Ergün Yıldırımı, Said Halim Paşa Sempozyumu'unda sunduğu tebliğ üzerinden bir değerlendimede bulunuyor.
Zeytinburnu Belediyesi, çok önemli sempozyumlara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Türkiye’nin fikir hayatına yön veren düşünürler ve akımlarla ilgili kapsamlı sempozyumlar yapıyor. İslamcılık, Necip Fazıl, Cemil Meriç, Mehmet Akif, Kemal Tahir ve Tarık Buğra ile ilgili gerçekleşen bu sempozyumların tebliğleri de kitaplaştırılarak yayınlandı. Son olarak iki gün süren Osmanlı Sadrazamı ve Düşünür Said Halim Paşa Sempozyumu gerçekleşti bu defa. Said Halim Paşa üzerine konuşmalar yapıldı, tebliğler sunuldu.
Said Halim Paşa birçok yönleriyle anlatıldı ve tartışıldı. Onun devlet adamlılığı, siyasal düşünceleri, İslamcılığı, İslam ile olan ilişkileri ve modernlik yaklaşımları konuşuldu. Aslında hem Said Halim Paşa konuşuldu hem de Said Halim Paşa üzerinden adı geçen meseleler. Türkiye’nin iki yüzyıllık birikimlerini ve sıkıntılarını içinde taşıyan meseleleri anlatıldı.
Said Halim Paşa, çok yönlü bir şahsiyet. İstanbul Saray çevresinde yetişiyor, aristokrat bir aileden geliyor. Kavalalı Mehmet Ali Paşanın torunu. Beş yaşlarında, Kahire’den İstanbul’a geliyor. İstanbul’dan eğitim için İsviçre’ye gidiyor. Siyaset bilimi okuyor. Bunun etkisiyle bütün makalelerini Fransızca kaleme alıyor. Ama Fransız düşüncesinin mukallitliğine de bekçiliğine de tenezzül etmiyor. Batı modernliğini ve siyasetinin Osmanlı’daki sözcülüğüne de soyunmuyor. Tam tersine onunla hesaplaşan bir aydın. Modern toplumla Müslüman toplumları mukayeselerinde her zaman bu coğrafyanın inancını, tarihini ve sosyolojisini koruyor. Fikirleriyle bunun sözcülüğünü yapıyor. Müslüman toplumun sosyolojisini yapan ilk sosyal teorisyen.
Bu çerçevede Müslüman toplumların aydınlarını, buhranlarını, taklitçiliklerini ve yeni yükselen oligarşik memur sınıfını eleştiriyor.
Paşa’nın siyasal arayışı sadece sarayı, iktidarı ve merkez bürokrat elitleri dikkate alarak hareket etmez. Siyasal yaklaşımlarını toplumu da dikkate alarak ortaya koyar.
Bu açıdan siyaset sosyolojisinin dünyadaki ilk önemli teorisyenlerinden biridir.
Said Halim Paşa, modern dünyanın, zamanın ve fikirlerin bilincindedir. Meşveret siyasal yöntemi ve meşrutiyet düşüncesini savunur. Anayasal düzenden yanadır. Ancak bunları Batıcılar gibi taklitle ele almaz. Batı siyasal kurumlarını aynen aktararak meselelerimizi çözeceğimize inanmaz. Bu konularda sık sık ikazlarda bulunur. Müslüman toplumların farklılıklarını ve özgün sosyolojisini vurgular. Müslüman toplumun, modern sosyal teoriyle mas edilerek hegemonya bilinciyle düzleşmesine direnen bir bilinci temsil eder. Batıyı ve modernliği iyi bilir. Ancak her zaman kendi toplum ve inanç varlığının aidiyeti içinde konumlanır. Burada seslenir.
Said Halim Paşa, modern zamanların Müslüman sosyal teorisyenidir. Sosyal varlığı çeşitli veçheleriyle yorumlar. Siyaset, ilahiyat, sosyoloji ve ahlak en fazla ilgilendiği veçhelerdir. Bu tutumuyla geniş kapsamlı toplum ve siyaset değerlendirmeleri vardır. Yazdığı küçük risalelerin her birisi aslında büyük birer cilttir. Kısa ve öz anlatımı, perspektifi sunma çabası öne çıkmaktadır. Olgu yığınları içinde kaybolmaz.
Paşa, genç yaşlarından itibaren önemli devlet kademelerinde bulunur ve sadrazamlığa kadar yükselir. Tarihin en zor dönemlerinde en zor vakaların içinde geçer. Belki de vakaları toplamak yerine onları anlamamıza yardımcı olacak perspektifler sunarak öne çıkması da bu tecrübelerinden kaynaklanır. Başka bir açıdan önemli siyasal tecrübelere sahiptir ve bunlardan yararlanarak siyasal teorisini kurar. Nedir onun siyasal teorisi? Müslüman toplumları bunalımdan çıkaracak siyasal tezi nedir? Yazdığı son risale bunu temsil eder. Müslüman toplumlarda siyasal kurumlar adını taşıyor. Yıl 1921. Ankara’da yeni kurulma sürecini yaşayan siyasete sunulan bir öneridir. Bu siyasal tez yüzyıl önce bir sosyal teorisyen ve tecrübeli devlet adamı tarafından geliştirildi. İstanbul İslamlaşma fikriyatından yükseldi. Said Halim Paşa Sempozyumu’nda bu tezi tebliğ olarak sundum: Said Halim Paşa’nın Siyasal Teolojisi/ İslam Siyaset Düşüncesinin Demokrasi
Çağında Varoluşu. Başlık tezini özetliyor.
O çok özgün bir yaklaşım ortaya koydu. Hakimiyet-i milliye ile İslam siyaset anlayışını uzlaştırdı. Yürütmede hâkimiyet-i milliye ve yasamada şer’i şerifi savundu. Din u devlet formülasyonunu çağdaş dönemde “din u demokrasi” üzerinden yeniden yapılandırdı.
Zeytinburnu Belediyesi, Said Halim Paşa’yı konuşurken Müslüman toplumları ve buna siyasal öncülük potansiyeli taşıyan Türkiye’yi konuşmamıza imkan verdi. Bunu sağlayan Belediye Başkanı Ömer Arısoy beye ve ona destek olan herkese teşekkürler… Umarım Türk sosyal bilimcileri ve aydınları her geçen gün entelektüel hafızalarıyla daha fazla buluşur ve onu yenileyerek geleceği kurma konusunda ilham verici arayışlarını sürdürmeye devam ederler.