Tarih: 09.06.2019 13:48

Saatçi Musa, Demirel´i dükkanından neden kovdu?

Facebook Twitter Linked-in

Saatçi Musa deyince pek çok kişi hatırlayacaktır Musa Çağıl´ı ve 1970´lerin Ankara´sında entelektüel sohbetlerin merkezi olan, öğrencilerin sığınağı, partilerin, hükümetlerin kurulduğu mekanı; Saatçi Musa´nın dükkanını. Üstad Necip Fazıl´ın, Sezai Karakoç´un sohbetlerinin dinlendiği, Abdullah Gül´den Necmettin Erbakan´a, Turgut Özal´dan Demirel´e pek çok tanıdık simanın gittiği dükkan 1980´lerde kapansa da Musa Çağıl hala Saatçi Musa... Çünkü hala öğrencileri kitapla, ilimle buluşturmaya devam ediyor. İşte kendi ağzından Çağıl´ın hayat hikayesi..

Ankara´nın Saatçi Musa Abisi Malatya´lı değil mi?
1927 Sivas Kangal doğumluyum ama 2 yaşındayken Malatya´ya göçmüşüz.

Saatçiliği nasıl öğrendiniz?
Saatçilik baba mesleğim. İlkokula 1934´te başladım. Lise yıllarım savaş yıllarıydı. Abim askere gidince babama yardım etmek zorunda kaldım ve saatçiliği öğrendim. O zamanlar yedek parça falan yoktu. Kırılan parçaları şemsiye tellerini eğeleyerek yapardık. Alet de yoktu kıtlık yılları.

İlim ve fikir dünyasına ilginiz nereden geliyor?
Abdülhamid, cennet mekan, ilme önem veren bir padişahtı. Medrese talebelerini askerlikten muaf tutmuş. Babam da Divriği´de medreseye gitmiş. Cumhuriyetle birlikte askere alınmış. Yarı mollaydı. Arkadaşlarıyla tefsir okurdu. O havayı kapmışım. 1950´den beri bulduğum kitabı okurum

Üstad ve kültür çevreleriyle nasıl tanıştınız?
İlginçtir beni Büyük Doğu Dergisi ile tanıştıran Cumhuriyet Gazetesi´nin Elaziz temsilcisi Muhsin Parla oldu. Fikri münakaşalar ederdik onunla. Bana bir gün Büyük Doğu´yu gösterip dedi ki ?Senin esas düşünceleri savunan bu.? Bir dergi aldım hemen, okudum. Sonra Sait Çekmegil´e götürdüm. Artık Büyük Doğu ekibini kurduk Malatya´da. Daha erken okuyabilmek için dağıtımını üstlendik. Gece gider istasyondan alırdık dergiyi, dağıtırdık, sonra oturup sabaha kadar okurduk.

Büyük Doğu sizi çok etkilemiş?
Malatya Kültür Derneği vardı. Bürokratlar, entelektüel insanlar gelirdi, şiir edebiyat toplantıları yapardık. O zaman kitap dergi yok ki okuyacak. 1947´de Ömer Nasuhi Bilmen´in ilmihali çıktı, Numan Kurtulmuş´un dedesi Amentü Şerhi´ni çıkardı, bayram edip, birbirimize hediye ederdik. Sebilürreşad Ehli Sünnet, Selamet Dergisi var. Bir de Redkit´ler, Hayat Mecmuası var.

Üstad´la nasıl tanıştınız?
Üstad´ı Malatya´ya getirmiştik 1947-1948´de. Çağırdık geldi. Bir hafta kaldı, bazen bizim evde, çoğunlukla Çekmegil´de kaldı. Sonra görüşüyorduk.

Suikast girişimine de karıştınız
Ahmet Emin Yalman Vatan´ın sahibiydi. Üstad´la atışıyor, camilere hakaret eden yazılar yazıyordu. Biz fevkalade infial duyduk. Bir de güzellik kraliçesi seçimi yaptılar. Gelenbir Tayfuroğlu diye bir kız. O da ?Rus erkeklerinden hoşlanıyorum? deyince kanımıza dokundu. Yalman´a bir ders verelim dedik. Arkadaşlar domates yumurta atalım dedi ama ben ?Olmaz ciddi bir şey yapalım? dedim. Sadece yaralayacaktık ama arkadaşlar tecrübesiz olunca biz de cezaevine girdik. 23 yaşındaydım. Üstad´ı da aldılar. Sererdik kilimleri, Üstad üç saat anlatırdı. Biz de zevkle dinlerdik.

Devamı >>>




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —