Tarih: 30.05.2022 01:05

“Şehadet mi Annem mi…” Furkan Doğan Bitmeyen 19 Yaş

Facebook Twitter Linked-in

Furkan Doğan, 20 Ekim 1991 günü Erciyes Üniversitesi’nde görevli olan babası Ahmet Doğan’ın master yapmak amacıyla gittiği New York’ta doğdu. Ailenin üçüncü ve en küçük çocuğuydu ancak Ahmet Bey ondan “evin yaşça en küçük, yüreği en büyük olanıydı” diye bahsediyordu. Furkan 2 yaşındayken ailesiyle birlikte memleketi Kayseri’ye döndü. İlk, orta ve lise eğitimini bu şehirde tamamladı. 2006 yılında kazandığı Anadolu lisesinde 9. sınıfı tamamladıktan sonra tamamen burslu olarak özel bir fen lisesine geçiş yaptı.

Amerika’da doğmuş olması nedeniyle ABD vatandaşı olan Furkan, 9 Mayıs 2010 tarihinde yabancı uyruklu öğrencilerin girdiği YÖS sınavına girdi ve Tıp Fakültesi’ni kazanacak derecede yüksek bir puan aldı. Tercihini göz doktoru olmak üzere tıp okumaktan yana kullanacak ve Afrika’da yapılan katarakt ameliyatlarına gönüllü olarak katılacaktı. Ailesi ve dostlarıyla paylaştığı meslek hedefi buydu.

Sınavı kazanmış ama henüz tercih yapamamıştı ki, bir ilanla dünyası değişti. Gazze’deki İsrail ablukasını kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkacak olan Mavi Marmara gemisine katılmak en büyük hayali oldu. Ailesi başlarda “Nasılsa çok kişi vardır, Furkan çok küçük, onu seçmezler” diye düşünmüş olsa da başvuruları kabul edilen kişilerin son anda çıkan sorunları nedeniyle Kayseri’den filoya katılacak 9 kişinin sonuncusu olarak listeye girdi. Kabul edildiğinin onayını aldıktan sonra koşa koşa eve gelmiş ve müjdeli haberi ailesiyle paylaşmıştı.

Baba Ahmet Doğan, “Hayatı boyunca bizi zora sokacak, anlamsız bulacağımız, bize uygun olmayan bir talepte bulunmamıştı, Furkan gitmek istiyorsa vardır bir bildiği” diyerek yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışırken, abisi Mustafa Doğan, “İsrail’in gemileri ve yolcuları alıkoyacağını veya geri çevireceğini düşünüyorduk ama böyle insanlık dışı bir şey yapacağını tahmin etmiyorduk” demişti.

Altı uluslararası sivil toplum örgütünün topladığı bağışlarla temin edilen Mavi Marmara gemisi, 6 bin tonluk insani yardım malzemesini 36 farklı ülkeden 750 aktivistle birlikte karadan, havadan, denizden kuşatılmış olan Gazze’ye taşıyordu. Yolcuların içinde 15 milletvekili, 60’ın üzerinde uluslararası basın mensubu, farklı dinlerin temsilcileri ve Nobel Barış Ödüllü aktivistler yer alıyordu. Bir de Furkan Doğan… Geminin en küçük insani yardım gönüllüsü olarak elinden düşürmediği not defteri ve kalemi, bir de küçük kamerasıyla bu heyecan dolu yolculuğu kayıt altına almaya çalışıyordu.

 

Mavi Marmara gemisi

Uluslararası sularda İsrail tacizi başladığında kayıt tutmaya devam ediyordu Furkan. Bir süre sonra fiziki müdahale başlayınca, herkes acaba İsrail askerleri insani yardımdan başka yükü olmayan gemideki tamamen sivil yardım gönüllülerine bir zarar verebilir mi diye düşünmeye başladığında Furkan olacakları hissetmiş gibi yolcu salonunda defterine şu son satırları yazıyordu: “Şehadet şerbetine son saatler. Var mı daha güzel şey? Varsa o da sadece annemdir. Ama ondan ben de emin değilim. İkisinin kıyası çok zor. Şehadet mi, annem mi? Salon boşaldı. Şu ana kadar olmayan ciddiyet bir anda herkesi kapladı…”

İsrail askerleri tamamen silahlı bir şekilde gemiye çıkmaya başladığında Furkan kamerasıyla çekim yapmaya çalışıyordu. Adli tıp raporuna göre 1,5 metreden 5 kurşunla vuruldu. Mermilerden biri çok yakın mesafeden yüzüne sıkılmıştı. Cennet yüzlü Furkan, kanını Gazze’nin kıyılarına, hayatı boyunca taşıdığı güzeller güzeli ruhunu ebede, acısını hepimize bırakıp Rabbine uçmuştu.

31 Mayıs 2010 günü 19 yaşında şehit edilen Furkan Doğan’ın cenazesi, 4 Haziran’da Hunat Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Kayseri’nin Talas ilçesinde Gazze’den getirilen toprak eşliğinde defnedildi. Mezarlığın adı “Şehit Furkan Doğan Mezarlığı” olarak değiştirildi. Başta Kayseri olmak üzere birçok şehirde farklı farklı birçok yere adı verilen Furkan için düzenli olarak cemaatle sabah namazlarını kıldığı Alparslan Camii’nin girişine de “Furkan Doğan cami cemaatimizdi” yazıldı.

Genç şehidin dedesi Mustafa Doğan, torununun şehit düşmesinin ardından üzüntüden iki kez felç geçirdi. Baba Ahmet Doğan ise metanetini her daim korumaya çalışarak, “Pişmanlığımız, keşkemiz yok. Çocuğumuz güzel bir yolda şehit oldu. Biz de şehit babası olduk” demişti. Her daim ziyaretçilerle dolup taşan Furkan’ın kabri birçok güzelliğe de şehitlik etti. Furkan’ın hikayesinden etkilenip yollara düşen İrlandalı aktivist Cueeva Butlerly ziyareti sırasında Furkan’ın kabri başında kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. ABD’nin Teksas eyaletinde yaşayan Laura Halvarson da Furkan’ın şehadetinden etkilenerek Müslüman olduğunu babasına yazdığı maille haber vermişti.

Ahmet Doğan, Furkan’ın her doğum gününde onun için bir mesaj yayınlamaya devam ediyor. Babasının Furkan’ın 30. yaş günü için yazdığı satırlar şöyle: “Furkan’ım 30 yıl önce bugün doğmuştun, ama sen 30 değil hep 19’undasın... Hep taze ve dirisin... İyi ki doğmuşsun... Adın Şehit, makamın Cennet inşaallah…”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —