Veri ihlalleri, siber saldırıya uğramış sistemler ve rehine amaçlı virüslü yazılımlar son günlerde gündemimizi bir hayli meşgul ediyor. Şifrelemeler, tek yönlü fonksiyonlar olarak da bilinen matematiksel algoritmalar aracılığıyla geliştiriliyor. Bu fonksiyonların tek tönlü oluşturulmasının kolay, ancak tersine çevirilmesinin zor olması şifreleme için güvenlik duvarı oluşturuyordu. Ancak son dönemde hızla gelişen yapay zeka teknolojisi ve kuantum bilgisayarları sayesinde matematiksel şifrelemelerin kırılmasını çok kolay hale geldi. Farklı alanlardan çeşitli bilim insanları insan hücrelerinin hareketlerinden yararlanarak ?gelişigüzel´ bir şifreleme tekniği geliştirdi. ABD´deki Penn State Üniversitesi´nce yapılan araştırmada yer alan uzmanlardan Akhil Dodda rastgele yapılan bir şifrelemenin bilgisayar tarafından çözümlenemeyeceğini belirterek ?´Bunun için önümüzde doğadan daha güzel bir örnek yoktu´´ diyerek çalışmanın çıkış noktasını işaret etti. Akhil Dodda, Akshay Wali, Şahin Kaya Özdemir ve İbrahim Özbolat´ın aralarında bulunduğu araştırma ekibi insan T hücrelerini gözlemleyerek rastgele 2 boyutlu bir T hücresi dizisini fotoğrafladı. Görüntü üzerinde piksel oluşturan ekip çıkan şemadaki dolu noktaları ?1´ boş alanları ?0´ olarak adlandırarak görüntüyü sayısallaştırdı. Ekipte yer alan araştırmacılardan Saptarshi Das canlıların hareketlerinin sürekli olduğunu ve bunun yeni şifreleme anahtarı oluşturmak için tekrar tekrar kullanılabileceğinin altını çizerek ?´Bu tür sistemlerin tersine çevrilmesinin zor olması, onları mükemmel bir güvenlik duvarı haline getiriyor Güvenli bir şeye ihtiyacımız var ve biyolojik şifreli güvenlik sistemleri bize bu güveni veriyor´´ açıklamasını yaptı.