Tarih: 16.05.2018 14:23

RÜ´YET-İ HİLAL MESELESİ: ´ÜÇ ÜLKE VE ÜÇ FARKLI GÜNDE BAŞLANAN RAMAZAN´

Facebook Twitter Linked-in

Ramazan ayı bazen 29, bazen 30 gün olur, 28 ve 31 gün asla olmaz. Türkiye´de bugün (Çarşamba), Suudi Arabistan´da yarın (Perşembe), İran´da ise (!) (İran önceden günü ilan etse bile altına not düşüyor, rü´yete göre değişiklik olabilir diyor) günü Ramazanın ilk günü olacak.

Türkiye gök bilimi açısından gelişmiş bir ülke olduğu için hilal gözetlemeyi bırakmış, gök biliminin verilerine göre Hicri ayları düzenlemektedir. Yani Türkiye astronomik ölçüleri dikkate alarak Ramazan ayını belirliyor.

Suudi Arabistan ise hilali gözetleme geleneğini sürdürüyor ve dini günleri buna göre düzenliyor, 29. gün hilali göremeyince ayı 30´a tamamlıyor, dolayısıyla bugün hilali göremiyor ve Ramazanı bugün yapmıyorlar, yarın (perşembe) yapacaklar.

(Yani Suudi Arabistan astronomik hesaplamayı değil yerden yani arzî gözlem/görme uygulamasını devam ettiriyor.)

İran da yerden yani arzî gözlem geleneğini tatbik ediyor, orada da hilal gözetleme kurumu var ama onlarda hilal herkes tarafından rahat bir şekilde görülebilmesi gerekiyor. Tabiri caizse kişinin evi, bulunduğu mahal rü´yete/gözetlemeye uygun ise görebilecek kadar sarih olması gerekir. Bu nedenle bazen İran bu konuda sona kalıyor. 
Haddizatında İran umumiyetle Suudi Arabistan hangi gün Ramazan gününü ilan ederse ona muhalefet etmek gibi bir itiyatta bulunuyor.

Peygamber Efendimiz: ?Ramazan hilalini görünce oruca başlayın, Şevval hilalini görünce orucunuza son verin. Eğer buluttan hilal görülmezse Şaban ayını 30´a tamamlayın.? (Buhari, Savm, 11), buyuruyor.

Tarih boyunca İslam´ın merkezi olan Mekke ve Medine gibi yerlerde dini gün ve aylar bu hadisi şerife göre yapılmaktadır.

Bu uygulama peygamberimizin döneminden bu yana bu usul üzere süregelmektedir. Suudi Arabistan, İran ve bu ülkeleri takip eden ülkeler bu hadis-i şerife göre amel ediyor. Aslında bu uygulamanın hem özgün hem de otantik bir yönü vardır. Esasen rü´yet/gözetleme ülkemizde de sürdürülmelidir. Rü´yetin gök bilimi ile çelişmeyeceğini düşünüyorum. Bununla beraber Peygamberimiz: ?Biz ümmî bir topluluğuz, yazmayı ve hesabı bilmeyiz? buyuruyor. Kısaca meallendirelim: ?Biz ümmiyiz, hesap, kitap bilmeyiz´ diyor. O gün gök bilimi gelişmemiş ve yapılan iş çok doğru bir işti. Ancak bugün bilim gelişmiş, yüz yıl sonrasının gök hareketliliğini saniye kaçırmadan hesap ede biliyor. Bu nedenle şahsen, Türkiye´nin uygulamasını doğru buluyorum. Çünkü artık ümmi bir topluluk değil kitabi bir topluluğuz.

Esasen peygamberimiz de Hilal gözetlemenin gerekçesini, illetini söylüyor.

Bu illet kalktığına göre ilmin verilerini esas almalıyız.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Ümmi topluluk -haşa- cahil topluluk demek değildir. Bütün bu anlatımdan sonra şunu da ifade etmeden geçmek istemiyorum. Ülkeler, mezhepler farklı günlerde oruca başlayabilirler, buna fetva verilmiş ve bu uygulama caiz görülmüştür. 

Ancak arzî gözlem olduğu sürece, rü´yet meselesinde birlik ve bütünlük sağlamak mümkün görünmemektedir. İki köy arasında dahi ihtilaf vaki olmuş, Ramazana farklı günlerde başlanmış ve farklı günlerde bayram yapılmıştır. Geçmişte bunun sıkıntısı çekilmiş ve hala da çekilmektedir. Bu nedenle rü´yet konusunda hakikate en yakın olması, arzî gözleme göre daha sahih bilgi ihtiva etmesi ve daha başka nedenlerle astronomik ölçümün tercih edilmesinin daha uygun ve daha doğru olacağı kanaatindeyim.

?Biz ümmi bir topluluğuz ?? hadis-i şerifinin orijinalini ve kaynaklarını veriyorum: 
????? ????? ???????? ?? ???? ??? ????
-Farklı okunuşlarıyla- Kaynaklar: (Ebu Dâvûd), (Buhari, Savm, 11, 13; Müslim, Sıyâm, 4, 10, 12, 13, 15; Ebu Davud, Savm, 4; İbn Mâce, Savm, 8; Nesâî, Savm 17; Ahmed b. Hanbel, 1/184; 2/ 43, 52, 122, 129.)
Üç farklı günde oruca başlayan dostların bu vesileyle Ramazan-ı şerifini tebrik ediyorum.
Kitabi toplumun gereğini yapan topluluk olmanız dileğiyle...




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —