24 Haziran Türkiye için yeni bir milat oldu. Türkiye Cumhuriyeti´nin ilk başkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan seçildi. Seçimi değerlendirmeye geçmeden önce yazımın başlığıyla ilgili değerlendirmeyi yapmak istiyorum.
Halkımız gerçekten sessiz bir güç olarak karşımızda durmaktadır. Artık bilinçli bir seçmen kitlesiyle karşı karşıyayız. Seçim öncesi estirilen fırtınalarda AK Parti ve MHP´nin büyük bir oy kaybı yaşayacağı belirtiliyordu. Ve Muharrem İnce´nin ise birinci turda seçimi bitireceği algısı oluşturuluyordu.
Bu olay bana şu karikatürü hatırlattı. Adamın birisinin sosyal medyada beş bin arkadaşı vardır. Bu arkadaşlığıyla övünen adamın eceli gelir. Ve bu dünyadan ahirete göçer. Ama cenazesinde sadece üç kişi vardır. Yanındakilerden birisi der ki; bu adamın sosyal medyada beş bin arkadaşı vardı. Gerçekte ise üç, işte yanında şimdi kimse yok.
Sosyal medya sesli yığın. Davul gibi. Sesi çok çıkıyor ama içi boş.
Halk ise sessiz duruyor ama etkisi çok.
SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ
Uzun aradan sonra mecliste beş parti temsil ediliyor. Halkın AK Parti´ye bir uyarı yaptığı asla göz ardı edilemez. Yüzde ellilerden kırk ikilere gerilemesi halkın yaptığı ciddi bir uyarı olarak algılanmalıdır. Vekillerin halkı temsil yeteneğinde daha hassas olmaları gerektiğinin farkına varmalıdır.
Recep Tayyip Erdoğan bu seçimde de büyük bir oy potansiyeliyle halkın nazarındaki saygınlığını göstermiştir. Halk bu seçimiyle istikrar istediğini göstermektedir. Şimdi sıra liderin halka verdiği sözleri yerine getirmesindedir.
Halk bir güçtür. Asla küçümsenmemelidir.
Belki bir Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer dönemi gibi hutbede kalkıp karşı çıkamaz ama seçimde gereken tepkisini belirterek iktidardan uzaklaştırmasını bilir. Bunun için Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer gibi yanlışlarında onu doğrultacak, uyaracak dostlarla bir arada yürüyeceği adalet dolu yarınlar AK Parti´nin halk nezdinde daha güçlü karşılık bulacağı bir çıkış olacağına inanıyorum.
Muharrem İnce büyük bir performans sergileyerek kendi partisinden daha çok oy alarak CHP tabanından aldığı destekle parti içinde bir rüzgar estirebileceğini gösterdi.
HDP ise CHP´nin lojistik desteğiyle meclise girmeyi başardı. HDP´nin önceki süreçten ders alarak mecliste kendi halkını temsil yönünde gayretler sergileyerek özellikle terör örgütünden uzak durması gerektiğinin farkına varması gerekmektedir. Meclisin Millete kurşun sıkanların desteklendiği bir yer olmadığını iyi bilmeleri gerekmektedir. Doğu´da önceki seçimlere göre oy kaybı yaşamaları kendi tabanlarından uzaklaştıkları şeklinde yorumlanabilir.
İYİ Parti ise ilk seçiminde meclise girme başarısı elde ederek sağ cenahta muhalefeti temsil görevi yüklenmiştir. Sırf muhalefet olmak için muhalefet etmeyi değil de gerçek bir muhalif olması durumunda halkın güvenini kazanabilir. Ama hamasi duygularla doğru kararlara bile itiraz ederek partizan bir tutum sergilerse bu güveni kaybedebilir.
MHP VE DEVLET BAHÇELİ
Hiç kuşkusuz Türkiye siyasetinde uzun soluklu olarak ülkeyi sıkıntılı süreçlerden çıkaran pozitif yaklaşımlarıyla kaoslardan alıkoyan bir siyasi olarak Sayın Devlet Bahçeli dikkat çeken bir liderdir. Yıkıcı değil yapıcı eleştirileriyle, yerli yerinde çıkışlarıyla ülkeyi zor süreçlerden çıkarması açısından takdire şayan bir duruşu olmuştur. Bu yaklaşım sessiz güç olan halkın takdiriyle karşılanmıştır. AK Parti´ye verdiği destekle hem Başkanlık seçiminin hem de meclisin kaosa dönüşmesini önleyerek istikrar noktasında etkili bir parti olduğunu göstermiştir.
Devlet Bahçeli tam bir devlet adamıdır.