Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Seçim-sonrası Türkiye... Yeni devlet yeni siyaset yeni toplum

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. E. Fuat Keyman 24 Haziran seçiminin sonuçlarını yorumluyor.

Seçim-sonrası Türkiye... Yeni devlet yeni siyaset yeni toplum

24 Haziran´da seçmen tercihini, ?Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi? üzerine yaptı, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan´ı yeni devletin ilk Başkanı yaparak, baş aktör konumuna getirdi. Sayın Devlet Bahçeli´yi de yeni devletin ve yeni siyasetin ?kilit aktörü´ yaptı.

Seçimlerin galibi, şüphesiz, Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli.

Evet demokrasi kazandı: Türkiye seçmeni erken ya da baskın seçimi, her seçim olduğu gibi ciddiye aldı, sandığa büyük bir katılım oranıyla gitti ve yine her defasında olduğu gibi tercihini yaptı.

Sonuçlar tüm aktörler tarafından kabul edildi.

Seçimlerin en önemli sonucu, Türkiye´nin 1950´de demokrasiye geçişinden bugüne kadar hükümet sistemi olan ?Parlamenter Demokrasiden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında Başkanlık Sistemine geçişi? oldu.

Türkiye, artık Başkanlık Sistemi içinde yönetilecek: Bu sisteme uygun ?yeni devlet? yapısı ve örgütlenmesi uygulamaya sokulacak; yürütmenin gücüne dayalı ?yeni siyaset? anlayışı ortaya çıkacak ve toplum kendini bu yeni sisteme göre konumlayacak.

ERDOĞAN: SEÇİMİN GALİBİ

YENİ SİSTEMİN ?BAŞ AKTÖRÜ´

Seçimlerin galibi Erdoğan oldu. Sadece açık ara ilk başkanlık seçimini kazanarak değil, daha önemlisi, belki de tek başına başlattığı Türkiye´nin Başkanlık Sistemine geçiş sürecini, üç seçim ve bir referandum sonucunda başarıyla bitirip yeni sistemin ilk başkanı olarak.

Gerek yeni sisteme geçiş sürecinin gerekse de yeni devlet ve yeni siyasetin ilk Başkanı, ?baş aktörü? Erdoğan oldu   

Erdoğan, iradesi ve çalışmasıyla istediğini aldı. Şimdi, istediği sistemin uygulamaya sokulması dönemi başlıyor.

Türkiye´nin yeni devletinin, yeni siyasetinin başında baş aktör olarak Erdoğan var. Aynı zamanda, Erdoğan, AK Parti´nin de başında, Partili Cumhurbaşkanı. Yeni devlet ve yeni siyaset ise yürütmenin merkezi konumuna ve gücüne dayalı. Seçmen bu sistemi tercih etti ve başına Erdoğan´ı getirdi.

Türkiye´nin bundan sonraki döneminde, bu sistemi ve sistemin ?baş aktörü? olarak Erdoğan´ı tartışacağız.

?OYUN KURUCU KİLİT AKTÖR´ OLARAK BAHÇELİ: ÜÇ EŞİK

24 Haziran seçimlerinin, Erdoğan ile birlikte galibi Bahçeli oldu. Bahçeli, hiç şüphe yok, Türkiye´nin yeni döneminin, yeni sisteme geçişinin, niteliksel düzeyde iki belirleyici aktöründen birisi oldu. Yeni devlet ve yeni siyasetin uygulamaya sokuluş döneminin de kilit aktörü Bahçeli olacak. 

Bahçeli, vurgulayalım, sadece bu seçimlerin değil fakat Türkiye´nin son dönemindeki en önemli eşik noktalarında ?oyun kurucu kilit aktör? işlevini üstlendi ve tümünde başarılı oldu.

7 Haziran 2015 seçim akşamı: AK Parti çoğunluk hükümeti kuracak oy oranına ulaşmamış, HDP oylarını ve Meclis´teki sandalye sayısını yükseltmiş, TV kanallarında koalisyon olasılıkları konuşuluyor. Gece yarısından hemen sonra Bahçeli´nin tüm gündemi değiştirecek açıklamasını duyuyoruz: ?Türkiye için en kısa zamanda bu seçimi tekrarlaması iyi olacaktır, erken seçim kasım ayında olabilir?.

Ve Bahçeli´nin dediği oluyor, 1 Kasım´da Türkiye, ?tekrar seçimi?ne gidiyor, AK Parti, yüzde 49.5 oyla çoğunluk hükümetini kuruyor.

15 Temmuz FETO darbe girişimi sonrası Türkiye´nin kendini toparlamaya çalışma dönemi: ?Nasıl bir mücadele, neler yapılmalı? soruları üzerine tartışmalar devam ediyor. Bir gün Bahçeli´nin yine tüm gündemi değiştirecek açıklamasını duyuyoruz: ?Türkiye, kendini güvenli kılmak için, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmeli ve bu yönde gerekenleri yapmalıdır?.  Türkiye, 16 Nisan 2017 Referandumu´na gidiyor, yüzde 51 Evet oyuyla yeni sisteme geçiş süreci başlıyor.

18 Nisan 2018: Erdoğan, ?24 Haziran´da seçim yapılmasına karar verdik? diyor. Hemen, Bahçeli´nin, yine gündem değiştiren ?Seçimler erken olmalı, belki 21 Ağustos olabilir? açıklamasından iki gün sonra. Türkiye, 24 Haziran seçimlerine gidiyor ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´ne geçiliyor.

Türkiye´nin güvenlik riskleriyle ve beka sorunu tartışmalarıyla geçen son üç yılında üç kritik eşik? Her birinde ve hepsinde Bahçeli ?kilit isim, kilit aktör?

Seçim akşamı da Bahçeli, ?millet bizi ?kilit parti´ yaptı ve bize ?denge ve denetleme görevini´ verdi? derken, seçim sonrası Türkiye siyaseti ve yönetiminin niteliği ve işleyişi üzerine de en önemli açıklamalardan birini yapıyordu.

Doğru, Bahçeli, Türkiye´nin son döneminin ?oyun kurucu kilit aktörü? olmuştur ve olmaya devam edecektir.

Bu niteliğiyle de bu dönemin en önemli eşiği olan 24 Haziran seçimlerinin galibi Bahçeli´dir.

Yemin töreninden sonra, yürütme gücüne dayalı Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin yürütme kadrosundaki isimlerin belirlenmesinden sistemin uygulamaya geçilmesine kadar geniş yelpazede Erdoğan-Bahçeli müzakeresi belirleyici olacaktır. 

Bahçeli´nin oyun kurucu kilit aktör olduğunu biliyoruz, kendisinde ve partisinde gördüğü ?denge ve denetim işlevini? nasıl ve hangi tarzda uygulamaya sokacağını göreceğiz.

İNCE´NİN BAŞARISI VE MUHALEFET PARTİLERİNİN GELECEĞİ

Seçimin üçüncü başarılı aktörü, Sayın Muharrem İnce oldu.

İnce tartışmasını sonraya bırakarak şu noktanın altını çizeyim: Seçim sonrası dönem, sadece İnce için değil, CHP ve Kılıçdaroğlu bir tarafta,  İYİ Parti ve Akşener ve HDP ve Demirtaş diğer tarafta, tüm muhalefet partileri ve liderleri için kendilerini sorgulama ve yeniden yapılama sürecine ve tartışmasına şahit olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bir kere daha vurgulayalım, yürütme organı ve gücüne dayalıdır, parlamentonun işlevi ve gücü ikincildir. Diğer bir deyişle, seçim-sonrası Türkiye´nin odak ve ilgi noktası, cumhurbaşkanı ve yürütme olacaktır.

Ama bu gerçek, CHP, HDP ve İYİ Parti´de ciddi yeniden yapılanma ve konumlanma tartışmalarının olmayacağı anlamına gelmiyor.

Türkiye dış politikası için Suriye ve Irak´ın önemi, bu partiler içinde HDP tartışmasını ön plana çıkartmaktır.

Muhalefet sorusunu bundan sonraki dönemde etraflıca tartışacağız.

KİMLİKLERDEN DEĞERLERE

Seçim öncesi KARAR´da yaptığım iki seçim süreci değerlendirmesinde de Türkiye seçmeninin, mitinglerdeki havanın ve yapılan tartışmaların çok önemli bir mesajı seçim sonrası Türkiye´yi yöneteceklere verdiğini söylemiştim: Türkiye halkı farklılıkları içinde bir bütün olarak, kimlikler temelinde kutuplaşmış, ayrışmış, bölünmüş, kendi toplulukları içine kapanmış bir Türkiye istemiyor; aksine, güvenlikten ekonomiye, eğitimden adalet ve hukuka kadar geniş bir yelpazede, sorunlarının çözülmesini, şiddetin ortadan kalkmasını ve istikrarlı bir gelecek istiyor. Kimlikler ekseninde bölünmüş değil, değerler ekseninin yönetilen bir Türkiye istiyor.

Halk bu temelde 24 Haziran seçimlerini ciddiye aldı, seçime yüzde 90´ına yakın bir oranda katıldı ve tercihini yaptı. Şimdi, yaptığı ?kimlikler değil değerler tercihi?nin uygulamaya sokulup sokulmadığını izleyecek, bir sonraki seçime kadar...



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER