08. 08. 2018 Çarşamba
Almanya´dan Süddeutsche Zeitung ve WDR´nin, Fransa´dan ise Le Monde´un katıldığı araştırma, dünya genelinde akademik yayıncılık dünyası ile ilgili endişe verici sayıları ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, 2013 yılından beri sahte bilim dergilerine gönderilen bilim makalelerinin sayısı dünya genelinde 3 kat artarken, bu rakam Almanya özelinde ise 5 kat yükseldi. Akademisyenlerin makalelerin bilim dergilerinde bastırmak için yaptıkları masrafların çoğu zaman devletin kasasından çıkması ise ülkeyi karıştırdı.
Süddeutsche Zeitung´un Avrupa´nın birçok basın kuruluşuyla ortak yaptığı araştırmaya göre, sahte akademik makale bastırma süreci oldukça basit işliyor. Araştırmaya göre Türkiye de sahte akademik makalelerin basıldığı merkezlerden birisi.
ALMANYA´DA 5 BİN AKADEMİSYEN
Hürriyet´ten İlker Sezer´in haberine göre, sahte makalelerle ilgili süreç genelde şöyle işliyor:
Sahte bilim dergisi yayımlayan şirketler akademisyenlere mail atarak onlara kolay bir şekilde makalelerini bastırabilecekleri imasında bulunuyor. Daha sonra basım aşamasına gelince, baskı ücretleri talep edilerek ´hiçbir akademik kontrolden´ geçmeyen makaleler literatüre işleniyor.
Almanya´da yaklaşık 5 bin bilim insanının akademik makalelerinin akademik dünyada geçerliliği olmayan sahte online bilim dergilerinde bastırdığı ifade edildi.
Habere göre, dünya genelinde 400 bin kadar akademisyenin makale gönderdiği sahte akademik dergilerin merkezleri Güneydoğu Asya, Afrika, Türkiye ve Körfez ülkelerinde bulunuyor.
"DÜNYADA AKADEMİK YAYIN BASKISI VAR"
Bilgi Üniversitesi´nden Prof. Dr. Burhan Şenatalar, söz konusu durumun oldukça yaygın olduğunu vurgularken, bunun nedenleri arasında akademik personelin yeterliliğini ölçmede kullanılan metodlar olduğunu belirtti. Elektronik ve matbû olarak yayımlanan dergilerin Alman üniversitelerinde kullanılmasına ilişkin rakamlara oldukça şaşırdığını söyleyen Şenatalar, "Bütün dünyada bir akademik yayın baskısı var" dedi. Şenatalar, dandik dergiler olarak adlandırdığı ´kalitesiz yayımcılığın´ yükselmesinin nedeni olarak, akademik dünyada niteliğin yerine niceliğin, yani basılan yayım sayısını ölçmenin daha kolay bir hâl aldığını söyledi.
Şentalar, söz konusu sahte dergilerin TÜBİTAK´ın listesinde yer alan 13 bin adet yerli ve yabancı derginin dışında kaldığını ve Türkiye´deki büyük üniversitelerde söz konusu şekilde bir yayım yapmanın mümkün olmadığını söyledi. Şentalar, akademik denetime tabii tutulmayan dergilerle akademik yayım yapan kişilerin Türkiye´nin önde gelen üniversitelerinde yükselmesini ihtimal dahilinde olmadığını aktardı.