ATV yayınladığı programlar nedeniyle eleştirilmeye devam ediliyor.
Sadece “karşıtlar” değil artık “yandaşlar” da ATV’ye karşı bir şeyler söyleme ihtiyacını duyuyorlar.
ATV’yi karşısına alanlardan biri de gazeteci Dilipak!
Dilipak köşesinden ATV’yi sert bir şekilde eleştiriyor.
Ama orta yerdeki rezalete bakınca sadece sert eleştirmenin bir işe yaramadığı görülüyor.
Önce Dilipak’ın eleştirilerine bir göz atalım:
“ATV’deki rezalet konusunda, o dün beni kınayan embedded yazarların hiçbiri sesini çıkarmadı.
Hatta Esra Erol’u ve kanalı savundular.
“Olaya bak” derken, bu işleri meşrulaştıran medyayı, o dizileri, bu programları gözden esirgemeye çalıştılar.
Ama bu gayretleri gözden kaçmadı tabi.
Buna benzer programları kimlerin, niçin, nasıl tezgâhladıkları, o karışık ve kirli ilişkiler ağı açıklansa mahalle karışır aslında.
Bu işler azar azar oldu, sonra toplum azar oldu.
İçlerinden birileri bu haltı yiyince ötekilere dokunamıyorsunuz.
Bunlar ötekilere bir meşruiyet alanı açmış oluyorlar aslında.
Batılın tasviri saf zihinleri idlal eder.
Bir şeyin şüyuu vukuundan beter sonuçlara sebep olabilir.
Suçun aleniyeti ve yaptırımsız kalması o şeye toplum zihninde meşruiyet oluşturur.”
Dilipak biraz da kendisine yönelik eleştirilere cevap verme gayreti ile oldukça önemli suçlamalarda bulunuyor.
İfadelerinden “açıklanırsa mahalleyi karıştıracak karışık ve kirli ilişkilerden” haberdar olduğu izlenimi çıkıyor.
Bildiklerini kamuoyu ile paylaşması gerekir.
Kamuoyu “mahalle karışmasın” diye “karışık ve kirli ilişkiler ağı” karşısında suskun kalmamasını ve iddiasına açıklık kazandırmasını bekliyor.
Yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında gösterilen tepkilere hak verirken, ortaya atılan iddiaların da sahipsiz bırakılmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Kendisini kınayan embedded yazarların(!) ATV olayında seslerini çıkarmamasından yakınan Dilipak, aynı duruma düşmemek için bildiklerini paylaşmalıdır.
Yani “aman mahalle karışmasın” duygusu ağır basmamalıdır.
Belki bugün yandaşlar tarafından bile rezalet olarak tanımlanan olayların “sona ermesi” için mahallenin “iyice” karışması gerekiyordur.
Sadece sert eleştiri yetmiyor, gereği mutlaka yapılmalıdır!
