Gazete Duvar’dan Hazal Yalın Yazdı;
Bu haftanın seçkisinde dördü doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye’yi de ilgilendiren beş haber var. Komünist Partisi’nin haftalık yayın organı Pravda, Rusya’da ortaya çıkan ilaç sıkıntısının bir “ilaç turizmine” yol açtığını belirtiyor. İzvestiya, Rusya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Aleksey Yegarmin’den Rusya’nın “Mir” kartlarının Türkiye’de kullanımı üzerine görüş almış. Moskovskiy Komsomolets’e konuşan RANHiGS profesörlerinden Olga Şatalov, “toksik para birimleri” yerine ödemelerde BAE dirhemi ve Türk lirasının kullanılabileceği görüşünde. Kommersant ise bu iki para biriminin de bankalarda nakit alım satım işlemlerinin başladığını duyuruyor. Krasnaya Vesna’ya gelince, Britanya’nın yeni başbakanı Liz Truss’ın siyasi macerasını ele almış; ancak çeviride sadece Rusya’ya ilişkin bölümleri kullanıyorum.
'Rusya’da Türk lirası nakit alım-satım işlemleri başladı'
Rusya’da özel kişiler tarafından dost ülkelerin milli paralarının nakit biçimiyle alım satımı talebi ortaya çıktı; bankalar bu talebi karşılamaya çalışıyorlar. Bunların başında Çin yuanı geliyor; pazarın en büyüklerinin büyük bölümü yuanla döviz alım-satım işlemlerini sağlıyor. Ama nakit döviz alış-verişine konu olacak para birimlerinin sayısı da artıyor. Promsvyazbank (PSB) birkaç gün önce Rusya vatandaşları için Türk lirası, Sovkombank da BAE dirhemi alım-satım işlemlerini başlattı. Uzmanlara göre turistler arasında olduğu gibi dolar ve avroya alternatif arayan müstakil yatırımcılar arasında da “yumuşak” para birimlerine talep var. ...
Rusya’da bankacılık piyasasının ilk onundaki PSB, birkaç gün önce Rusya vatandaşları için başka bir “yumuşak” para biriminin alım-satım işlemlerini başlattı: Türk lirasının. Bankanın açıklamasına göre: Banka veznelerinde vatandaşlardan gelen hacimlerde lira alımı yapılabiliyor. Müşteriler arasında Türkiye’de nakit parayla alışveriş yapmak için Türk parasına yönelik bir talep var; müşteriler Türkiye gezisinden sonra kalan paranın iadesini de talep ediyorlar.” PSB’nin değerlendirmelerine göre dost ülkelere turist akışının artması ölçüsünde “yumuşak” para birimlerini alım-satım cirosu da büyüyebilir. ... (K. Dementyeva, Y. Poslavskaya / Kommersant, 8 Eylül)
'İlaç turizmi'
İlaç pazarını inceleyen analitik araştırma şirketlerinin verilerine göre bu yılın ikinci yarısında Rusya’da 275 eczane kapandı. Eczanelerin kapanması sürecek, raflar da boş kalacak. Analistler şimdiden 80’den fazla ilaç türünün piyasadan kaybolduğunu kaydediyorlar.
Birçok federal bölgede şu ya da bu ilaç bulunamıyor. Söz konusu olanlar da hafif soğuk algınlığı ilaçları değil, bazen epilepsi veya kistik fibrosis gibi ölüm tehlikesi olan ağır hastalıklara karşı ilaçlar.
Bu sadece hastaların görüşü de değil. Sağlık çalışanları da ilaçlara erişimde sıkıntılar olduğunu anlatıyorlar. Sağlık çalışanlarının uzaktan eğitim hizmetini gören vrachu.ru’nun araştırmasına göre, görüşüne başvurulan sağlık çalışanlarının yüzde 65’i kimi yaygın ilaçların temininde sıkıntılarla karşılaşmışlar; en çok da insülin, antibiyotikler, antikonvülsanlar ve hormonlar. Yaklaşık yüzde 56’sı da hastaların gerekli ilaçları eczanelerde bulamadıklarından yakındıklarını söylemiş.
Böylece yerli insüline geçirilen şeker hastalarında sorunlar başladı, zira birçok hasta bu ağır geçişi kaldıramıyor.
Bu durumda hastaların ve yakınlarının kendi başlarının çaresine bakmaktan ve hayatta kalmaktan başka yolları kalmıyor. ...
Hayat pamuk ipliğine bağlandığında, ağrı ve ıstırap normal varlığını sürdürmeye izin vermediğinde yurtdışında aramaya çıkmak gerekiyor. Böylece, gözler yaşlı olarak “eczane turizmi” başladı; akrabalar, tanıdıklar, aracılar ilaç almak için Türkiye’ye gidiyorlar. Bu işin nasıl görüleceği de dilden dile dolaşıyor: nasıl gidilir, nerede kalınır, tıbbi yardım ve fiyatı uygun ilaçlara reçete almak için hangi doktora ve nasıl başvurulur? ... (M. Panova / Pravda (RFKP), 2-5 Eylül))
'Dış ticaret ödemeleri için BAE dirhemi ve Türk lirası'
Rusya Kamu Ekonomisi ve Kamu Hizmetleri Akademisi (RANHiGS) Stavropol Şubesi’nden Profesör Olga Şatalov’a göre son aylar Rusya ekonomisi için dünyadaki başlıca para birimlerine, dolar ve avroya bağımlılığın azaldığı süreçlerle niteleniyor.
Şatalov’a göre:
“Rusya rublesine, keza bütün olarak ülkemize karşı saldırgan siyaseti dikkate alırsak, eski batılı ortaklarımız Rusya’ya karşı gerçek tutumlarını gösterdiler ve Rusya’nın sadece prensipte hesaba katılması gerekmeyen ucuz hammadde tedarikçisi olarak kalkınması vizyonunu benimsediler.”
Şatalov, “bu şartlarda milli kamu ekonomisinin normal gelişmesinin ancak dolarizasyondan uzaklaşarak ve temel ödemeleri alternatif para birimlerine, öncelikle de yuan ve Hint rupisine geçirmekle mümkün” olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Keza ödemeler, dolar karşısındaki değeri onlarca yıldır değişmeyen BAE dirhemine ve Türk lirasına geçirilir, zira bu ikincisiyle Rusya arasında ticaret hacmi son beş aydır çok büyük miktarda arttı.”
Şatalov sözlerini şöyle bağlıyor:
“Alternatif para birimlerine tam bir geçiş için temel şartlar, bunların istikrarı, ilgili emtia akışının temin edilmesi ve idari engellerin bulunmaması olmalı.” (Moskovskiy Komsomolets, 9 Eylül)
'Batı’nın Rusya-Türkiye arasında genişleyen ticaret hacminden rahatsızlığı lafta'
Rusya-Türkiye İş Konseyi Başkanı Aleksey Yegarmin, İzvestiya’ya verdiği mülakatta, yaz sezonunun sonu itibariyle Rusya’nın “Mir” kartlarının fiilen Türkiye’deki bütün turistik bölgelerde kabul edildiğini, şu anda da devlet komisyonları seviyesinde bunların yıl sonuna kadar bütün otellerde kullanılması meselesinin çözüme kavuşturulmaya çalışıldığını söyledi. Yegarmin’in değerlendirmesine göre 2022 sonuna kadar Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 80 milyar dolara ulaşabilir; bu da iki ülke liderinin daha 2018’de mutabık kaldıkları 100 milyar dolar seviyesine yakın bir miktar. Yegarmin aynı zamanda şunu da vurguladı: Medyada çıkan, Batı’nın Rusya ile Türkiye’nin ticaretinin artışından rahatsızlık duyduğu haberleri “lafta müdahale” olarak kalacak. Yegarmin, yaptırım tehditlerinin Moskova ile Ankara arasındaki ticari ilişkileri radikal şekilde etkilemeyeceğinden emin. ... (E. Baynazarov / İzvestiya, 6 Eylül)
'Truss’ın Rusya demeçleri'
Liz Truss, dışişleri bakanlığı görevindeki daha ilk konuşmasında, Ukrayna’da silahlı bir çatışma çıkabileceğini ve Rusya’nın böyle bir çatışmaya girerse “stratejik hata” yapacağını söylemişti. Britanya diplomasisinin yeni başına göre burada Ukrayna söz konusu değildi: “Mesele Ukrayna’da değil, mesele Rusya’nın, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyması,” demişti. ...
Rusya 24 Şubat’ta Ukrayna’nın denazifikasyonu ve demilitarizasyonu için özel askeri operasyona başladığında Truss son derece sert bir tutum takındı, retorikte sadece başbakan B. Johnson’u değil, başbakandan çok daha cüretkâr ifadeler kullanan savunma bakanı B. Wallace’ı da geride bıraktı.
Truss 10 Mart’ta ABD ziyareti sırasında Washington’daki konuşmasında, Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri operasyonunun “11 Eylül 2001 olayları ölçeğinde bir paradigma kayması” olduğunu söyledi. Truss şöyle dedi: Vereceğimiz cevap bu yeni dönemin modelini belirleyecek. Eğer Putin’i ve gelecekteki Putinleri gayet ciddi olduğumuza ikna etmek istiyorsak başka türlü davranmalıyız.” ...
Truss, 7 Nisan’da Brüksel’de NATO dışişleri bakanları toplantısında, “Rusya ile işbirliği döneminin sona erdiğini” söyledi ve ekledi: “Avrupa güvenliğine yönelik, dayanıklılık, savunma ve caydırıcılığa dayanan yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız var.”
27 Nisan’da Londra belediye başkanının rezidansındaki paskalya partisinde ... Büyük Britanya’nın Rusya’yı yenmek için risk almaya ve masraf üstlenmeye hazır olduğunu söyledi. ... “Ukrayna’daki savaş bizim savaşımızdır, herkesin savaşıdır, çünkü Ukrayna’nın zaferi hepimiz için stratejik zorunluluktur.” ...
Truss ayrıca gerilimin olası tırmanış senaryolarını da çizdi: “Ukrayna’dan başka Batı Balkanların ve Moldova ve Gürcistan gibi ülkelerin de egemenlik ve hürriyetlerini korumak için istikrar ve imkânlara sahip olmasını temin etmeliyiz.”
Truss, 21 Haziran’da Ukrayna Dışişleri Bakanı D. Kuleba ile ortak imzalı bir makalede, Büyük Britanya’nın Ukrayna’daki çatışmayı tırmandırmaya devam etmeye kararlı olduğunu gösterdi: “Bu herkesin savaşı, çünkü Ukrayna’nın zaferi ne kadar zaman alırsa alsın hepimizin menfaatlerine cevap veriyor.”
Truss en provokatif açıklamalarından birini 30 Haziran’da BBC’ye yaptı ve Kırım’ı kastederek ... “Rusya tarafından istila edilmiş olan bütün Ukrayna’nın kanunsuz işgal altında olduğunu” söyledi. ...
Rusya’nın öngörülebilir bir gelecekte bütün Ukrayna’dan dışarı çıkarılmasını hükümetin mümkün görüp görmediği sorusuna da şu cevabı verdi: “Bu gerçekçidir; zaten bu yüzden ek silah yardımında bulunuyoruz.” ... (N. Sevryukova / Krasnaya Vesna, 7 Eylül)