Çok çalışıyorlar çok...
Mesela 3,5 trilyon dolar milli gelire sahip olan Almanya. 1947 sonrasında doğanları için emeklilik yaşını 65´den 67´ye yükseltiyor.
Ya İngiltere? Milli gelirleri 2,6 trilyon dolar, ama onlarda oturmuş emeklilik yaşını 67´den 68´e çıkarmayı planlıyor.
Evet evet...Bir çok Batılı ülke çalışma yaşını uzatıyor. Çok çalışmak zorundalar; bizim gibi ülkelere karşı çok sayıda ekonomik oyun için çok çalışmak zorundalar.
Ya biz? Biz ne yapıyoruz?
Şer güçler bize ekonomik oyunlar çekerken biz aylak aylak mı bakıyoruz?
TÜİK açıkladı (2016):
Bizde emeklilerin üçte biri 56 yaşın altında... (%29,3)
56-65 arası emeklilerin oranı ise %39,8.
Ya gerçek emekli oranı ne kadar? Yani 66+ yaş üstünde ne kadar emeklimiz var? Yine TÜİK verilerinden söyleyelim: Sadece %29,7...
***
SGK yıllık verilerine göre (2016);
İşçi (4/a) kapsamında 7 milyon 144 bin kişi emekli maaşı alıyor. 10 yıl önce bu sayı 4 milyon 511 bin kişiydi.
Son 10 yılda işçi (4/a) bölümünde emekli maaşı alanların sayısında yüzde 58,4 artış oluyor. (2 milyon 634 bin kişi)
Buna bir de esnafı (4/b) ekleyelim: Tam 1 milyon 887 bin kişi de bu kalemden emeklilik maaşı alıyor. Esnaf kesiminden emekli sayısı da son 10 yılda 359 bin kişi artış gösteriyor. (%23,5)
Ya kamu tarafı?
Orada da 2 milyon 51 bin kişi emekli maaşı alıyor. Kamudaki emekli maaşı alan sayısında da son 10 yılda 353 bin kişilik artış oluyor.
Şöyle bir düşünün...Bugün kamuda 2 milyon 966 bin kişi çalışıyor (Eylül 2017). Ama 2 milyon 051 bin kişi emekli maaşı alıyor.
Aralık 2016 itibariyle ülkemizde kayıtlı çalışan sayısı 19 milyon 100 bin kişi. Ama 2016 itibariyle emekli maaşı alan sayısı 11 milyon 083 bin kişi.
BİZ HARCADIK
Merkez Bankası ?Ödemeler Dengesi? verilerine göre 2003-2016 yıllarında Avrupa kaynaklı sermeye ülkemize tam 103 milyar 518 milyon dolarlık doğrudan yatırım gerçekleştirmiş. Kendi ülkeleri yerine, Türkiye´de yatırım yapmayı tercih etmişler.
Zaten toplam doğrudan yatırımın (139 milyar 323 milyon dolar) yüzde 75´i Avrupa ülkelerinden gelmiş. ABD´den gelen 11 milyar doları da eklediğimizde oran yüzde 83´e çıkıyor.
Hazine Müsteşarlığı ?Dış Borç İstatistiklerine? göre; 2002 sonunda Türkiye´nin toplam dış borçları 129 milyar 601 milyon dolardı. 2017 ikinci çeyrek itibariyle dış borçlarımız 432 milyar 352 milyon dolara yükselmiş oldu. Dış borçlanmada ana sorun 43 milyar dolardan 302 milyar dolara çıkan özel sektör dış borçları olmaktadır.
İş bununla da kalmıyor. Özellikle Batılı ülkeler bize çok fazla borç verirken, aynı zamanda devletimizin çıkardığı borçlanma senetlerine de yatırım yapmışlar. Hatta özel sektör hisse senetlerinin de büyük kısmını ellerine geçirmişler. Ülkemizdeki portföy yatırımları da 100 milyar doları aşmış.
***
Bugün şer güçler olarak tanımladığımız ülkeler....
Bugün hain dediğimiz ülkelerin çoğu...
Bizden çok daha fazla çalışıyor. Bizden çok daha fazla okuyor...Bizden çok daha fazla buluş yapıyor ve üretiyor.
Ya biz ne yapıyoruz?
50 yaşında emekli olmak için can atıyoruz. Yok, emekli olmayıp, daha fazla çalışmak isteyenin de maaşını devlet olarak düşürüyoruz.
Ya üretim tarafı?
Fabrikayı kurduysan bir ortağında devlettir diyoruz. İmardan başlamak üzere rant vergisi almıyoruz ama acayip şekilde üretim vergisi alıyoruz.
Kısaca, şer güçler çok çalışıyor, çok üretiyor, çok satıyor. Biz de o şer güçlerden daha çok ithal ediyoruz, daha çok borç para alıyoruz ama yan gelip yatıyoruz. Çalışanın da canına okuyoruz.
İşte bize de bunu hep o şer güçler yaptırıyor. Çalışmayın, üretmeyin, yan gelip yatın ve erkenden emekli olun diyorlar.
Hep o şer güçlerin işi bunlar.