Miyasoğlu´nun mezarı başında konuşan oğlu Emre Miyasoğlu, "2 sene geçti, babamın ölümü bize daha dünmüş gibi geliyor. İnşallah onun eserleriyle ve hatıralarıyla acımızı dindirmeye çalışacağız. Olay sadece bir babayı kaybetmek değil, ustasını, kılavuzunu, hocasını kaybetmek gibi anlamlara geliyor. Babamın kaybı sadece benim için değil, günümüz gençliği için de bir kayıp. Çünkü babam sadece benim babam değil, bütün Müslüman evlatlarının babasıydı" diye konuştu.
"Türk Beşleri projesini babam tasarladı, biz devam ettiriyoruz"
Mustafa Miyasoğlu´nun "Türk Beşleri" projesinin önemine dikkati çeken oğlu Eren Miyasoğlu ise proje kapsamında Yahya Kemal Beyatlı, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek, Namık Kemal ve Ömer Seyfettin´in eserlerinin çevirisini hedeflediklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu proje milli ve manevi değerlere sahip Türk gençliği projesi. Projeyi babam tasarladı, biz devam ettiriyoruz. Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl´ın bazı eserlerinin derlemesini babam yaptı. Ömer Seyfettin ve Namık Kemal ile ilgili derlemeleri de abim ile birlikte yaptık."
Miyasoğlu´nun eşi Nilüfer Miyasoğlu da eşinin yanına gömülmek istediğini belirterek, "Dünyadaki çok şeyimi kaybetmiş gibiyim. ´Alimin ölümü alemin ölümüdür´ sözünü yaşıyorum ama ölüm Allah´ın emri. Buna birşey diyemiyoruz. Acısı hala taze, eksikliğini her zaman hissediyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, Miyasoğlu´nun isminin bir kütüphane veya kültür merkezine verilmesini istediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Mustafa Miyasoğlu, kültürümüze, medeniyetimize ve edebiyatımıza hizmet etmiş önemli kişilerden biridir. Yazdıklarıyla, nesillere öncü olmuştur. Yazarlar Birliği olarak, Türk kültürüne hizmet etmiş bu yazarımızın unutulmaması için gereken çalışmaları yapacağız."
Cafer Paşa Kültür Merkezi´nde, Miyasoğlu için panel düzenlendi
Etkinliğin ikinci bölümünde bir değerlendirme konuşması yapan Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, üniversite öğrencisiyken Ahmet Kabaklı´nın sohbetlerini dinlemek üzere gittiği Türk Edebiyatı Vakfı´nda Miyasoğlu ile tanıştığını söyledi.
Aydın, Miyasoğlu´nun ciddi işlerle ilgilenen bir profil çizdiğine vurgu yaparak, "Miyasoğlu gibi değerli abilerimiz, bizim manevi dünyamızda bereketli kazançlar sağlamıştır. İnşallah biz de onlar gibi manevi kazançlara vesile olabiliriz" dedi.
Ardından Şair Hüseyin Akın´ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele katılan Prof Dr. Abdullah Uçman, Miyasoğlu´nun bir gönül adamı olduğunu söyleyerek, şu bilgileri verdi:
"Türk edebiyatı ve Türk kültür hayatında önemli çalışmalar yapmıştır. Necip Fazıl ve Asaf Halet Çelebi ile ilgili yaptığı önemli çalışmaları vardı. Asaf Halet Çelebi pek önemsenmemiş ve ötelenmiş bir kişiydi. Miyasoğlu´nun yaptığı çalışmalarla, yeniden ele alındı ve aydınlarca tanınır bir isim haline geldi. Yapılan bu çalışma ile Çelebi´nin bilinmeyen yönleri de ortaya çıktı. Bunun dışında Ziya Osman ve Haldun Taner üzerinde de önemli çalışmalar yaptı. Edebiyatımızda bir çok isim Miyasoğlu´nun çalışmaları sayesinde yeniden gündeme geldi."
Yılmaz: "Kültürel mirasımızda yer alan önemli bir kişiydi"
Panelde konuşan gazeteci, yazar Bünyamin Yılmaz, Miyasoğlu´nun edebiyat dünyasının yanı sıra kültür dünyasında yaptığı çalışmalarla da dikkati çektiğini belirterek, "Gazetelerdeki haftalık kültür sohbetleri ve tiyatro alanındaki çalışmalarıyla önemli bir yere sahipti. Kendi tiyatro eseri "Umut Suları"yla birlikte Ahmet Mithat Efendi´nin eserlerini günümüze oyunlaştırarak getirdi. Mustafa Miyasoğlu, Kayseri´de birlikte yola çıktıkları Hasan Nail Canat´la birlikte tiyatroyla iç içe olan bir isimdi. Herkese yardımcı olan ve kültürel mirasımızda yer alan önemli bir kişiydi" diye konuştu.
1940´lı yıllarda İstanbul´da doktora öğrencisi iken Mustafa Miyasoğlu ile tanıştığını belirten Mısırlı tarihçi Prof. Dr. Muhammed Harb ise şu bilgileri aktardı:
"Edebiyatçı olmadığım halde, edebiyatı Miyasoğlu vesilesiyle uzmanı olduğum tarihi çalışmalara göre, daha çok tercüme ettim. Türkiye´deki Müslüman dünya görüşüne sahip sanatçıların, yazarların önemli eserlerinin Arap coğrafyasında da hakkıyla tanınması için çeviri yapmam hususunda samimi ısrarlarda bulunmuştur. Bana sürekli Türk yazarların eserlerini tercüme ettirirdi. Ama hiçbir zaman kendi eserlerini tercüme etmemi istemedi. Mısır´da okuduğum dönemde, edebiyatta bize hiçbir şey öğretmediler. Türk İslam edebiyatına dair tüm bilgileri Miyasoğlu´ndan öğrendim ve Mısır, Cezayir gibi görev yaptığım ülkelerde anlattım. Türk edebiyatının bütün dünyaya yayılmasını istiyordu."
Miyasoğlu için düzenlenen iki etkinliğe de yazarın ailesi, sevenleri ve edebiyat dünyasından isimler katıldı.