Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinin önde gelen aşiretlerinden Bucak aşireti lideri, Susurluk davası sanığı, eski DYP milletvekili Sedat Edip Bucak, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kendisini ziyaret etmesiyle yeniden siyasete döneceği söylentilerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Aktif siyaseti bıraktım. Meral Hanım'la sadece eski günleri yad ettik" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2 Eylül'de partisinin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki il ve ilçe başkanlarıyla Şanlıurfa'da bir araya geldi. Akşener, kentteki temasları kapsamında Bucak Aşireti lideri, eski DYP Milletvekili Sedat Edip Bucak’ı Siverek’teki evinde ziyaret etti.
Ziyaretin ardından yeniden siyasete döneceği yorumları yapılan Sedat Bucak, organik tarımla uğraştığını söyledi. 19, 20 ve 21'inci dönemde DYP Şanlıurfa milletvekili olarak TBMM'de bulunan Bucak, evinde ziyarete gelen Meral Akşener ile hiç siyaset konuşmadıklarını, sadece geçmişi yad ederek, kahve içtiklerini söyledi. Siyasetten çekildiğini ve Akşener'in ziyaretinin dostane olduğunu vurgulayan Bucak, "Ben 3 dönem DYP’den milletvekili olarak siyaset yaptım. Ardından hiçbir partiden aday olmayarak, siyasetten elimi, kolumu çektim. Aktif siyaseti bıraktım. Ben kendime burada yeni bir dünya kurdum. Siverek’te kendi köyümde doğa ve bahçeyle ilgileniyorum. Bütün gün burada zamanımı geçiriyorum. Modern ve organik tarımla uğraşıyorum. Bildiğiniz gibi eski siyaset ve dava arkadaşımız Meral Akşener, bizi ziyaret etti. Bu ziyaret beni çok mutlu etti. Geçmişteki arkadaşlığımızı ve siyaseti yad ettik. Ona hep ‘Abla’ diyorum. Yaşadığım köyümdeki bahçemizi ona gezdirdim, çok sevdi burayı. Daha sonra buraya özel olarak geleceğini söyledi. Hiç güncel siyaset konularına girmedik ve konuşmadık" diye konuştu.
Bucak, kendisi dışında kardeşlerinin siyasete girmek istemesi halinde destek vereceğini de sözlerine ekledi. (DHA)
Susurluk kazası
Eski DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak, eski Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ ve devlet tarafından aranan Abdullah Çatlı'nın içinde bulunduğu araç, 3 Kasım 1996'da bir kamyona çarptı. Kocadağ ve 1 Şubat 1979'daki Abdi İpekçi Suikastı, 11 Temmuz 1978'de Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in öldürülmesi ve tarihe "Bahçelievler Katliamı" olarak geçen Ekim 1978'de Türkiye İşçi Partisi'nden yedi öğrencinin öldürülmesi gibi olaylarla ilgili olarak aranan Çatlı'nın öldüğü bu kaza, Bucak ağır yaralandı.
Kazanın ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) Susurluk Araştırma Komisyonu kuruldu.
Yapılan araştırmalar, bu karmaşık ve karanlık ilişkilerin merkezine dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ı oturtmaya başladı.
Ağar, kazadan kısa bir süre sonra görevinden istifa etti. İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcılığı, Ağar ve Bucak hakkında dokunulmazlıklarının kaldırılması istemiyle fezleke hazırladı. Dokunulmazlıkları kaldırılan iki isim hakkında "cürüm işlemek için çete kurmak, hakkında yakalama ve tevkif müzakeresi bulunan kişileri yetkili mercilere haber vermemek ve görevi kötüye kullanmak" suçlamalarıyla iddianame hazırlandı ve dava açıldı.
2006 yılında İstanbul 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi, eski DYP milletvekili Bucak’a 'suç işlemek amacıyla oluşturulan örgüte yardım etmek' suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezası verdi. Heyet, Bucak'ın bu cezasını erteleyerek, 2 yıl süre ile denetime tabi tutulmasına karar verdi.
2011 yılında Ankara Özel Yetkili 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi, hakkında "suç örgütü yöneticisi" olduğu iddiasıyla açılan davada Ağar'ı 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Ağar, Aydın'da bulunan cezaevinde 1 yıl 4 gün yattıktan sonra denetimli serbestlikle tahliye edildi.
Kaynak: T24