Tarih: 15.06.2018 20:41

Sadece Ramazan davulu değil, oldu olacak pastırma da yasaklansın!

Facebook Twitter Linked-in

BİR Ramazan daha nihayet buldu ve bayram geldi! Bayramınız kutlu, mutlu ve size ne güzellikler ile iyilikler getirmesini arzu ediyorsanız öyle olsun, öyle geçsin!

Hemen her Ramazan´da mutlaka bir tuhaflık yaşamamız âdettendir ama pek dikkat etmediğimiz için bu tuhaflıklar gözümüzden kaçar. Meselâ ramazaniyyelik ekran bülbülü hocalardan birinin tuhaf bir söz edeceği tutar, günlerce o sözü tartışırız yahut orucun, iftarın, sahurun yahut din ile alâkalı bir başka meselenin içine siyaset karıştırılır ve yapılan iş gündem olur...

Bu sene de böyle bir tuhaflık yaşadık ama Ramazan yoğun bir seçim koşuşturmasına tesadüf ettiği için son garabet gözlerden kaçtı ve gazetelerde küçük şekilde yer bulabildi...

İzmirli bir vatandaş, sahur vaktine yakın sokaklarda davul çalınmasından rahatsız olmuş, Anayasa Mahkemesi´ne müracaat edip Ramazan davulunun yasak edilmesini istemiş ama mahkeme başvuruyu reddetmiş.

İşin üstelik uzun bir geçmişi var: Vatandaş aynı gerekçe ile bundan on sene önce, tâââ 2008´de İzmir Valiliği´ne başvurmuş, müracaatı reddedilince İzmir İdare Mahkemesi´ne gitmiş, oradan da red kararı çıkması üzerine dosyayı Danıştay´a götürmüş ama Danıştay da aynı şekilde karar verince son mercie, yani Anayasa Mahkemesi´ne başvurmuş...

BUNA ?TAKINTI´ DENİR!

Dâvânın gerekçesi ise daha bir tuhaf: İzmirli vatandaş davulun ?insanları Sünnî inancının ibadeti olan sahura kalkmaya ve oruç tutmaya zorlandığını?, ?bir dine bağlı olmayan kişilerin uyandırılarak ibadet yapmaya mecbur tutulduklarını?, bunun ?din ve inanç özgürlüğüne aykırı olduğunu? söylemiş ve anayasal haklarının ihlâl edildiğini iddia etmiş!

Senenin sadece bir ayında, Ramazan geceleri birkaç dakikalığına çalınan davulu susturabilmek için on sene boyunca hiç bıkmadan böyle koşuşturmanın ardında ?Ben size gösteririm! Bu işi sonuna kadar götüreceğim! O davul çalınmayacaaaak! Çalamayacaksınıııız!?inadının bulunduğu ve bu inadın zamanla takıntıya döndüğü zaten apaçık belli oluyor...

Avrupa´da da gerçi nâdiren de olsa bir-iki uçuk çıkar, ?Kilisenin çanından rahatsız oluyoruz. Çan sesi lâikliğe aykırıdır? diye tutturur, belediyelere çanlardan şikayet dilekçeleri verir ve mahkemelerde dâvâ açarlar. Ama belediyesi de, mahkemesi de ?Bu işin lâiklikle alâkası yok, çan çalınması gelenektir? der, adam o kadar uğraştığı ile kalır ve etraf bu işe kalkışanlara gerçi ?çatlak? diyemez ama tebessümlerle bakar, zira yapmaya çalışılan iş aklı başındaki vatandaş için sadece komiktir...

PASTIRMA DA YASAKLANSIN!

Bu gibi uçuklukların son senelerde aşırı bir entellik, diyalog merakı, aydın görünme ve hattâ uçuk edâlar takınma hevesi ile bizde gittikçe arttığının acaba farkında mısınız? Şimdi ?Ezanın volümü çok yüksek, rahatsız ediyor? derseniz ?aydın?; ?Ezan asırların geleneğidir. Beni hiç de rahatsız etmiyor? dediğiniz takdirde ise ?yobaz?, ?irticacı? ve hattâ ?yalaka? oluyorsunuz!

Bu entel çabaların zirvesini birkaç sene önce İstanbul Müftüsü´nün minarelerdeki hoparlörlere takograf gibi bir âlet takıp ezanın desibelini ölçme ve volüm fazla ise azaltma hevesinin teşkil ettiğini herhalde hatırlarsınız.

?Modernite?nin ?reddimiras? zannedilmesi hâlinde bütün bu tuhaflıklar maalesef olağan görünür... Bu Ramazan´da böyle bir ramazan davulu macerası yaşadık, daha doğrusu memleketin halledilmesi gereken dünya kadar hukuki derdi ile uğraşması gereken Anayasa Mahkemesi, zamanını vatandaşın birinin davul takıntısına sarfetti...

Önümüzdeki Ramazan´da da kimbilir ne tuhaflıklara şahit olacağız! Belki aklıevvel bir aydınımız çıkar, ?İftarda yenen çemenli pastırmanın kokusu burnumu tahriş ediyor ve dolayısı ile anayasanın verdiği koku alma hakkını ayaklar altına alıyor. Anayasa Mahkemesi çemeni yasaklasın? gibisinden işlere kalkışır da hem söylenir, hem eğleniriz...




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —