Hayata dair beklentilerini Diriliş ile ifade eden, yaşamını bu esas üzerine idame ile fikir dünyamıza, medeniyete farklı bakış sunan merhum Sezai Karakoç, geride bıraktığı miras ile Diriliş genci Taha’yı Diriliş Muştusu ile günümüze emanet bırakmıştır. Hakkında kaleme alınan eserlerin tümünü bir araya getirirken, birçok teze şimdilik ulaşma imkânı bulamadık. Gazetelerde ve dergilerde kalan yazıların önemli bir kısmını bir araya getirme çalışmamız oldu.
Kırk yıllık zaman diliminde gönlümüzde önemli yeri olan üstad Karakoç’a dair vefatı öncesi kimi çalışmalarımızı göndermiş ve iltifatına mazhar olmuştuk. Merhumu hayatta iken gözden ırak yaşamakla itham edenlerin hakikati gölgelediklerini ifade etmeye gerek yok, aslında. O, ilerleyen yaşına rağmen Diriliş Sohbetleri’ni yaparak, Diriliş erlerine tebliğ görevini sürdürmüştür.
Vefatı öncesinde babası Yasin Efendi’nin ve amcası Halil Efendi’nin kabir fotoğraflarını çekip, dostlarımızla kendisine ulaşırdık, 14 Kasım 2021 tarihinde. Selamını göndermiş, selamına muhatap olmuştuk.
15 Kasım 2021 tarihinde gazete yazımızı yine dostlarımız aracılığıyla takdim etmiş, iltifatına mazhar olmuştuk. 18 Kasım 2021 tarihinde zatını ziyaret etmeyi, kendisini görmeyi kararlaştırmıştık, hazırlığımızı yapmış, kendi memleketinden hediyeleri almış, eli boş gitmemeyi arzulamıştık. Çarşamba günü gereken hazırlıklar içinde iken, vefat haberiyle sarsıldık. Doğduğu evi, çocukluğunun geçtiği sokağı tespit ederek fotoğraflarını kendisine takdim edemedik. Bu sadece gazete yazılarıyla ve açıklamalarıyla sınırlı kaldı.
1980’de memleketine yerleşme niyetiyle aldığı ve halen üzerine kayıtlı arsa bilgilerini kayıtlardan çıkarmıştık. Biz de “Diriliş müntesibi” olarak kendi memleketinden kimi notlarla yaptığımız çalışmaları bir kenara bırakıyor, memleketi Ergani ve şehri kendi ifadesiyle “Diyarbekir” hakkında kendisinin adı verilen mekânlara değinmek istiyoruz. Öncelikle Ergani’de açılan ve yıllardır kapalı duran eski Hükümet Konağı’ndaki salonun (müze?) halen işlerlik vasfına sahip olmadığını belirtelim.
16 Mayıs 2013 tarihinde adına yapılan sempozyum sonrası bildiriler kitaplaşmamış durumdadır. Konuyu Dicle Üniversitesi ve ilgili kurumların dikkatine sunuyoruz. Diyarbakır’da ismi verilen bir bulvar, bir Anadolu Lisesi ve Kültür ve Kongre Merkezi mevcuttur. Sur içinde restorasyonu devam eden konağa da isminin verildiği, mekânın “Kültür Merkezi” olarak işlevlendirileceği ifade edilmektedir. Maalesef, 15-22 Kasım 2021 tarihinde üç gazete açıklaması yaptık, ulaştığımız yeni bilgilerle, belgelerle. Biri köşe yazısı olmak üzere ilgililere ve yetkililere çağrımızı yaptık. Halen memleketi Ergani’den, şehri Diyarbekir’den dönüş olmadı. Bu yazımızla birlikte merhum üstadın babasının kabir fotoğrafını ve doğduğu evin sokağından bir kareyi, satın aldığı arsanın bilgilerini bir sonraki yazımıza bırakarak, kendisine Rabbimiz katında rahmet diliyor ve her sohbet için salonda kendisini bekleyenlere, “Selam olsun” deyişini hatırlatarak, biz de kendisine, “Selam olsun!..” diyoruz