Pazar günü NRW’de (Kuzey Ren Westfalya Eyaleti) seçim vardı. Kısaca NRW olarak yazmam da bir sakınca olmaz umarım.
NRW Eyaleti Almanya’da yapılan seçimlerde her zaman önemli bir yere sahip olur. Hem ülke bazında hem de eyalet bazında yapılan seçimlerde bütün partiler NRW seçmenlerine kulak kabartırlar. Bunun sebebi NRW Eyaletinin nüfus olarak birinci sırada olmasından kaynaklanır. Eyalette 18 milyon insan yaşamakta. Neredeyse İstanbul’un nüfusu kadar.
Ayrıca en fazla yabancı nüfus bu eyalettedir.
Yapılan seçimler eyaletin yönetimini seçmeye yönelikti. Eyalet Başbakanı kim olacak ve hangi parti hükümeti kurma görevini üstlenecek?
Seçimlerde birinci gelen parti CDU. Hristiyan Demokratlar oyların %35,7’sini aldılar.
İkinci sırada SPD. Sosyal Demokratlar %26,7’sini aldılar.
Üçüncü sırada Yeşiller. %18,7.
Sonrasında gelenler FDP (Hür Demokratlar) %5,9 ve AfD (Almanya için Alternatif yani Aşırı Sağcılar) %5,4.
CDU yani Hristiyan Demokratlar ‘seçim zaferi’ olarak sundukları başarılarından gurur duyuyorlar. Bunun sebebi de yönetime gelen Merz’in de bu başarıda etkili olduğu düşüncesi ya da inancı diyelim. Bana göre bu başarıda Merz’in bir etkisi yok ama partililer öyle düşünmek istiyorlar. Çünkü CDU zaten NRW’de yönetimde idi ve bütün eyaleti düşündüğümüzde onlar oyların çoğunluğunu almış durumdaydılar.
SPD’nin oylarında daha fazla artış bekleniyordu. Bunun sebebi de iktidarda olan SPD ve Şansölye Scholz’un bizzat eyalete gelerek SPD adayını desteklemesi. Ama Şansölye’nin desteği de SPD’de beklenen oy patlamasına sebep olamadı.
Zaten tarihsel olarak baktığımızda NRW çoğunlukla koalisyonlarla yönetilmişti. Kimi zaman CDU ve kimi zaman da SPD öne çıkıyor ve diğer partilerle birlikte eyaleti yönetiyorlardı.
Şu an yönetimden olan CDU’dan önce eyalet yönetiminde SPD vardı. Hannelore Kraft.
Ondan önce CDU ve Jürgen Rüttgers.
Rüttgers 2005’te yönetime gelmişti ve kendisinden önce uzun bir süre eyalet SPD tarafından yönetilmişti.
1966’dan 2005’e kadar.
1980’e kadar FDP (Hür Demokratlar) ile koalisyon kurulmuş ve 1980-1995 yılları arası SPD tek başına iktidardaydı.
Seçimlerde bir başarıdan bahsedeceksen bu Yeşiller’e ait .
Yeşiller oylarına neredeyse üçe katladılar. %6 larda olan oylarını %11,8 oranında bir artışla %18,2’ye getirdiler.
Bu başarının sebebi nedir?
Bu başarının sebebi ülke yönetiminde olan iki bakanın çalışmalarında ‘başarılı’ bulunması. Ayrıca çevre faktörü artık siyasete yön vermekte.
Belki Türkiye’de bu kadar etkili olmayabilir ama Almanya’da seçmenler alternatif enerji kaynakları konusuna, küresel ısınmaya ve çölleşme riskine çok önem veriyorlar.
Yeşiller’in oylarını bu kadar arttırmaları, SPD’nin oylarında meydana gelen %4,5’luk düşüş ve FDP ‘deki %6,7’lik başarısızlık seçime katılma oranlarıyla çok ilgili.
Evet, seçimde Yeşiller önemli bir başarıya imza attılar.
Ama demokrasi adına başarısızlık da görmezden gelinemez.
Seçime katılım tarihi denebilecek kadar düşük orandaydı.
%56.
Yani NRW’de yaşayan seçmenlerin neredeyse yarısı oy vermeye gitmedi.
Havanın güzel olması bunda önemli bir etken.
İkincisi de insanların seçimlere önem vermemesi.
Belki de sistemin kurulmuş olması ve hangi parti gelirse gelsin sistemin işliyor olması seçime katılımı olumsuz etkiliyor. Ama yine de eyalette yaşayan insanların kendilerini yönetecek kişileri seçmeye gitmemeleri bir bakıma demokrasi ve demokrasiye katılım konusunda şüpheler oluşmasına sebep oluyor.
Demokrasi adına endişeleri olanlar için kötü bir durum.
Gerçi demokrasi en ideal yönetim şekli mi, o da tartışılır. Ama demokrasinin insanların kendilerini yönetmeleri bağlamında günümüzde işleyen en iyi yöntem olduğu inkar edilemez.
Demokrasiyi sahip çıkmak diktatörlerin yönetime gelme ihtimallerinin önüne geçmek adına çok önemli.
Sevgi ve Bilgiyle kalın