendi elinde olduğunu dolayısıyla kaliteli bir insan ve iyi bir Mu?slu?man olmak gerektiğini vurgulardı. Çok asil, olgun vakarlı ve mert bir duruşu vardı. İnsan ilişkilerinde saygı çerçevesinde, iyi niyetli ve yardımsever olmayı öğu?tlerdi.
Banu İnan iyi bir okuyucu mudur?
Okumayı çok severim. Babamın ku?tu?phanesinden onun tavsiye ettiği kitapları okurdum; bana hediye ettiği kitaplar hâlâ duruyor. İlkokul çağlarından beri şiir yazarım ve okurum. Bir gu?n Cahit Zarifoğlu bana bir şiir defteri hediye etti ve ?Şiir yazdığını duydum, şiirlerini bundan sonra bu deftere yazarsın Banucuğum.? dedi. Bu deftere hâlâ şiir yazıyorum ve bir gu?n bunları kitaplaştıracağımı umut ediyorum.
Bir başucu kitabınız var mı?
Aslında başucumda hep kitap olur. Babamın eserlerini okumaya çalışıyorum, aynı zamanda Mevlana sözleri başucu kitabım. Yunus Emre, Mevlana ve Necip Fazıl Kısakürek şiirlerini çok severek okuyorum. Arada klasikleri de okurum.
Babam, ?Şiir hikmet erbablarının refikidir. Şiir, ilim mensuplarının arkadaşı olmuştur. Hayânın çocuğudur. Şiirle tanışmamış olanlar, fukaralığın trajik tutsaklarıdır.? der. Tabii herkes şiir yazamaz ama okumak bize insan olduğumuzu hatırlatır.
Evet, sanırım genlerden de geçiyor, edebiyatı çok seviyorum, lisede edebiyat bölu?mu?nu? okudum. Ortaokulda da kompozisyon ve şiir yazma yarışmalarında birinciliği kimseye kaptırmazdım. Babam gibi gazel tarzı eski şiirleri çok severim. Babam ?Yunus´un nefesi, Mevlâna´nın sesi yankılanmıyorsa içimizde, Karacaoğlan´la bir tel bağlanmamışsa, kiminledir rabıtamız? Ya da Fuzuli´yi, Şeyh Galib´i tanımayan hangi aşkı, gu?zelliği tanımış olabilir? Ve de çağdaş şairlerimizi okumamışsak o eski şiir nehirlerimizin biteviye akmakta olduğu yepyeni yatağı görmu?yoruz demektir.? diye yazmıştı. Bizleri şiir şölenlerine götu?ru?rdu?, edebiyat ve şiir bizim için bir yaşam biçimi haline gelmişti.
Mehmet Akif İnan edebiyata nasıl yönelmiş? Edebi yönu?nu? konuşmak isteriz?
Babam, lise hatta ortaokul çağlarında edebiyata ilgili ve çok okuyan bir öğrenciymiş. Dedem ve babaannem de çok ku?ltu?rlu?, evde su?rekli okuyan kişilerdi. Babam lisede öğrenciyken Urfa´da dergi çıkarıyor ve Urfalı şairler konulu bir konferans veriyor; o esnada da dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanıyordu. Okul dışında sanata bağlı kişilerle yaptıkları buluşmalarda Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç ile tanışıyor. Babam, Ankara´da Tu?rk Ocağı´nda çalışırken orada da toplantılar yapıyordu. Necip Fazıl Kısaku?rek ile de çoğu zaman evimizde buluşurlardı. Benim hepsiyle ayrı ayrı anılarım vardır.
Babam, arkadaşları ile Diriliş dergisini çıkarıyor, daha sonrada Edebiyat dergisini çıkarıyorlar. Necip Fazıl ile Bu?yu?k Doğu dergisini daha sonraları da yıllarca Mavera´yı çıkardılar. Üstad Necip Fazıl Kısaku?rek´in sağ kolu gibiydi, onun ekolu?nde yetişti. Bana gençliğinde en az on saat kitap okuduğunu söylerdi. Şiirlerinde vermek istediği mesajları çok önemserdi. Bu yu?zden az ve öz yazar, sözcu?kleri özenli kullanırdı.
Mehmet Akif İnan, Nuri Pakdil ile beraber Edebiyat dergisini çıkıyor, derginin yayın su?recini dinlemek isteriz, nasıl kuruldu?
Babam, yazar şair Şeref Turhan´ın kitapçı du?kkânında, Nuri Pakdil ile tanışıyor. O sıralarda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Faku?ltesi´nde Tu?rk Dili Edebiyatı okuyordu. 1963 yılında aynı zamanda Tu?rk ocağında çalışırken bir su?re Nuri Pakdil ile aynı daireyi paylaşıyorlar. Önce Diriliş dergisini çıkarıyorlar ama bir su?re sonra Sezai Karakoç bu dergiyi kapattırıyor. Derginin adını babam bulmuştur. Hatta yazdığı notlardan okuduğuma göre 1969 Aralık ayında, aylık olarak yayına başlayan Edebiyat dergisi onlar için bir dönu?m noktası olmuştur.
Nuri Pakdil, babamın yazı dilinde daha yeni Tu?rkçe kelimeler kullanmasını konusunda etkili oluyor. Babam bir ara eğitimini beğenmediği için faku?lteye devam etmiyor. Pakdil, tekrar devam etmesi için onu ikna etmiştir. Gelecek nesillere bıraktıkları bu miraslar neticesinde değerleri şimdilerde daha çok anlaşılıyor.
Mehmet Akif İnan´ın ilgilendiği bir sanat dalı veya bir hobisi var mıydı?
Mehmet Akif İnan, edebiyat öğretmenliğinin ve yazarlığının yanı sıra eğitim bir sendikasını kurarak genel başkanlığını yu?ru?ttu?. Hatta milletvekilliği teklifini geri çevirdi ve siyaset yerine sivil toplum kuruluşları içerinde yer almayı tercih etti. Babam, Tu?rk musikisine ve Urfa halk mu?ziğine hayrandı. Denizi, bahçeyi, hayvan beslemeyi çok severdi. Oturduğu evin bahçesinde eker biçer, toprakla haşır-neşir olurdu. Ayrıca yaz kış saksıda çiçek/bitki yetiştirirdi. Urfa´da amcamın bağında vakit geçirmeyi, aile ve akrabalarla göru?şmeyi ve misafiri çok severdi. Gençlik yıllarında Urfa da gu?reş yapmıştır. Hayatı boyunca kendi öz ku?ltu?ru?mu?ze sahip çıkmanın mu?cadelesini verdi.
Mehmet Akif İnan´ın bir okuma listesi var mıydı? Ne tu?r kitaplar okurdu?
Odasının dört duvarı kitaplıkla çevriliydi, her tu?r kitap vardı. Çoğu kişiye okuma alışkanlığı kazandırmak için kitaplarından verirdi, kendi yazmış olduğu kitapları da hediye ederdi. Mevlana´nın Mesnevi´si, hayranı olduğu Şeyh Galip ve Fuzuli´nin şiirleri, Necip Fazıl Kısaku?rek eserleri, klasikler, roman, hikâye, yerli ve yabancı şiirler dâhil her şeyi okurdu. Gençlik yıllarında gu?nde en az on saat okuduğunu söylemişti. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim ve Kısaku?rek´in şiirlerini ezbere bilirdi.
Babanızla bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz? Size en çok neyi öğu?tlerdi?
Babamla geçen zamanlarımın hepsi çok gu?zeldi. O çok yoğundu ve ben ku?çu?k yaşta evlenip Urfa´ya yerleştiğim için çok sık göru?şemezdik. Ancak her gu?n beni arardı, bayramlarda yanımıza gelirdi. Bizi tatile götu?ru?r, on beş gu?n bizimle vakit geçirirdi ve hepimiz çok mutlu olurduk. Torunlarına kitap hediye eder, onlara arada nasihat ederdi. Babam bana, olumlu du?şu?nmeyi, sıla-ı rahimi, hoşgöru? ve saygıyı ve insanın sevilip sayılmasının kendi elinde olduğunu dolayısıyla kaliteli bir insan ve iyi bir Mu?slu?man olmak gerektiğini vurgulardı. Çok asil, olgun vakarlı ve mert bir duruşu vardı. İnsan ilişkilerinde saygı çerçevesinde, iyi niyetli ve yardımsever olmayı öğu?tlerdi.
Banu İnan iyi bir okuyucu mudur?
Okumayı çok severim. Babamın ku?tu?phanesinden onun tavsiye ettiği kitapları okurdum; bana hediye ettiği kitaplar hâlâ duruyor. İlkokul çağlarından beri şiir yazarım ve okurum. Bir gu?n Cahit Zarifoğlu bana bir şiir defteri hediye etti ve ?Şiir yazdığını duydum, şiirlerini bundan sonra bu deftere yazarsın Banucuğum.? dedi. Bu deftere hâlâ şiir yazıyorum ve bir gu?n bunları kitaplaştıracağımı umut ediyorum.
Bir başucu kitabınız var mı?
Aslında başucumda hep kitap olur. Babamın eserlerini okumaya çalışıyorum, aynı zamanda Mevlana sözleri başucu kitabım. Yunus Emre, Mevlana ve Necip Fazıl Kısakürek şiirlerini çok severek okuyorum. Arada klasikleri de okurum.
Babam, ?Şiir hikmet erbablarının refikidir. Şiir, ilim mensuplarının arkadaşı olmuştur. Hayânın çocuğudur. Şiirle tanışmamış olanlar, fukaralığın trajik tutsaklarıdır.? der. Tabii herkes şiir yazamaz ama okumak bize insan olduğumuzu hatırlatır.
"Şiire Adanmış Bir Hayat M. Akif İnan", Bilimevi Kitabın Ortası dergisi, Ağustos 2018, sayı 17.
Röportaj: Leyla Başaran
Evet, sanırım genlerden de geçiyor, edebiyatı çok seviyorum, lisede edebiyat bölu?mu?nu? okudum. Ortaokulda da kompozisyon ve şiir yazma yarışmalarında birinciliği kimseye kaptırmazdım. Babam gibi gazel tarzı eski şiirleri çok severim. Babam ?Yunus´un nefesi, Mevlâna´nın sesi yankılanmıyorsa içimizde, Karacaoğlan´la bir tel bağlanmamışsa, kiminledir rabıtamız? Ya da Fuzuli´yi, Şeyh Galib´i tanımayan hangi aşkı, gu?zelliği tanımış olabilir? Ve de çağdaş şairlerimizi okumamışsak o eski şiir nehirlerimizin biteviye akmakta olduğu yepyeni yatağı görmu?yoruz demektir.? diye yazmıştı. Bizleri şiir şölenlerine götu?ru?rdu?, edebiyat ve şiir bizim için bir yaşam biçimi haline gelmişti.
Mehmet Akif İnan edebiyata nasıl yönelmiş? Edebi yönu?nu? konuşmak isteriz?
Babam, lise hatta ortaokul çağlarında edebiyata ilgili ve çok okuyan bir öğrenciymiş. Dedem ve babaannem de çok ku?ltu?rlu?, evde su?rekli okuyan kişilerdi. Babam lisede öğrenciyken Urfa´da dergi çıkarıyor ve Urfalı şairler konulu bir konferans veriyor; o esnada da dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanıyordu. Okul dışında sanata bağlı kişilerle yaptıkları buluşmalarda Nuri Pakdil ve Sezai Karakoç ile tanışıyor. Babam, Ankara´da Tu?rk Ocağı´nda çalışırken orada da toplantılar yapıyordu. Necip Fazıl Kısaku?rek ile de çoğu zaman evimizde buluşurlardı. Benim hepsiyle ayrı ayrı anılarım vardır.
Babam, arkadaşları ile Diriliş dergisini çıkarıyor, daha sonrada Edebiyat dergisini çıkarıyorlar. Necip Fazıl ile Bu?yu?k Doğu dergisini daha sonraları da yıllarca Mavera´yı çıkardılar. Üstad Necip Fazıl Kısaku?rek´in sağ kolu gibiydi, onun ekolu?nde yetişti. Bana gençliğinde en az on saat kitap okuduğunu söylerdi. Şiirlerinde vermek istediği mesajları çok önemserdi. Bu yu?zden az ve öz yazar, sözcu?kleri özenli kullanırdı.
Mehmet Akif İnan, Nuri Pakdil ile beraber Edebiyat dergisini çıkıyor, derginin yayın su?recini dinlemek isteriz, nasıl kuruldu?
Babam, yazar şair Şeref Turhan´ın kitapçı du?kkânında, Nuri Pakdil ile tanışıyor. O sıralarda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Faku?ltesi´nde Tu?rk Dili Edebiyatı okuyordu. 1963 yılında aynı zamanda Tu?rk ocağında çalışırken bir su?re Nuri Pakdil ile aynı daireyi paylaşıyorlar. Önce Diriliş dergisini çıkarıyorlar ama bir su?re sonra Sezai Karakoç bu dergiyi kapattırıyor. Derginin adını babam bulmuştur. Hatta yazdığı notlardan okuduğuma göre 1969 Aralık ayında, aylık olarak yayına başlayan Edebiyat dergisi onlar için bir dönu?m noktası olmuştur.
Nuri Pakdil, babamın yazı dilinde daha yeni Tu?rkçe kelimeler kullanmasını konusunda etkili oluyor. Babam bir ara eğitimini beğenmediği için faku?lteye devam etmiyor. Pakdil, tekrar devam etmesi için onu ikna etmiştir. Gelecek nesillere bıraktıkları bu miraslar neticesinde değerleri şimdilerde daha çok anlaşılıyor.
Mehmet Akif İnan´ın ilgilendiği bir sanat dalı veya bir hobisi var mıydı?
Mehmet Akif İnan, edebiyat öğretmenliğinin ve yazarlığının yanı sıra eğitim bir sendikasını kurarak genel başkanlığını yu?ru?ttu?. Hatta milletvekilliği teklifini geri çevirdi ve siyaset yerine sivil toplum kuruluşları içerinde yer almayı tercih etti. Babam, Tu?rk musikisine ve Urfa halk mu?ziğine hayrandı. Denizi, bahçeyi, hayvan beslemeyi çok severdi. Oturduğu evin bahçesinde eker biçer, toprakla haşır-neşir olurdu. Ayrıca yaz kış saksıda çiçek/bitki yetiştirirdi. Urfa´da amcamın bağında vakit geçirmeyi, aile ve akrabalarla göru?şmeyi ve misafiri çok severdi. Gençlik yıllarında Urfa da gu?reş yapmıştır. Hayatı boyunca kendi öz ku?ltu?ru?mu?ze sahip çıkmanın mu?cadelesini verdi.
Mehmet Akif İnan´ın bir okuma listesi var mıydı? Ne tu?r kitaplar okurdu?
Odasının dört duvarı kitaplıkla çevriliydi, her tu?r kitap vardı. Çoğu kişiye okuma alışkanlığı kazandırmak için kitaplarından verirdi, kendi yazmış olduğu kitapları da hediye ederdi. Mevlana´nın Mesnevi´si, hayranı olduğu Şeyh Galip ve Fuzuli´nin şiirleri, Necip Fazıl Kısaku?rek eserleri, klasikler, roman, hikâye, yerli ve yabancı şiirler dâhil her şeyi okurdu. Gençlik yıllarında gu?nde en az on saat okuduğunu söylemişti. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim ve Kısaku?rek´in şiirlerini ezbere bilirdi.
Babanızla bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz? Size en çok neyi öğu?tlerdi?
Babamla geçen zamanlarımın hepsi çok gu?zeldi. O çok yoğundu ve ben ku?çu?k yaşta evlenip Urfa´ya yerleştiğim için çok sık göru?şemezdik. Ancak her gu?n beni arardı, bayramlarda yanımıza gelirdi. Bizi tatile götu?ru?r, on beş gu?n bizimle vakit geçirirdi ve hepimiz çok mutlu olurduk. Torunlarına kitap hediye eder, onlara arada nasihat ederdi. Babam bana, olumlu du?şu?nmeyi, sıla-ı rahimi, hoşgöru? ve saygıyı ve insanın sevilip sayılmasının kendi elinde olduğunu dolayısıyla kaliteli bir insan ve iyi bir Mu?slu?man olmak gerektiğini vurgulardı. Çok asil, olgun vakarlı ve mert bir duruşu vardı. İnsan ilişkilerinde saygı çerçevesinde, iyi niyetli ve yardımsever olmayı öğu?tlerdi.
Banu İnan iyi bir okuyucu mudur?
Okumayı çok severim. Babamın ku?tu?phanesinden onun tavsiye ettiği kitapları okurdum; bana hediye ettiği kitaplar hâlâ duruyor. İlkokul çağlarından beri şiir yazarım ve okurum. Bir gu?n Cahit Zarifoğlu bana bir şiir defteri hediye etti ve ?Şiir yazdığını duydum, şiirlerini bundan sonra bu deftere yazarsın Banucuğum.? dedi. Bu deftere hâlâ şiir yazıyorum ve bir gu?n bunları kitaplaştıracağımı umut ediyorum.
Bir başucu kitabınız var mı?
Aslında başucumda hep kitap olur. Babamın eserlerini okumaya çalışıyorum, aynı zamanda Mevlana sözleri başucu kitabım. Yunus Emre, Mevlana ve Necip Fazıl Kısakürek şiirlerini çok severek okuyorum. Arada klasikleri de okurum.
Babam, ?Şiir hikmet erbablarının refikidir. Şiir, ilim mensuplarının arkadaşı olmuştur. Hayânın çocuğudur. Şiirle tanışmamış olanlar, fukaralığın trajik tutsaklarıdır.? der. Tabii herkes şiir yazamaz ama okumak bize insan olduğumuzu hatırlatır.
"Şiire Adanmış Bir Hayat M. Akif İnan", Bilimevi Kitabın Ortası dergisi, Ağustos 2018, sayı 17.
Röportaj: Leyla Başaran
Kaynak: dünyabizim.com