Selvigül Kandoğmuş Şahin: "İnsanları sadece acılar değil, sanat da birleştirebilir"

Aralarında "Kalbin Duası", "Kalemin Yazgısı", "Gülendamın Renkleri" ve "Eylül Sancısı"nın bulunduğu birçok kitap kaleme alan yazar ve ressam Selvigül Kandoğmuş Şahin'in, sanat ile ilgili görüşlerini içeren haber metni...

Selvigül Kandoğmuş Şahin:

Aralarında "Kalbin Duası", "Kalemin Yazgısı", "Gülendamın Renkleri" ve "Eylül Sancısı"nın bulunduğu birçok kitap kaleme alan yazar ve ressam Selvigül Kandoğmuş Şahin, "Sanatçıların farkı, geçmişte yaşanan tüm acı, hüzün ve sevinçleri zamanına taşırken, kendi soluk alıp verdiği döneme seslenişler göndermek ve kendi çağındaki okuru kuşatmak olsa gerek diye düşünüyorum." dedi.

Resme başlama hikayesini ve edebiyata olan ilgisini AA muhabirine anlatan Şahin, henüz çocukken yeteneğinin ortaya çıktığını belirterek, öğretmenlerinin teşvikiyle girdiği yarışmalarda ödül aldığını aktardı.

Şahin, 1990'lı yıllarda üniversitede okurken tesettüre girmeye karar verdiğini ve bu kararının yazı hayatını etkilediğine işaret ederek, "Ali Haydar Haksal, Mustafa Kutlu hocalarımın yazma istidadıma gösterdiği yönlendirme ile üstatların yolunda idim. Mehmet Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Hasan Aycın ve Hüseyin Su gibi pek çok ismin şiir ve hikayelerini okuyarak yazı izleğimi oluşturdum diyebilirim." ifadelerini kullandı.

28 Şubat sürecinde öğretmen olarak atanamadığını ve belediyedeki basın danışmanlığından istifa ederek yazı hayatına yoğunlaştığını aktaran Şahin, daha sonra kızının teşvikiyle de ressam Cemal Toy ile İlhami Atalay'dan resim alanında dersler aldığını kaydetti.

Selvigül Kandoğmuş Şahin, resim çalışmalarının yazı hayatına da büyük katkı sağladığını aktararak, eserlerinde genellikle İstanbul'u resmetmesine ilişkin, şu bilgileri verdi:

"Mimar Sinan'ın geride bıraktığı eserleri resmetmek insanı gerçekten çok heyecanlandırıyor ve farklı duygular yaşatıyor. Bu da eserler arasında bence ayrı bir kalıcılık oluşturuyor. İstanbul'a baktığınızda gerçekten hiçbir şey tesadüfi değil. Ortaköy Camisi'nin, Sultanahmet'in, Nuru Osmaniye'nin yerleşkesine baktığınızda, onların çok özel bir konumda olduğunu görüyorsunuz ve her bir caminin görsel manzarasında kadim kültürümüzün büyük hikayeleri de gizli. Gerçekten bunu fark ettim. Böylelikle hayata bakışım da değişiyor."

"Sanata bakışımızın, duruşumuzun artık değişmesi gerekiyor"

Hala öğrenme yolunda olduğunu ve genellikle İstanbul teması üzerine bir seri çalışması hazırladığını belirten Şahin, 2017'den bu yana İstanbul Tasarım Merkezi'nde, Abbare Kahve'de ve Türkiye Yazarlar Birliği'nin İstanbul Şubesi'nde açılan Türk ve Arap olmak üzere 31 sanatçının farklı disiplinlerden heykel, resim ve ahşap oyma gibi eserlerinin yer aldığı "Armoni" adlı sergiye katıldığını söyledi.

Geçen yıl Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde de ilk kişisel sergisini açan Şahin, farklı temalara ilişkin yaptığı çalışmalara da değinerek, kaleme aldığı tüm kitaplar ile yazar arkadaşlarının kitaplarını ve çeşitli dergiler için kapak resimleri yaptığını dile getirdi.

Toplumlar arası birlik ve beraberlik adına Müslüman sanatçıların daha güzel çalışmalara imza atabileceğini kaydeden Şahin, şunları aktardı:

"Sanata bakışımızın, duruşumuzun artık değişmesi gerekiyor. Çünkü bugün çok hızlı dönüşüm geçiren bir dünyada yaşıyoruz. Gençlere bir seslenişimizin olması, köklü bir medeniyetin evlatları olarak, ait olduğumuz değerlere sahip çıkmamız ve bu inançla sanatımızı icra etmemiz gerekiyor. Bu topraklardan büyük sanatkarlar, Itriler, Mimar Sinanlar, Fuzuliler çıkmış. Ben de bu anlamda kendi sanatımı, resim ve yazılarımla icra ediyorum. Bu düşünceyle yola çıkmamın bana çok büyük zenginlikler kattığını da söyleyebilirim."

"Sanat da bir duadır nihayetinde, münacaattır"

Yazar ve ressam Şahin, sanat aracılığıyla mazlum coğrafyalarla çok daha samimi ilişkiler kurulabileceğinin altını çizerek, "İnsanları acılar birleştirir ama sanat da birleştirebilir. 'Kırık Zamanlar'da mülteci hikayeleri yazdım, Esma Biltaci ve Furkan Doğan'ın şehadetini kaleme aldım. Orada muhacir bir çocuğun hikayesi de var." diye konuştu.

Türk toplumunun içinde bulunduğu coğrafyadan dolayı çok büyük toplumsal acılara şahit olduğunu ve bu acıları aynı zamanda yaşadığını sözlerine ekleyen Şahin, şöyle devam etti:

"Her şeye rağmen biz güçlü durmak durumundayız. Bir şeylere sarılarak var olmak zorundayız. Bunu yapabilecek potansiyele sahibiz. Yıllardan beri bu topraklarda Müslümanların sanatla olan ilgileri hep belli bir mesafede tutuldu. Bunu aşarak, kendimize yakışan sanatı, Rabbimize daha yakın olmak için icra edebiliriz. İlhami Atalay hocamız da der ki, 'En iyi sanatkar, Allah'a en yakın olan sanatkardır.' Ben buna inanıyorum. Sanat da bir duadır nihayetinde, münacaattır. Bu duyarlılıkla yaparsanız Allah'ın bahşettiği bütün güzelliklere hayret makamında bakarsınız."

Selvigül Kandoğmuş Şahin, yeni sergi çalışmaları hakkında ise şu bilgileri paylaştı: "Karma sergi için belli galerilerden teklifler gelmeye başladı ama ben seçici olmaya çalışıyorum. Hocalarım İlhami Atalay ve Cemal Toy'un düşünceleri benim için çok kıymetli. Sanat sabırla, özveri ve sadakatle ilerliyor. Ben de sabırla ilerlemek istiyorum."

 

Kaynak: dunyabizim.com