GECE 1.15
Benim sevgilim, dertlerim, düşüncelerim. Aç insanları düşünmek, onlarla olmak, odamda volta atıp, olayları değerlendirmek. İdrak ettiğim şey şudur: Benim yüzümü dahi kapatmayan ellerimle kocaman dağları avuçlamaya kalkışmış olmam. Bu gece düşünüyorum. Acaba benim gibi insanlar ne kadar? Kaç insanın sevgilisi, kendisini yargılamak, yarının insanlarını düşünmek, onlar için bir şeyler bırakma ameliyesinde bulunmak, çile çeken çilekeş insanlarla olmak istiyorum.
GECE 2.33.
Ben artık dev kavramların arkasına sığınmak ve onların gölgesiyle değer kazanmak istemiyorum. İnsan olduğumu idrak ettim. Zincirlerimi kırıyorum. Ayaklarım yere basmaya başladı. Kendimi düşünmeye başladım. Devlet devlet deyip Rabbi unutmak da bitti artık. Çünkü ben kendimi tanımaya başladım. Bilgimi sıfırladım. Kendimi sıfırladım. Şimdi çevremi sıfırlamalıyım. Diyaloglarım sıfırlanmalı. Kendimi ve ahretimi düşünme zamanım gelmiş. Yalnız kalıp, karar vermeliyim. Niçinlere, niyelere cevap vermeliyim. Dev bulutlardaki heyecanları yağdırmak zamanı değil. Oysa biz yağdırmak yerine gürletmekle yetiniyoruz. Bunu da terk ediyorum. Şimdi yeniden doğmak istiyorum. Şimdi hayata yeniden başlamak istiyorum.
"Bir gün köleliği idrak eden nesiller özgürlük yollarını açmak için canlarının son anına kanlarının son damlasına kadar kıyasıya hesaplaşmaya kıyama duracaklardır."
Gece Saat 3.30?. Gecemin Adı Hüseyin
Bu gece düşünüyorum Hüseyn´i. Kerbela çölünde, yalnızlık kenarında hayata yumulmuş gözlerini, kesilmiş kafasını, yere dökülmüş hayat bahşeden kanının her damlasını, çanların titreyişini, çınlayan kılıç seslerini.
Düşünüyorum. Suçu neydi acaba bu öksüzlerin, bu garip ve muhacirlerin. Tek suçları mevcut sultayı kabullenmemek değil miydi? Ve kesilen başlar, dökülen kanlar, işte şimdi yeniden hazır.
Ey Yezid ve ordusu! Bunu bilsin ki, bizler Hüseyin´in ve arkadaşlarının dökülen kanlarını unutmadık, unutmayacağız da.
Her yer Kerbela, her yer Aşura olsun bize.
Gece saat 2.14 Acaba ben nasıl bir Müslüman´ım
"Bu gece efkarım umumidir, hususi değil. Şimdi Eyüp mezarlığından geldim. Duygu ve düşüncem ölüm üzerinedir. Ey gecem, tüten sigaram. Tasavvur ediyorum dün ölenleri, yaşamaktan tiksiniyorum.
Acaba ben nasıl bir Müslüman´ım, inancımı yargılıyorum. Mezar taşlarındaki manaları düşünmeye çalışıyorum. Dün bizim gibi yiyen, içen dünya hırsıyla koşan, hiç ölmeyecek gibi mal hamallığı yapan insanları uykulu halimle düşünüyor ve kahroluyorum.
Önündeki engel fark edilmeyecek kadar kamuflajlı, ne yapsın mı diyelim. Binlerce yıl insanlar gelmiş, gitmiş. Ama bir şeyler bırakmış, ama götürmüş, her zaman götüren karlıdır. Bizler de inşaAllah götüren kervanda olacağız.
İnşaAllah yarabbi beni de götüren kıl ne olur?"
Gece Saat 5.32 Gecemin Adı Hüzzam
Dertlerin dinlendiği, hastaların tedavi edildiği, aşkların serbestçe ifade edildiği, düşüncelerin özgürce ifade edilebildiği bir belde var mı?
Dostlar düşünmek hastalığına kapılan insanların sefa bulabilmesi ancak düşünmekle mümkündür.
İfadelerin prangadan, bedenlerin işkenceden kurtulduğu bir yaşam istiyorum.
İnsanın iradesini zayıflatmayı yegane amaç edinen insanların yönetmekte olmadığı bir gece, bir saat, bir an istiyorum.
Zindanları boşaltılmış, kafalardaki boş klişeleşmiş İslamlaşma silinmiş, meydanlardaki dökülen kanlar iade edilmiş, fahişelerin namus mefhumu iade edilmiş bir toplum istiyorum.
Sen! Gözyaşını silerek devrilmeye
Vurulup, kanlar içinde dönmeye
Sevdiğini ve sevdiklerini terk etmeye
Benimle birlikte olmaya hazır mısın?
Kanlar içinde boğuşup dövüşmeye
Kanayan yaranı, karlarla dağlamaya
Olmaz olsun bütün emperyalizm demeye
Benimle birlikte olmaya hazır mısın?
Ey Sen! Gecelerini uykusuz sabah
Gündüzlerini, gecesiz gün
Halk içinde Hak için, sabahsız uykuya yatmaya
Benimle birlikte olmaya hazır mısın?
Kaynak: ekrangazetesi.com