Seçimlerde yabancı parmağı olmaması mümkün müdür?

Mehmet Barlas- 05.05.2018

Seçimlerde yabancı parmağı olmaması mümkün müdür?

İngiliz yayın kuruluşu BBC, Muharrem İnce´nin Türkiye´nin ana muhalefet partisi CHP tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan´a rakip aday olarak gösterildiğini haberleştirdikten sonra "Ancak CHP geçmişte yüzde 25´ten fazla pek oyalamamıştır" notunu eklemişti.
Burada önemli olan Muharrem İnce´nin adaylığının bir yabancı yayın organı tarafından haberleştirilmesi değildir...
Önemli olan Türkiye´deki siyasi gelişmelerde dış dünyanın hangi ölçüde katılımcı olacağının bilinmesidir.

Yabancı parmağı 
Bilişim devriminin küçük bir köy haline dönüştürdüğü dünyada kimin eli kimin cebindedir pek bilen yok.
Düşünün ki Trump´ın ABD´ye başkan seçilmesinin üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen, hâlâ başkanlık seçimlerine Rusya müdahale etti mi diye tartışıp duruyorlar. Bizde ise siyasetteki yabancı parmağını şimdiye kadar askeri darbelerde iyice hissetmiştik.
Son dönemde ise Amerikan Projesi olduğu iyice anlaşılan FETÖ yanında, PKK´nın ve dolayısıyla HDP´nin dış dayanağı konusu da gündemi işgal etmekteydi.

Bahçeli´nin uyarısı 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´nin cumhurbaşkanı adaylarının toplayacakları 100 bin imzanın sahiplerinin kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen uyarısı, gerçeklerin ışığında çok önemlidir. Hiç umulmadık şekilde Kemalist bilinen ordu içinde Fetöist´lerin daha çok olması hepimizi şaşırtmamış mıydı? Neticede gönderilen bütün belgelere rağmen Fetullah Gülen´in Türkiye´ye iade edilmek yerine, buradaki örgütünü Pensilvanya´dan yönlendirmesine göz yumulması şaşırtıcı değildir.

Denetim şarttır 
Bu nedenle bir Cumhurbaşkanı adayı grup kuracak konumda olmasına rağmen 100 bin imza toplamak gibi eziyetli bir yolu seçiyorsa, kamunun da bu imzaları denetlemek görevi olmalıdır.
15 Temmuz darbe teşebbüsü felaketini yaşamış olan bu ülkede Bahçeli´nin uyarısı çok yerindedir. Kendinden emin olan adaylar bu denetimi memnuniyetle kabul ederler...