Geçen yıl okurlarıyla buluşan edebiyat, kültür, sanat ve fikir dergisi "Nüktedan" için 1. yıl etkinliği düzenlendi.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi´nde gerçekleştirilen programın açılış konuşmalarını Nüktedan Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Samet Çakır ve TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı yaptı.
Şair ve yazar Bestami Yazgan, panelde yaptığı konuşmada, milletlerin de insanlar gibi bir şahsiyeti olduğunu ve bu şahsiyetin milli kültürle oluştuğunu söyledi.
Milli kültürün temelinin de şiir olduğu yorumunu yapan Yazgan, "Hikaye ya da roman yazılır ama şiir yazma terimi yeni çıktı. Önceden şiir söylenirdi. Bu bize insan konuşmaya başladığı an şiirin de başladığını gösterir. Şiir, edebi sanatların anasıdır. Mimarlar taştan, şairler de kelimelerden saraylar yaparlar. Şairlerin yaptığı gönül sarayında bir ümmet Allah nasip ederse kıyamete kadar oturabilir. Abartı mı? Hayır. Yaklaşık 700 yıldır Yunus Emre´nin gönül sarayında oturuyoruz." diye konuştu.
"Şiir insanları güzelleştirir, ruhları tertemiz eder"
Yazgan, dergi çıkarmanın zorluklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Biz vatan sevgisini Mehmet Akif´ten, davayı Necip Fazıl´dan bayrağı Arif Nihat Asya´dan, bütün insanları sevmeyi Yunus Emre´den öğrendik. Diğer kitapları elbette okuduk, yazanlardan Allah razı olsun ama şiirin farkı insanı kodlamasıdır. Şiir insanları güzelleştirir, ruhları tertemiz eder. Bu manada şiirlere ve şairlerimize sahip çıkmak gerekiyor. Şairler tez canlı insanlardır. Eserleri çabuk ortaya çıksın isterler ve aslında dergilerin bayraktarlığını yaparlar. Dergi çıkarmak idealist insanların işidir. Dergi çıkaranlara destek olmak lazım. Onlara söz hakkı vermek, yazılarla, şiirlerle, abone olarak katkıdan bulunmak gerekiyor."
Şair Mahmut Topbaşlı da "Nüktedan"da gençlik enerjisinin usta edebiyatçılarla harmanlandığını ifade etti.
Edebiyat adına yapılan her işe dahil olmaya çalıştığını aktaran Topbaşlı, "Türk edebiyatı amatör çabalarla hız kazanıyor, profesyonellerle de duygusal beslenme sağlıyor. Nüktedan dergisi gerçekten, berrak suyun bardağı doldurması gibi lebalep dolu. Edebiyattaki farklı isimleri bünyesinde buluşturuyor. Unutulmaya yüz tutmuş nüktedanlığı yeniden gündeme almak, bu işin iyi düşünüldüğünü gösteriyor. Kırıp dökmeden, gülerek güldürerek anlatmanın nüktedanlığın şanından olduğunu düşünmüşler. Niyetleri çok güzel. Geçmişle bugün arasında köprü kurmaya da gayret ediyorlar." diye konuştu.
"Aşk üç harfli bir şiirdir"
Senarist ve yazar Ahmet Turgut ise Muharrem ayı vesilesiyle "Kerbela"dan bahsettiği konuşmasında şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kerbela bir mekteptir, müfredatında Kuran´la sünnet vardır. Kerbela´yı anlamak çok önemlidir. Aşk üç harfli bir şiirdir. Aklın ´A´sı, şehadetin ´ş´si ve kurbiyetin (yakınlık) ´k´si ile yazılır. Bu üçü, aşk olarak da görmek dileyene Kerbela olarak da tecelli eder. Daha geriye gidip görmek isteyen Bedir´den de Uhud´dan da görür, Mescid-i Nebevi´den de görür. Biz Nüktedan dergisi vesilesiyle bu ortamda inşallah aşkı, aklın, şehadetin ve kurbiyetin açılımı olarak anlamaya çalışırız."
Yazar Uğur Canbolat da hayal kurmadan hiçbir şeye başlanılamayacağını, dergi çıkarmanın da bir hayalle başladığını dile getirdi.
Hayal ve sabrı iki kardeş gibi değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Canbolat, "Hayal kurmak bir çeşit meydan okumaktır. Hayali olmayan yazı yazamaz. Hayali olmayan bir ressam düşünebilir miyiz? Yazar, önceki bütün yazılara meydan okuyabildiği için ortaya yeni bir eser çıkartıyor. Dergiler de böyle ortaya çıkıyor. Bir dergiyi sevmek, onun takipçisi olmak da bir nevi hayale, meydan okumaya ortak olmak anlamına geliyor. Arkadaşlarımız samimiyetle kendi hayallerine bizi ortak ettiler ve 1 yıldır bu dergiyi başarıyla çıkarıyorlar." ifadelerini kullandı.
Oturum başkanlığını Ebru Aytekin´in yaptığı etkinliğin sonunda konuşmacılara berat takdim edildi.