Sahi Skor Kaça Kaç

Zeynep Kılıç Yazdı;

Sahi Skor Kaça Kaç

İran, Türkiye, Rusya üçlüsünün Tahran görüşmeleri siyasi görüşmelerden çok neredeyse bir maç karşılaşması gibi izlendi hem dünya basını tarafından hem yerel basın tarafından.

Halk da nerdeyse tribünlerde zaman zaman liderlerin restleri ve jestleri ile coşa geldi tezahüratta vurdu kendini zaman zaman gol yer gibi boynundaki atkıyı, havluyu atar gibi oldu.

Görüntüler İran cumhurbaşkanı İbrahim Reis’inin rauntta iki kızgın rakibi çıkartırcasına Türkiye ve Rusya’nın devlet başkanlarının ellerinden kollarından tutup ortada bir hakem bayrağını andıran ridasıyla ellerini havaya kaldırmasıyla geldi.

Sonrasında mı Cumhurbaşkanımızın, Putin’i 30 saniye bekletmesi güneşin tutulmasından daha çok yankı uyandırdı. Sanki dünya durdu nutuklar tutuldu.

Putin’in 30 saniye boyunca postunda kıvranıp, kıvranıp durması ceketinin kollarının ucundan çekip, çekip düzeltmekle psikolojisini düzeltmesi Putin’in Suriye’yi bombalamasından daha çok dikkat çekti.

Ve gene, işte bu işte bu dedik yumruklarımızı sıktık, göğsümüz kabardı. Ve bu olay bize daha önce buna benzer ayak, ayak üstü atmalar, one minuteler gibi birçok siyasi resti hatırlattı. Eyvallah dedik içimizden, Putin’e otuz şamar gibi geçen her otuz saniye için.

Gelgelelim görüşmenin gündem olan başka bir restine. Sayın cumhurbaşkanın bu hareketi bizi bir sıfır önde götürürken. Cumhurbaşkanımızın, ruhani lider Seyyid Ali Hameney ile görüşmesinde İran cumhurbaşkanıyla yan yana oturması ve Türk bayrağının olmaması neredeyse çeyrek finale çıkan bir takımın maçtan mağlup olarak ellenmesi kümeden düşmesi gibi görüldü.

Yahu Hamaney ruhani bir liderdir. Bunun bizde karşılığı olacak bir statü yok ki vardı da Hamaney mi oturtmadı yanına.  Bizdeki karşılığı olsa olsa en son padişah ya da halife olarak Abdülhamit’tir. O da tarih oldu. E hadi uyandırın cennet mekân Abdülhamit hanı madem eksikliği hissedildi. Rakip olarak bir halife olarak çıkartın oturtun imametin karşısına. Ezilmeyelim de büzülmeyelim de kırışmayalım.

Evet belki sayın Cumhurbaşkanımızı en azından bir Putin kadar gündem yapmayan basına rastlandı fakat Cumhurbaşkanımızın burada siyasi muhatabı İran devlet başkanı İbrahim reisidir ve ruhani lidere karşı aynı pozisyondalar aynı mesafedeler.  

Belki de ruhani liderin, pandemi dönemi gibi başka gerekçeleri olabilir. Ya da daha önceki görüşmelerinde aynı tavrı takınmamıştır ya da herkese tavrı aynı olmuştur.

Her neyse biz ne anladık bundan şindi. Tam bir mahalle edasıyla takip edilen bilek güreşinde kim kimi yendi kim kimi yerdi kim kimi göğe çıkardı muhabbetinde ziyade. Sonuç e hadi dağılın evli evine köylü köyüne oldu.

Dünya yine aynı tas ile aynı hamama döndü yağında kavruldu durdu.

Putin daha Moskova’ya, moskof sehpasına varıp oturmadan Suriye yine domuzlar (maymunlar) cehennemine dönüştü.

İran daha misafirlerini uğurlar uğurlamazken Irak şiasının başı Mukteda Sadr İran şiasından ayrı gayr bir safevi edasıyla savaş bayrağı çekti.

Duhok, Zahoda nerdeyse bir ikinci Roboski örneği yaşandı. Aklıma ilk gelen şey ne oldu bili yomusunuz? Eyvah acaba içimizde gene fetocular mı canlandı. Özrümüz mü büyük kabahatimiz mi daha büyük onu da anlamadık gittik?

Evet doğrudur bizim bizden dostumuz, kimimiz, kimsemiz yok o ayrı mesele galiba bizim bizden haberimiz de yok.

Kimisi bundan sebep siyasi partilere KDP’ye yüklenirken kimisi AKP’ye yüklendi velhasılı kelam siyasetini, polemiğini de geçtik anladığımız da kalmadı zati, şeytanın bile arkasına dönüp bakmadan kaçtığı doğunun orantısız Ortadoğu coğrafyasından.

Sahi sivillere neler oluyor diyecektim demeyelim ne olursun deme. Ne oluyorsa zaten masumlara, mazlumlara oluyor. Hani kimimiz hilafetin halefi selefi iken kimimiz imametin başı iken moskofların yaşattığı Kerb/Belayı da geçen karabela Armagedon savaşı insanlara neredeyse Mehdi/Mesihi’n zuhuru ne zaman dedirtecek, dedirtiyor da artık..

 

Kaynak  Farklı Bakış