Said Nursi'nin "kutsal' da dahil olmak üzere her şeyi akla tespit ettirme vurgusu, insanın yüzünü dini metinlerden doğaya çevirmesi, doğa yasalarını doğruluk ölçüsü olarak belirlemesi, modern cağı insanlığın yetişkinlik dönemi olarak nitelendirmesi, muhataplarını ergin oluşla aydınlanma ve özgürlüğe çağırması onun zamanını okuyan bir kişiliğe sahip olduğunu gösterir.
Yaşamının her döneminde çok etkin bir şekilde Müslümanlar arasında aklın önünü açmaya çalışan Said Nursi, aklı atıl bırakan şekilsellikten de uzak durur. Bu kapsamda Müslümanlar arasında dinin temel göstergelerinden biri haline gelen sakalı keser, şeyh ve mollalara kutsal bir nazarla bakılmasını sağlayan ulema kisvesi'ne bürünmez. Klasik bir köylü, bazen de ağa gibi giyinir. Dini otoritelerin en temel faaliyetlerinden biri olan zekât, fitre hatta hediye gibi maddi bağışları hiçbir şekilde kabul etmez. Evlenmez, molla-şeyh gibi unvanlar kullanmaz. Düşüncelerini anlatırken nakilcilik geleneğinde yapıldığı üzere ayet, hadis, tefsir, fıkıh nakli yaparak konuyu açıklama usulünü terk eder. Bu şekilde adeta Müslümanların bakışlarını isim ve resimden, içerik ve öze çevirerek sorgulama kabiliyetlerini geliştirmek ister.
Yaşamı hayli renkli ve birçok bilim dalı açısından zengin zaman dilimlerini kapsar. Sonraki yüzyıllara güçlü etkileri olan zaman ve mekanlarda yaşaması, muhatap olduğu insan ve otoriteler, yakin temasta bulunduğu kisiler ve farklı din okumalar onu başlıbaşına seçkin bir yere oturtur. Birkaç kıtaya hükmeden bir devletin merkezinde, tarihin en kritik zaman dilimlerinden birinde yaşamış olması, Nursi'nin tecrübe ve düşüncelerinin Müslüman dünyadaki alim ve düsünürlerin çoğundan daha kapsamlı ve dikkate değer olduğu gerceğini karşımıza çıkarır.