Anadolu Üniversitesinin (AÜ) Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezinde yer alan Türk-İslam tarihine ait 216 enstrümanın sergilendiği "Müzik Tarihi Salonu" adlı müze, ziyaretçilere müzik alanında farklı deneyimleri yaşama imkanı sağlıyor.
Sazova Mahallesi´nde 80 bin metrekare alanda kurulu AÜ Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi´ndeki "Müzik Tarihi Salonu", pazartesi hariç haftanın 6 günü ücretsiz ziyaret edilebiliyor.
Müzede, sanatçı Feridun Obul ile geçen yıl yaşamını yitiren Türk dünyası müzikleri sanatçısı Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç tarafından yapılan ve temin edilen şaman davulundan tuluma 216 müzik aleti bulunuyor. Nisan 2017´de faaliyete geçen ve 120 bin kişinin ziyaret ettiği müze, misafirlerine farklı deneyimler de sunuyor.
Ziyaretçiler, müzik aletlerini yakında görme fırsatı bulurken, kulaklıklardan da enstrümanın sesini dinleyebiliyor. İsteyenler, Tecrübe Odası´ndaki 50 enstrümanı da deneyebiliyor. Ziyaretçiler müzede Türk-İslam medeniyete ait verilen konserleri de dinleyebiliyor.
"Türkiye´nin en büyük enstrüman müzesi"
AÜ Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mehmet Topal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Müzik Tarihi Salonu´nun merkezin en önemli mekanlarından biri olduğunu belirterek, müzede sergilenen 216 eser sayısını artıracaklarını söyledi.
Türk-İslam tarihi boyunca kullanıldığı varsayılan 400 enstrümanın bulunduğunu ifade eden Topal, şunları dile getirdi:
"Kronolojik bir seyir izleyerek sergileme yapıyoruz. Şaman davulundan başlayıp günümüz enstrümanlarına doğru bir seyir var. Ziyaretçilerimiz şaman davulundan başlayıp, tanıdıkları birçok enstrümanı görme fırsatı yakalıyor. Örneğin kanun enstrümanının gelişmemiş ilk modellerinden şimdiki haline kadar tarihi bir yolculuk yapabiliyorlar. Ziyaretçiler eserleri gezerken, özel bir sistem sayesinde seslerini de dinleyebiliyor. Bir Afgan rübabının sesini merak eden ziyaretçiler, kulaklığı takıp dolapların önünde bulunan cihazla enstrümanın sesini duyabiliyor. Türkiye´nin en büyük enstrüman müzesine sahibiz. Müzemizdeki enstrüman sayısı daha da zenginleşecek. İnsanlar buraya geldiğinde ilk kez gördükleri birçok enstrümana hayretle bakıyor. Müziğe ilgili olan herkes burada çok yönlü bir ortam bulabiliyor."
Topal, konservatuvar öğrencilerinin müzeye gelip hiç görmedikleri bir enstrümanı kullanabildiğini belirterek, ziyaretçilerin de müzede verilen konserleri takip edebildiğini sözlerine ekledi.