SAVUNMA SANAYİİ´NDE KÂR/ZARAR BİLANÇOSU

Ahmet TAKAN - 23. 09. 2018 Pazar

SAVUNMA SANAYİİ´NDE KÂR/ZARAR BİLANÇOSU

23. 09. 2018 Pazar

Dizi söyleşiye kaldığımız yerden devam;

---Son dönemlerde şirketlerin mali durumu nasıl?

"Savunma sektöründe 2012-2016 yılları arasındaki döneme ciro dağılımı açısından bakıldığında;

Toplam cironun yüzde 72´sini ana yükleniciler, yüzde 19´unu alt yükleniciler, yüzde 9´unu ise yan sanayi almış görünüyor. Bu satışlar, bilançolardaki aktif büyüklüklerle karşılaştırıldığında ise sektördeki ana yüklenici firmaların ortalama toplam aktiflerinin yarısı oranında bir satış hacmi yakaladıkları gözlemlenmektedir. Bu düşük bir orandır. Sebebinin, projeye dayalı üretim yapılması, kaynakların etkin kullanılamaması ve stok çevrim sürelerinin uzun olmasından kaynaklandığı söylenebilir.

Diğer taraftan, yerli ana yüklenici firmalarımız uluslararası firmalara oranla yüksek operasyonel maliyetle faaliyetlerini sürdürmektedir. Yerli ana yüklenici firmaların yüksek operasyonel maliyetler ile uluslararası firmalar karşısında ihracat işlemlerinde fiyat rekabetinde zorlanacakları bir gerçektir. Üretim süreçlerinin iyileştirilebilmesi için proje bazlı değil, sürekli bir üretim seviyesinin yakalanması gerekecektir.

Bir başka mesele de ömür devri ve lojistik yönetimi uygulamasıdır. Hatta bir ürünün satışı ile ömür devri idamesi karşılaştırıldığında bedel olarak idame daha yüksek çıkacaktır. Ömür devri idamesinin üretici firma eliyle yürütülmesi hem firmaların sürdürülebilirliği he de yetkinlik açısından faydalı olacaktır. Bugün ülkemizde bu konunun yeni yeni filizlendiği, bugüne kadar idame işini kullanıcı makam olarak silahlı kuvvetlerin üstlendiği bilinmektedir. İyi kurgulandığı taktirde, bu değişim devlet tarafında ciddi bir tasarrufu da beraberinde getirecektir. Dolayısıyla, ihalelerin sadece yurtiçi geliştirme modeli ya da hazır alım şeklinde değil, kullanım dönemlerini de içerecek şekilde yaygınlaştırılması iki tarafın da kazancına olacaktır."

---Çözüm öneriniz ne?

"Bunların hayata geçilebilmesini teminen, devletin acilen bu alandan elini çekmesi, askeri fabrikaları kapatması, askeri tersaneleri ve Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) gibi teşekkülleri özelleştirmesi gerekmektedir.

Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü (AFGM) teşkilatında yer alan 27 askeri fabrika ile gerçekleştirilmeye çalışılan bakım, onarım, imalat, yenileştirme, test/kalibrasyon, tedarik, modernizasyon faaliyetlerinden devletin elini çekmesi sektörün geleceği açısından önemli olacaktır. Ne yazık ki, gelecek vizyonunun bu şekilde olmayacağı anlaşılmaktadır.

---O, neden?..

"Son düzenlemelerle ihdas edilen Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT A.Ş.) geleceğin bu şekilde planlanmadığını ortaya koymaktadır. Bu tür yapılar bir vizyona ve planlamaya dayanmadığı gibi, ASFAT A.Ş.´nin kurulması eski adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı, bugünkü adıyla Savunma Sanayii Başkanlığı´nın yönetiminin, eski MSB Bakanı ile anlaşamaması ve Savunma Sanayii Başkanlığı´nın Cumhurbaşkanlığına bağlanması, karşı hamle olarak da Bakanın bu şirketi kurması ile sonuçlanmıştır. Görev alanı Savunma Sanayii Başkanlığı ile çakışmaktadır. Siyasi çekişmelerin devlete maliyetinin en güzel örneklerinden biridir ASFAT A.Ş."

---Şimdi biraz da, güncel gelişmelerden, döviz krizinin etkilerinden ve alınan bazı kararların bu sektördeki şirketleri nasıl etkilediğine gelelim mi?..

"Yapısal ve stratejik sorunları olmakla birlikte, 2014 yılına kadar eski adıyla Savunma Sanayii Müsteşarlığı´nın da etkisiyle bu sektörde ihaleler şeffaf ve ´K´ Puanı denilen bilimsel bir hesaplamaya dayanırken, bugünkü adıyla Savunma Sanayii Başkanlığı´nın Cumhurbaşkanlığına bağlanmasıyla tüm şeffaflık kaybolmuş, bilimsel yaklaşımlar terk edilmiş, ihaleler herhangi bir yarışmaya dayanmaksızın yandaş firmalara taşınmıştır. Bu sektörde ismi herkes tarafından malum bir firmanın sadece 2016-2018 arasında aldığı ihalelerin -sözde ihale- toplam bedeli 5,7 milyar Euro civarındadır.

Son seçimlere kadar yandaşlarla uğraşan sektör, seçim sonrasında uğraşması gereken güçlüklere döviz krizini ve alınan tedbirleri de eklemek zorunda kalmıştır. Nedir bunlar?

(En çok merak ettiğinizi düşündüğüm sorunun yanıtı yarın...)